Cuma, Ekim 30, 2020

yine zorlaştı

maynard dixon - shapes of fear (korkunun biçimleri), 1930-32



uzun zaman oldu ve ne yazacağımı da pek bilmiyorum açıkçası ama bir yerden başlamam gerekiyor. elbette yine bir sürü kitap okudum ve pek az film izledim. "i'm thinking of ending things" oldukça güzel ama bir o kadar da depresif bir filmdi. yani moraliniz halihazırda bozukken izlemeyin, özellikle de çok fazla hayal dünyasında yaşayıp hayatınızın boşa geçtiğini filan düşünüyorsanız. 

okuduklarım arasından ise şiddetle tavsiye etmek istediğim ne var diye düşünüyorum. mithat cemal kuntay'ın üç istanbul'u sanırım şimdiye kadar okuduğum en iyi dönem romanıydı. jan-werner müller'in popülizm nedir kitabı da çok güzeldi ve en azından benim için yeterince derin açıklamalar mevcuttu. fuat sevimay'ın anarşık kitabını da pek beğendim. sonra borges'in yedi gece'si. edebiyatla ilgili inceleme sevenler için çok güzel bir deneyim olacak ama sadece bununla da kalmıyor, budizmden karabasana değişik değişik konuşmalar. knut hamsun'un dünya nimetleri'ni de zevkle okudum. kırsal hayat çalışkan köylü güzellemesi ama bunu öyle iyi yapıyor ki keyifle okuyorsunuz. en azından benim için öyleydi. sonra platonov'un öykülerinin olduğu dönüş kitabını okudum ki zaten sevdiğim bir yazarı daha çok sevmemle sonuçlandı. bir de kimseden duymadığım ama bayıldığım bir kitap, lyonel trouillot'dan bağımsızlık kutlaması, çok çok iyiydi. ve klasiklerden jack london'ın deniz kurdu'nu okudum ki aşırı sürükleyiciydi. heyecandan kitabı elimden bırakamadım.

onun dışında son bir aydır hayli sosyalleştim, yorulacak kadar. evde kalmayı özleyecek kadar dışarı çıktım, hemen her gün. aa en büyük gelişmeden bahsetmeyi unuttum. yoga yapmaya başladım. kırk dört gün oldu ve atladığım tek gün yok. kendimi daha sağlıklı hissediyorum, umarım bırakmam. eğer siz de benim gibi spor yapmaktan hiç hoşlanmıyorsanız yogayı deneyin, spordan çok daha keyifli bir şey.

bu yazıyı yazmaya geri dönebilmek için bir teşebbüs olarak görüyorum. biraz zorla yazdığımı itiraf etmem gerekiyor, zaten okurken bunu hissettiğinize eminim, bu yüzden özür dilerim. fakat şu ara yaşama motivasyonum yine düştü. siz böyle hissettiğinizde ne yapıyorsunuz?