İspanya…
Bütün dünyayı gezmek
istiyorum ama ilk sıramda İspanya var. Bütün o Uzakdoğu
ilgime rağmen hem de… Size İspanya’yı anlatmak
istiyorum.
Hepimizin bildiği şeyler vardır İspanya hakkında… Başkenti Madrid, dili İspanyolca falan… Ancak 1716’da kurulan bu devletin yönetim biçiminin meşruti krallık olduğunu insanların çoğu bilmez.
İspanya, (İspanyolca Espana) yardım, bilgi anlamına gelir.
Günümüzdeyse resmi adı İspanya Krallığı olan bu devlet beş yüz bin küsur km’lik bir yüz ölçümüne sahiptir. Her yıl kendi nüfusundan (46 küsur milyon) fazla sayıda turist bu ülkeyi ziyaret eder. (50 küsur milyon)
Coğrafi konum olarak Avrupa’nın güneybatısında, İber yarım adasının yedide altısını kaplayan bir Akdeniz ülkesidir. İnsanları da tipik Akdeniz insanıdır. Sıcak, konuşkan, samimi… İspanya’da 6 farklı iklim tipi görülür.
Güneyde ve doğuda Akdeniz’e, kuzeyde Atlantik’e kıyısı olan İspanya, Fransa’dan sonra Batı Avrupa’nın 2. Büyük ülkesidir. İsviçre’den sonra de Avrupa’nın 2. Yüksek ülkesidir. (Ortalama 650 m) Fas kıyılarında bulunan 7 ada ve Kuzey Afrika’da bulunan Septe ve Melilla eyaletleri de İspanya sınırları içerisindedir. Ancak bu topraklar İspanya’nın Fas’la bazı sorunlar yaşamasına neden olmuştur. (Halen Fas Ceuta ve Melilla şehirlerini istemektedir.) Yine, batıda komşusu olan Portekiz İspanya’nın Olivenza bölgesindeki egemenliğini tanımaz ve Birleşik Krallık’la da bir Cebelitarık sorunu olmuştur. (Şu anda bu sorun BM tarafından çözülmeye çalışılıyor.)
İspanya’nın oldukça geniş bir
tarihi vardır. M.Ö. 1100 yıllarında Fenikelilerin ilk yerleşim merkezlerini
kurmasıyla başlayan bu tarih Keltlerin ve Yunanların onları takip etmesiyle
devam eder. Daha sonra Kartacalıların egemenliğine giren İspanya, MÖ 202
yılında Romalıların Kartacalıları İberik yarımadadan atmasıyla köklü bir değişim
geçirir. Bu tarihten sonra Roma İmparatorluğu İspanya’da birliği sağlar ve Hıristiyanlığı
yayar.
Belki İspanya tarihinin bizi
en çok ilgilendiren kısmı olan Endülüs hikayesi şöyle başlamaktadır. 8. Asrın başlarında
Kuzey Afrika’dan gelen Müslümanlar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya’ya
hakim olur ve 8. Asırdan 10. Asra kadar Endülüs medeniyetini devam ettirirler.
İlk başta ordular İspanya’nın
Vizigot savunmasını yoklar. İber yarım adasını istila eden bu mağribiler Fas’ın
Berberi halkıydı. 711’de Tarık Bin Ziyad’ın 12.000 kişilik ordusuyla dağlık bir
buruna çıkartma yapmasıyla başlayan Endülüs efsanesi –Bu dağa Jabal Tariq ismi
verilmiştir. Yani; Tarık dağı.- Kuzey Afrika’da yöneticilik yapan Musa Bin
Nusayr’ın ordusuyla gelmesiyle devam etti. 3 yıl içinde hemen hemen bütün
bölgeleri fethetti ve Fransa’ya akın etmeye başladı.
11. asırda ülkenin iç
karışıklıklarından faydalanan İseviler kuzeyden başlayarak adayı yeniden ele geçirdi.
1276’da Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Granada kalmıştı.
Daha sonra İspanya Kastilya ve Aragon krallıklarının
hakimiyeti altına girdi. Valencia’nın 1238’de Aragon ve Katolonya ile
birleşmesiyle ülkenin ticari ilgisi Karadeniz’e kadar uzandı ve Barcelona,
Valencia limanları köle, baharat, tekstil, ilaç vb. şeylerle dolup taştı.
1492’de Granada yıkıldı. Bu tarih size oldukça tanıdık gelmiştir. Evet, Kristof Kolomb’un İspanyol hükümdarının desteğiyle Amerika’yı keşfettiği ünlü geziye çıktığı yıl. –Tabi Kristof Kolomb’un amacı Hindistan’a vararak dünyanın yuvarlak olduğunu ispatlamaktı, kara göründüğünde o Hindistan’a geldiğini sanıyordu.- Bu yolculuk sonun İspanya dünyanın en büyük sömürge imparatorluklarından birini kurdu. İspanyol askerler onları hediylerle karşılayan yerlilere işkence etti ve soykırım yaptı.
Kolomb’un
yakın arkadaşı olan Bartolome de Las Casas, 1542 tarihli “Kızılderililer nasıl yok edildi?” isimli kitabında bu olaydan şöyle bahseder: "Amerika yerlilerinin Hıristiyanlara
karşı giriştikleri savaşta haklı olduklarına yüzde yüz eminim. Öte yandan
Hıristiyanlar onlarla tek bir haklı savaş yapmadı. Tam tersine savaşları
dünyadaki hiçbir zorbanın olamadığı kadar şeytansı ve haksızdı."
1588 yılında İspanyol Armada'nın İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları
sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı. 1640'ta Portekiz'i,
1714'te ise Avrupa'daki
bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını
kazandı.
Peki, I. Dünya savaşında İspanya ne tarafta
yer aldı? Bu soru aklıma geldiğinde sarsıldığımı hissettim çünkü bir türlü
anımsayamıyordum. İttifak devletlerinden biri değildi, hayır. Ama itilaf devletlerinden
biri de değildi. I.Dünya savaşında 'nda İspanya bütün davetlere rağmen tarafsız
olarak kaldı fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa, İspanya'nın bazı topraklarına saldırıp
işgal etti.
General
Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu. 1930
yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri cumhuriyetçilerin
kazanması sonucu Kral VIII. Alfonso ülkeyi terk etti. 1936'da yapılan
seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine ülkede iç savaş baş gösterdi. 1939'da
iç savaşın sona ermesiyle Franco devlet Başkanı oldu. II.Dünya savaşındaı'na da katılmayan İspanya'da ordunun
desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu. 1975 yılında Franco'nun
ölmesiyle yerine I.Juan Carlos geçti. 1976'da Başbakan Navarro'nun istifası
ile Carlos kral oldu ve Alfonso Sourez'i başbakanlığa atadı.
15 Haziran 1977'de, 41 yıl sonra İspanya'da ilk defa genel seçimler
yapıldı. Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde
etti. 1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe
girişimi sonuçsuz kaldı. 1982 seçimlerinde ise Sosyalist Parti seçimi büyük
çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol
iktidarın doğmasını sağladı.
1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra, Franco rejiminin dış ilişkileri engellediği
İspanya, dış ilişkilerini geliştirmeye karar verdi. 1982'de NATO, 1986'da ise AB üyesi oldu. 2001'de Kuzey Kore ile ilişkilerin normalleştirilmesi ile de İspanya tüm dünya ile ilişkilerini düzeltmiş oldu. (Birleşik Krallık, Fas ve Portekiz sorunları
devam etmektedir.)
İspanya 17 özerk bölgeye ve 2 özerk şehre ayrılmıştır. Ayrıca İspanya'da elli il bulunmaktadır. Yedi özerk bölgenin her biri (Asturias, Balear Adalar, Cantabria,
La Rioja,
Madrid,
Murcia,
ve Navarre)
aynı zamanda bir ildir. Tarihi sebeplerden ötürü, bazı iller ayrıca comarcas
denilen ilçelere ayrılmıştır. İspanya'daki en küçük yönetim birimi
belediyelerdir.
İspanya ordusunu kral
yönetir. Ordu dörde ayrılır.
-Kara Kuvvetleri
(Ejército de Tierra)
-Deniz Kuvvetleri
(Armada)
-Hava Kuvvetleri
(Ejército del Aire)
-Askeri Polis
Kuvvetleri (Guardia Civil)
Dünya Bankası verilerine göre İspanya dünyanın en büyük
sekizinci ekonomisine sahiptir.
Temmuz 2008
itibariyle İspanya'nın nüfusu 40.491.051 kişidir. En yoğun il ise Madrid'dir.
Ülke genelinde
tahmini ömür 79.92 yıldır.
İspanyolca
İspanya'nın tek resmi dili olarak kabul edilir, diğer diller ise sadece özerk bölgelerde günlük hayatta kullanılan ana dildir. Ayrıca İspanyolca dünyada en
çok konuşulan 3. Dildir. 610 milyon civarı kişi İspanyolca bilmektedir
ve yaklaşık 460 milyon kişinin de ana dilidir. İspanya, Afrika ve Amerika
dışında 33 başka ülke daha İspanyolca konuşmaktadır. Yabancı dil
olaraksa İngilizce ve Fransızca konuşulur.
İspanyol anayasası ikinci maddesinde devletin bir dininin olmadığını
belirtir. Ancak halkın %96'si resmi olarak Katolik'tir.
Bunun yanında 2002 yılında Centro de Investigaciones Sociológicas kurumunun
yaptığı bir anket sonucunda ankete katılanların sadece %80'i Katolik olduğunu söylemiştir. %12'lik kesimin ise herhangi bir dine mensup olmadığı
ortaya çıkmıştır. Katoliklerin de %54'ünün çok az kiliseye gittiği veya hiç
gitmediği bulunmuştur. Diğer katoliklerin de %15'i ara sıra, 10%'u ayda birkaç
kez, 19%'u ise her pazar kiliseye gittiğini belirtmiştir. Tüm İspanyol halkının
%22'si ise en az ayda bir dini görevlerini yerine getirdiğini belirtmiştir.
Katolik Kilisesi Papalıkla yapılan bir anlaşmadan dolayı İspanya hükümeti tarafından
desteklenen bir kilisedir. İspanya'da Katolik Kilisesi inananlardan toplanan yardımlar sonucu ayakta kalmadığından, resmi
olarak yardım toplamasına da gerek yoktur. Hıristiyanların en çok ziyaret ettiği kutsal yerlerden biri olan Santiago de
Compostela da İspanya'da
bulunmaktadır.
Nüfusun %2.5'ini İslam,
%1'den daha az kısmını ise Musevi dinine mensup kişiler oluşturmaktadır.
***
Umarım bir gün İspanya’ya gider ve Miguel de Cervantes, Arnaldus de Villa Nova, Barselonalı Lupitus, Dr. Javier Solana Madariaga, Pablo Martín
Asuero, İbn Rüşd, Miguel
Servet, Hasday bin Şaprut, Pablo Picasso, Muhyiddin İbn Arabi gibi bir
çok değerli şahsiyetin yaşadığı yerlerden geçerim…
Ve umarım o muhteşem Elhamra sarayını her ne kadar tahrip olmuş olsa da
gezerim.
“… Elhamra'ya basit bir dış kapıdan giriliyor.
Girerken hârikulâde bir mekân içine girileceğinin farkına bile varılmıyor.
Girdikten sonra bir âlemden başka bir aleme geçmiş, sanki bir rüyanın ortasına düşmüş
gibi gözlerimi kapadım ve açtım, öylesine bir hayret içindeydim. Bu şaşkınlık
daireden daireye geçtikçe arttı. Nazar değmemiş bir beyazlık içinde, sülüs bir
yazı sarmaşığı gülümseyen bir güzellikle bütün duvarları sarmış; nakşın ve
oymanın hudutsuz oyunları, tavanların derinliklerine kadar her tarafı örtmüş,
ama her taraf yine de bembeyaz görünüyor.”
Not: Muhyiddin Arabi’nin tam adı: Abū `Abd Allah Muhammad b. `Ali b. Muhammad b. al-`Arabi al-Hātimī
al-Tā’ī,
İbn-i Rüşd’ün künyesi: Ebū'l-Velīd Muḥammed ibn Aḥmed ibn Muḥammed ibn Rüşd,
Pablo Picasso’nun tam adı: Pablo Diego José Francisco de
Paula Juan Nepomuceno María de los Remedios Cipriano de la Santísima Trinidad
Ruiz y Picasso’dur.
Her ne kadar ben daha
size İspanyol iç savaşından, İspanyol
Armada’dan, Futbolundan, ve diğer
nice önemli işler yapmış olan İspanyollardan,
İspanyol İmparatorluğundan
ve diğer sosyal açılardan İspanya’yı
anlatmak istesem de zaten çok uzun olduğu için buna
yeltenmiyorum.
Özetlemek için
elimden geleni yaptım, vikiden bile yardım aldım ama kısaltması oldukça zor.
Sıkıcılığı
azaltmak amacıyla kısa cümleler kurmaya çalıştım. Başarılı
olduğumu sanmıyorum ama içinizde ufak da olsa bir İspanya
merakı uyandırabilmişsem ne mutlu bana.
The end.
Bir kaç resim...
-Madrid-
-Golden Temple-
-Madrid-
-Hemispheric-
-Madrid-
-Toledo-
-Guggenheim museum, Bilbao-
-Guggenheim museum, Bilbao-
-Temple Debod-
-Flamenko öğrenen çocuklar-
-Mercado-
-Metropolis-
-Oceanographic-
-Eski Cobblestone köprüsü-
-Geleneksel boğa koşusundan bir görüntü-
-Boğa güreşlerinin yapıldığı arenadan-
-Plaza Mayor Salam-
-Rioja-
-Sagrada Familia-
-Tajo nehri, Toledo-
-Temple Debod-
-Valencia-
-Alicante-
-Hecules kulesi-
-Marbella kıyısı-
-San Sebastian-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder