Pazar, Ağustos 31, 2014

En Sevdiğim 10 Kitap Kapağı


Mim yapmayalı bayağı oldu sanırım. Düda’ya çok çok teşekkür ediyorum çünkü konusu gerçekten çok güzel. Çok iyi bir şekilde yapabileceğimi düşünsem de mimin kendisine güveniyorum. :D  En sevdiğimiz 10 kitap kapağını seçeceğiz.

Ama mime başlamadan önce açıklık getirmek istediğim bir konu var. Benim kitap kapaklarıyla olan ilişkim pek normal değil. İnsanlar genelde ilgi çekici kapaklardan hoşlanıyor ama ben fazla renkli, kalabalık veya insan resmi olan kapaklardan hiç hazzetmem. Hem de hiç. Alacağım varsa bile vazgeçebilirim o derece. Bir kitap kapağında baskın bir renk olmalı ve o renk de mümkünse mat olmalı. Ötükenin kapakları bu konuda cidden favorimdir. Onun dışında kitapçıda kapağı güzel olan bir kitap gördüğümde “ah bu güzelmiş” diyorum ama içeriği ve yazarı beni çekmezse ilişkimiz orada kalıyor. Hiç “Bunun kapağını beğendim alıyorum.” Demedim. O yüzden benim kapaklar cidden biraz ot. :D Son bir şey daha, gelmiş geçmiş okuduğum bütün kitapların bırakın kapaklarını isimlerini bile hatırlamam mümkün olmadığından kütüphanemden seçtim. :D

 

Denizi Yitiren Denizci: Pek bir albenisi olmadığının farkındayım ama bu küçük resim gerçekten hoşuma gitmişti. Kitabın adı da çok güzeldi. Ama beklentimi karşılayamadı. Yine de bu küçük resmi gerçekten sevdim.

Koşmasaydım Yazamazdım: Renklerin uyumunu, kapağın sadeliğini ve koşan adamı sevmiştim. 
Sene başında aldım ama hala okumadım. Nasıl oluyor anlamıyorum. Ayda 10-15 kitap okuyorum ama bir türlü yetişemiyorum.

 

Sen Alo Demeden Önce: Calvino deyu aldığım ama hala okumadığım bir kitap.
Ne kitaplar var kütüphanemde bekleyen... Üzücü. 

Dinle Küçük Adam: Kendisi hiç güzel olması da kapağı inanılmaz sevimliydi.

 

Altıncı Şehir: Kalabalık değil, sade, uyumlu, anlamlı. Çok beğendiğim bir kapak kendisi.

Sahnenin Dışındakiler: Verdiği hissi seviyorum. Okudukça kapağını daha çok sevdim. 
Nedense çok "doğru" hissettirdi.

 

Suretler ve Siretler: Bu resim gerçek rengini yansıtmıyor ama o orjinalde o kadar mükemmel bir mavi ki size anlatamam. Bir renk bu kadar harika olur.

Dünyanın Üç Yüzü: His... Sadece bunu söyleyebilirdim. Verdiği his...

 

Olmak Cesareti: Gerçekten güzel bir resim olduğunu düşünüyorum.

Lao Tzu: Kitap elinizdeyken çok daha etkileyici göründüğü düşüncesindeyim.


Bu fazlalık ama Selim İleri'nin bütün kitaplarının kapaklarını çok beğeniyorum.
O yüzden seçim yapamadım.

Shirushi'yi, Filozof'u, LoverK'yi ve Bia Chu'yu mimliyorum. 


İşte on kitabımız bitti. Ama benim daha önceden kitap kapaklarına duyduğum bir ilgi var. O yüzden bir kaç tane de bonus yapacağım. Bazılarını da arkadaşım göstermişti.




































Çok güzeller değil mi? Kapak tasarımcısı olmak istiyorum bazen. :D
Şimdi gidiyorum, esen kalın sayın seyirciler.^^

Pazar, Ağustos 17, 2014

İç Dökme Seansı


Bu sene ben... Her şey yarım...
Nereden başlasam?

Açıkçası ne yapacağım ya da ne söyleyeceğim hakkında bir fikrim yok. Sadece kaos içindeki düşüncelerimi kelimelere dökmeye çalışacağım. Belki bunu yaparken bazı şeyler netleşir. Yine de ben sağı solu belli olmayan, dengesiz bir insanım. Herhangi bir konuda kendimden emin olamayacağım. Yani şimdi geleceğe dair bir takım şeyler söyleyeceğim ama çok da güvenmeyin sözüme. :D

Belki biliyorsunuzdur, gerçi yaşım hakkında konuşmayı pek sevmiyorum. Çünkü efendim, o zaman bana genç muamelesi yapıyorlar. Ne kadar yaşlı olduğumu ise ancak beni tanıyanlar bilir. Velhasılı kelam yine alakasız bir muhabbete yelken açıyorum. Diyeceğim o ki bu yıl üniversite sınavına gireceğim. O yüzden biraz sorumluluk almamın vakti geldi. 17 yıldır yatarak yaşıyorum. :D

11.sınıfta hukuk istediğime karar vererek eşit ağırlığa geçmeme rağmen oldukça esnek bir karardı bu. Psikoloji, sosyoloji ya da uluslar arası ilişkiler de bir o kadar ilgimi çekmiyor değil. (Aslında en çok edebiyat okumak istiyorum da soğursun diye korkutuyorlar beni. Eh çabuk sıkılan bir insan olduğumdan “soğumam” diye de diretemiyorum.) Üniversiteyi ciddiye almadığımdan değil kesin bir kararımın olmaması. Mutluluğu nerede bulacağımı bilemem, o yüzden biraz akışa bırakmak gerek böyle meseleleri. Sadece şunu biliyorum, ölesiye istediğim bir bölüm de olmadığından ikinci seneye bırakmam. Hayalimde işimde mükemmel olmak ya da kariyer yapmak gibi bir takım sinir bozucu şeyler yok.

Daha önce bahsetmiştim, ben yazar olmak istiyorum. Hangi bölümü okursam okuyayım, pozitif yanları kadar negatif yönleri de olacak. Öğrenmeyi seviyorum, bu yüzden derslerin benim için sıkıcı olacağını düşünmüyorum. Mezun olduktan sonra belki çalışırım belki çalışmam, bunlar da önemli olmayan meseleler. Kendimi bildim bileli hırslı bir insan olmadım, bundan sonra da olabileceğimi sanmıyorum. Uzun lafın kısası ben nasıl mutlu olabileceğimi öğrendim, çok para kazanmaya, ünlü olmaya ya da ne bileyim işte, benzeri şeylere ihtiyacım yok.

Bunca sene hiçbir şeyin sorumluluğunu üstlenmeden kafam rahat bir şekilde yaşadım. Derece yapmak ya da çok olağanüstü bir üniversiteye gitmeyi düşünmüyorum ama yine de kendimi çalışmak zorunda hissediyorum. Bilirsiniz, vicdanımız peşimizi bırakmak. Bunca senedir yatıyorsun, bari bu sene iki kalem oynat diyor. Sırf vicdanımı rahatlatmak adına önümüzdeki bir senede geçici olarak bazı şeyleri değiştirmeye karar verdim.

1-Çok fazla film izliyorsun, film izlemeye ara ver.
2-Aşırı derecede show programı izliyorum, yeter bu kadar gülmek sana.
3-Zaten pek dizi izlemiyorsun ama en iyisi hiç izleme. :D
4-Sana müziğe da ara ver derdim ama biliyorum bu imkânsız o yüzden sal gitsin. :D
5-Okumaya devam et tabi ama biraz azaltsan mı ne? Hani ayda on beş değil de on kitap okusan mesela? Olur mu?
6-Bloga yazmayı bırakamazsın biliyorum ama daha kısa yaz, daha az sıklıkla yaz.
7-Bilgisayardan uzak durmayı öğren artık!
8-Bunlar yapsan senden iyisi yok valla diyorum bak.
9-Tabi ki sana güvenmiyorum. Ama rica ediyorum, en azından bunları yap.
10-Zaman nasıl geçmiş anlamayacaksın bile. Hadi aslanım, hadi göreyim seni…

Demem o ki bundan sonra ayda iki üç kere uğrarım, dinlediğim albümlerden, okuduğum kitaplar kısa kısa bahseder kaçarım. Yine de siz yetim komayın buraları, kendi blogunuz gibi kullanın olur mu? Ahh duygulandım. Bu bir veda değil hayır ama niye öyleymiş gibi hissediyorum?

*** 

Bir daha ne zaman gelirim belli değil o yüzden konuşmak istediklerim hakkında iki çift laf etmeden gidemem. :D Valla içimde kalır. Hem bundan sonraki yazılarımın nasıl olacağına dair bir örnek sayılır.

İnanması güç de olsa sonunda Winner çıkış yaptı. Açıkçası yayınlanan teaserlardan dolayı çok müthiş bir klip bekliyordum ama YG beni hayal kırıklığına uğrattı. Bir senedir anca bu klipleri mi çektin diye soruyorum kendisine. Ama albüm çok güzel. Bütün şarkılara 5 üzerinden 4 ya da 4,5 veriyorum. Çıkış şarkısı olarak Go Up gibi bir şey bekliyordum, Empty de güzel tabi ama Go Up benim için 5'te 5'lik bir şarkıydı. Neyse, harika harika bir albüm muhakkak dinleyin. Ama Inner Circle neymiş ya? Böylesi iğrenç bir fan adı... EXO L'den bile kötü. Ben zaten EXO L'i ballad söyleyecek olan bir alt grup sanmıştım.


Red Velvet çoktan üçüncü haftasına girdi. Şimdiden bir sürü kız fanları var. Çıktığı günden beri her şeyleri olay oldu ama kesinlikle başarılı olacaklar. Ben kızları çok sevdim, potansiyelleri yüksek, Happiness şarkısı dinledikçe sevilecek türden. Ayrıca SM de YG de yeni şeyler deniyorlar. Bu hoşuma gitti. Ve böylece bu sene üç büyüklerin hepsi birer grup çıkarmış oldu, ödül törenlerini merakla bekleyeceğim. Red Velvet kız grubu olduğu için farklı kulvarda yarıştığını düşünenler olabilir. Ama hepimiz biliyoruz ki öyle de olsa karşılaştırılacaklar. EXO'nun seviyesi şuan tartışılmaz, ipini salanın çıkış yaptığı şu piyasada çaylak kategorisinden çoktan galip olarak çıktılar.


Taemin solo çıkışıyla pek çok kişiyi şaşırttı. Bense hep SHINee'den solo çıkış yapacak ilk kişinin Taemin olacağını düşünmüşümdür. Konseptini beğendim, yakışmış, güzel taşımış, becermiş. Çıkış şarkısını da sevdim, albümü de falan filan. Taemin'e kocaman alkış. Ace şarkısını da Changmin yazıp bestelemiş. Son zamanlarda ciddi prodöktör potansiyeli görüyorum sende Changmin, sana da alkış. Changmin demişken son SM Town konserinde KyuLine'ın 4 üyesi (Changmin, Kyuhyun, Minho ve Suho) Girls Day'in Something'inde dans ettiler. Changmin'in hep erkeğe benzediğini düşünmüşümdür ve bu kadar güzel olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. İnanılmaz güzel olmuş, hala şaşkınım.

Alt kısımlara takılmayalım pliz :D
Tasty Çin'de çıkış yapacakmış mı yapmış mı ne? Valla iyi olmuş, yine de ben hala onları ayıramıyorum. Kafayı yiyeceğim. Soryeong, bana işaret ver, sen hangisisin? Ve B2ST de sonbaharda dönüş yapmaktan bahsetmiş, açıkçası bu harika olurdu. Lütfen gerçek olsun. Dönüşten bahsedip Bigbang'den bahsetmemek olmaz. GD de bu sene eğlenmekten şarkı yazamadığı için özür dilemiş, bu sene bir albüm çıkar demiş. SuJu da albüm hazırlıklarında olduğuna göre iki sene sonra iki büyük grup dönüş yapmış olacak. Fanwar diz boyu olacaktır muhtemelen ama kimin umurunda? Harika olacak.

Fnc hala bir FT Island dönüşü görmediğimiz gerçeğinin farkında mı merak ediyorum? Ya SM SHINee dönüşü? Ya JYP 2PM dönüşü? YG'ye hiç girmiyorum, onun işi bekletmek... Ve bir de T-ara dönüşü istiyorum, bir şeyler de var sanırım, öyle duydum. Shinhwa'nın dönüşü ise Ocak'a kalmış, ne diyeyim? Üzüldüm işte. MBLAQ'i de özledim hem. Bu kadar çok grup takip edersen olacağı bu... Bekle bekle olmuyor, biri dönse diğeri dönmüyor, o dönse diğeri, derken ilki döneli yine yıl geçiyor. Çekilir gibi değil fangörl olmak zor zanaat.

Amma konuştum yine, neyse, susuyor ve gidiyorum. Sayanora!