Perşembe, Ağustos 06, 2015

adını unuttuğum mim


Mime geçmeden önce kimlerden bahsetsem? Bu yazıya ne gider ki? Opera sever misiniz? Ambroise Thomas'tan bahsetmek isterim... Belki indie rocktan yana kullanmalıyım şansımı. Adaşımla tanışın: Elliot Smith. (Nasıl adaşın diye sormayın.) Doğduğum yıl Oscar'a aday olmuştu. Peki Küba'ya ait bir müzisyene ne dersiniz? İbrahim Ferrer, ben ikibinde Latin Grammy'de en iyi yeni sanatçı ödülünü almıştı, yetmiş üç yaşındaydı, iki yıl sonra öldü.



Bu sefer de İrem beni mimlemiş, çok teşekkür ediyorum kendisine. Son sorunun cevabında yer verdiği için ayrıca elbette.

1-  Blogger denilince aklınıza gelen 3 şey nedir ?

Okumayı sevdiğini düşüyorum ilk başta çünkü okumadan yazmak diye bir şeyi tahayyül edemiyorum. Ne hakkında olursa olsun o blog hem de. Tabi hayal kırıklığına uğradığım zamanlar olmuyor değil ama yine de böyle düşünmeyi seviyorum ben.

İkincisi biraz asosyal olduğu olsa gerek. Nereden çıkarırım bunu bilmem. Belki kişisel blog yazarları için öyledir ama gayet sosyal olan çok insan da var. Belki kendimden pay biçiyorum, bir arkadaşımın deyimiyle bazen fırlama olsam da ilk defa bulunduğum ortamlarda çok çekingen oluyorum. Tabi sonradan kayışlarım kopuyor ve hemen bir ciddiyetsizlik, bir mallık boy gösteriyor falan filan.

Üçüncüsü de film izlemeyi sevdiğine dair bir düşünce... Hani yine alakasız farkındayım ama "yazıyorsa izliyordur" türünden bir çıkarım da çok aykırı değil benim dünyamda. (Nasıl bir dünya olduğunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.) İşte böyle kendi çapımda bir şeyler geliyor aklıma. Oldukça şahsi düşünceler halbuki, niye böyleyim ki ben?

2- Kişisel blogları mı, yoksa gezi, güzellik, moda bloglarını mı tercih ediyorsunuz ?

Gezi, güzellik, moda... Hiç mi hiç ilgimi çekmeyen şeylerden bahsediyoruz. Gerçi gezmeyi severim hava güneşli değilse ama başkasının gezmeleriyle ilgilenmiyorum çok da açıkçası. Bazen esprili bir dille anlatanlar oluyor, o zaman ilgilenebiliyorum tabi. Onun dışında yok yani benden bir şey çıkmaz bu konuda.

Kişisel blog derken tam olarak neleri kapsıyor emin değilim. Ben daha çok kitap, müzik, film, sanat gibi kültür bloglarından hoşlanıyorum. Bunun yanı sıra kalemini beğendiğim yazarların denemelerini de okurum sık sık. Bazı arkadaşlar da komik yazıyorlar, ona da açığım.

3- Blogger olmanızda etkili olan en önemli şey nedir ?

Paylaşma konusunda kendimi geliştirmek.

Yazdıklarımla ilgili aşırı hassastım. Kimseye okutmaz, hatta göstermezdim bile. Yıllarca böyle oldu. Biri kazara bir şeyimi okusa depresyona girerdim. (Yekta Kopan'la bir başka ortak noktamız da budur.) Ama yazmayı ciddi olarak düşünüyorum bu mahremiyet olayını abartmamalıydım. Bunu aşmak için blog açtım, bir kaç gün sonra sildim. Kaldıramamıştım. Sonra yeniden açtım, bu sefer kendimi zorladım. Zaten kimse okumuyordu, kendi kendime konuşuyordum ben bir nevi. İki buçuk yıl oldu ve bugün çok farklı bir yerdeyim. Hala çok nadiren ciddi yazılarımı blogumda paylaşsam da en azından düşünmeden, içimden geçen ne kadar saçma olursa olsun yazabilmeyi ve insanlar bunu okuduğunda ağlayıp sızlanmamayı öğrendim. Ve çoğu zaman yazdıklarım önemsiz şeyler olsa da bir şekilde bu bana diğer konularda da yardımcı oldu. Basit bir düşünceyi kaleme dökerken zorlanmamayı öğrendim. Her zaman muhteşem cümleler yazmam gerekmediğini duyumsadım. Esneklik kazandırdı kısaca yazma konusunda. Bir hikaye yazmaya zamanım olmasa bile en azından bunu yaparken zihnimi canlı tuttuğumu düşünüyorum. Zaten Sait Faik gibi iyi veya kötü, yazmasam çıldırırım.

Ha bir de yazdığım şeyleri okumamayı öğrendim. İki buçuk yıl oldu, yazdıklarımı dönüp okumadım ehe Ama okusam biliyorum ki bu blogda tek bir post olmazdı.

4- Örnek aldığınız bloggerlar var mı ?

Hangi anlamda örnek almak? Blog kullanma şeklini örnek aldığım kimse yok. Zaten zamanım da yok ama mesela şu blogun yazarının anlattıklarına ve ondan daha çok anlatış tarzına bayılıyorum. Çoğu zaman bir kitap yazsa da okusam ne güzel olurdu diyorum. Hiç olmazsa blog yazılarından derleme yapsın. Öyle işte...

5-  Şu anki mesleğin nedir veya hangi mesleği seçeceksin ?

İşsizim ve işsiz olmaya devam edeceğim. Gerçek bu. Ama görünürde öğrenciyim ve seçtiğim bölümden pay biçersem sinemacı(?) olacağım. Belki sosyolog? Asıl istediğim yazar olmak... Yine de dediğim gibi, hem on yıl sonrasını hayal ettiriyorlar ya, benim kafamda sadece işsiz bir ben canlanıyor. Bir çay bahçesinde oturmuş kitap okuyor, arada yan masadaki sohbeti dinliyor, hava soğuk, elindeki cam bardakla ısınmayı umuyor. İşi yok, eşi yok, evi yok, arabası yok. Babasıyla yaşıyor, bütün arkadaşları çalışıyor, hiçbir beklentisi yok dünyadan, on yıl önce olduğu gibi.Ve yine o zamanki gibi mutlu, öylesine mutlu ki bu mutluluk ona fazla geliyor, diğer insanlara anlatmak istiyor. Gerçi biliyor siddhartha-vari bir yaşamdı onunki, kendisi gibi diğer insanlar da mutluluğu ancak kendileri bulabilir.

6- En sevdiğin blogger arkadaşlarını yazmanı istiyorum desem ?

Bu soruya çalışmamıştım ben ya... Zor sordun kardaş derim. Çok bloglar geldi geçti buralardan, sık okuduklarım çoğu artık yok. Kalanlardan yazayım bakalım... Soruda yazmıyor ama on kişi yazacakmışız.

Nabrut'un yazılarını seviyorum.
Saygıyla karışık bir hayranlıkla takip ettiğim Tawannanna var.
Pek uğramıyor son zamanlarda ama Hanijuni'yi pek severim.
Yine görünmeyen bir LoverK var. Üniversiteye geçti geçeli böyle oldu bu kız.
Şeyma'yı severim, samimi gelir bana yazdıkları.
Bigbang deyince aklıma Efe Kızı gelir her zaman.
Çok uzun zamandır buralarda olan Muu, iyi ki buradasın.
Adını ne zaman duysam hoşuma gider, yazmasını bilen Keyaki.
Beş yıllık mazisiyle beni mutlu eden Altın Zen. Bir beş yıl daha kal.
Bütün doğallığıyla bir Sıla var sonra. Gerçi pek saçmalamıyor ama neyse.
Bloggerların bloggerı Deeptone... Film izleme potansiyeline hayranım.
Kendini bütün yönleriyle anlatmaktan çekinmeyen Düda.
Eğlenceli yorumlarıyla uzun zamandır takılan Dizikolik Mania.
Bütün DJlikleriyle Bia, SHINee dönüşün hayırlı olsun.
Bloguna şöyle arada bir uğrayan ama her zaman okuyan findingme.

Onu geçtiğimi biliyorum ama aklıma gelen herkesi yazmak istedim. İnşallah kimseyi unutmamışımdır.Gece gece biraz duygusala bağladım aslında. Ben üç yıl önce bloglarla ilgilenmeye başladığımda kimler kimler vardı. Ne kadar çok kişi bırakmış yazmayı, ne kadar üzülüyorum gidişlerine... Bazılarıyla başka mecralardan görüşsek de bazıları hakkında hiçbir fikrim yok. Çok yaşlanmış hissediyorum yine. Neyse, bu yazdıklarım aynı zamanda mimlediklerim oluyormuş sanırsam. Çoğu kişinin göreceğini düşünmüyorum ama görmeseniz de sorun yok. Ben takılırım kendi çapımda.

O zaman... Görüşürüz?

28 yorum:

  1. Şu an duygusallaşmama ne demeli T.T
    Yüz yıl sonra bir yazı yazayım iki blog okuyayım diye geliyorum ve ta taaa ismimle karşılaşıyorum. Hem de aylardır yazmıyor olmama rağmen... Abarttım mı?

    Bir de şu çay bahçesinde kitap okuyan Paul. Tam da dün para odaklı hayatı sorgulayıp neden böyle yaşıyoruz dedikten sonra açıp Into the Wild izlemiştim.
    O kadar kopamasak da çay bahçesi iyi iyi...
    Çok iyi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yazarken çok duygusala bağlamıştım efenim, o yüzden karşı atakta hiçbir mahsur göremiyorum :D :D Ahh işte bundan bahsediyorum: NİYE YAZMIYORSUN???

      Ben yaşlı olduğumdan belki en fazla bir kere öyle bir yürüyüşe çıkabilirim hayatımda. O yüzden sorunu çay bahçesiyle çözdüm gibi gibi...

      Sil
    2. Uuuu yaş konusuna hiç değinmeyelim :')
      Çok geç kalmışım zaten ben de yola çıkmaya. Bahaneler bahaneler bahaneler...

      Yazmıyorum çünkü. Immm... Yazmak için gelip yorum yapıp çıkıyorum. İlham kaçıyor ya da düşüncelerim dağılıyor. Bi de çok normal yaşıyorum gibi. Hareketsiz bi nesne gibi. Peh. Saçmalıyorum baksana bu kafa nasıl yazsın -_-

      Sil
  2. Adını Blogger Life Mim'i olarak değiştirebilirsiniz :) Teşekkürler cevaplarınız için :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baktım hatırlamıyorum, artık adı bu olsun dedim :D

      Sil
  3. Ayrıca Deep'i ben de mimlemiştim :)

    YanıtlaSil
  4. Ben gördüm yazınıı :))
    Güzelmiş bu mim, sevdim ve yapayım barı madem mimlemişsin :D
    Bu arada merak etme eğer elimde olmayan bir neden olmazsa yeni bir 5 yıl görebiliyorum ufukta :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte buna sevindim, her blogger on yıl yazsaydı ne güzel olurdu :D

      Sil
  5. benden bahsedeceğini hiç düşünmemiştim Paul-ah! Çok sevindim, çok teşekkür ederimm :) tarafından mimlendiğim yegane kişisin, nasıl görüp de cevaplamam? :'')

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Neden bahsetmeyeyim finding-nim :D uzun zamandır buradasın gibi gibi, en azından bana öyleymiş gibi geliyor. :'')

      Sil
  6. heey sinema tv bölümünde mi okuyon yaa. ay olursun hepsini. bi de ama nolur ortadan kaybolma olur muu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet galiba, kalbimin götürdüğü yere gittim asdfghjkl Değil mi zaten iyi bir yönetmen falan olmak için de önce işsiz olmak gerekiyor. :D buraları seviyorum, bir sıkıntı çıkmazsa ayrılamam zaten, bağımlıyım yaa :D

      Sil
  7. ayyy sakıncası yoksa hangi şehirde okuyon çünkü başka arkadaşlarımız da var bu bölümde okuyan blogçu. ah evet işallah işsiz yönetmen olmazsın yaa :)) tamam sakın gitme ah rahatladım. ayy peki kamera kullandın mı hiç. okulda çekim yaptın mı. ya baksana yazın bi yerde çalışsana çekimlerde filan. televizyon da var. ayyy baksanaaa bizde senaryo yok pek. sen senaryo yaz yaa :) peki hiç seminer çekimine filan gittin mii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne sakıncası olacak yahu, İstanbul zaten :D Galiba derken aslında bu sene başlıyorum efenim üniversiteye, onu kastetmiştim, her ne kadar ruhen doksanlara merdiven dayamış da olsa kimlikte genciz. Yaptığım yegane çekimler lisedeki kısa komik skeçlerimizdi. O zaman da haliyle hem yönetmen hem senarist hem kameraman hem ışık şefi hem de oyuncu olabiliyorduk :D Üniversiteyi okurken öğrendiklerimi paylaşırım zaten buralarda ama önce okumam gereken bir hazırlık vaaar :'')

      Sil
    2. tamam. bak istanbul üniversitesi beyazıt kampüsü ise başka blogçular da var orda. sölersin sona bana. tatlı öğrenciler var yani. yani başka üniversiteler de var tabii senin bölümde. neyse okula başlayınca söle. sona da söle. çok fikir veririm ki. ayrıca istanbul ve sinema ohoooo çok fikir veririm :) tamam bu sene zaten daha önce okumuştum ki hazırlandığını 2. yıl yazında evet :) ha haaa çalışmaktan yaşlandım diyon bizim ülke böyle yaa :) hazırlık okuycan anladım. tamam bak hazırlık için de yazarsın zamanla. o konuda da yardım ederim. hayatım ingilizce yani. ayyy başarılar sana çok sevindim :)

      Sil
    3. İstanbul Şehir Üniversitesi aslında :D ahhaha her zaman fikirlerine açığım :D keşke çalışmaktan yaşlansaydım... Daha önceden yaşlandığım için ders de çalışmadım. (bahane konusunda çığır açıyorum) Hazırlık okumak tatil yapmak gibi bir şey benim için aslında o yüzden kafam çok rahat

      Sil
    4. şehir. dur nerdeydi o yaa hatırlamadım. fikirler tamam sölerim ki. allam neden yaşlanır ki insan yaa kötü şeyler mi oldu ki ama :))) ah anladım dilin iyi. :)

      Sil
  8. Yapcam yapcam yapcam :D Ay beni sevindirik yapıyorsun ama :D senin kafanı seviyorum be paul :D Ne güzel insanlarla tanıştırdın bizi :) 10 saçma insan gücünde geri dönmeyi çok istiyorum ama konu bulamıyorum kiiii : D olsun fighting olsun bana yapıcam elimden geleni :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafam güzeldir askjghdjashdskjdh :D
      Konuya gerek yok ya, random takıl en iyisi valla :D sılaaa jjang!!

      Sil
  9. 4- numarada benden bahsediliyor sanırım:). güzel sözlerin için teşekkürler. sevgiler,selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Ben teşekkür ederim, kitap fikrini düşün ama bak, saygılar...

      Sil
  10. ay blogçular böyle ya haber vermeden filan kayboluveriyorlar.

    sen duygusala bağla hep ve burda ol he :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet üzüyorlar ama hep duygusala bağlasam çekilmem bu sefer de :D beni buralardan koparmak zordur ya :'')

      Sil
  11. Ya, mimle konuyla çok alakasız ama... Yazma şekline bayılıyorum. Okurken su gibi akıp gidiyor cümleler gözümün önünden ve kalbimde bir serinlik bırakıyor. Sade, ama bir o kadar duygusu ve felsefesi olan cümleler... En sevdiğim ve gerçekten sevdiğim bir tarz. Ne diyeyim, umarım yazar olursun, ben de kağıt kokusuyla birlikte cümlelerinin akışını izlerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Voav voav voaaavvvv... Bu şimdiye kadar duyduğum en harika iltifat olabilir. :D Üstelik böyle spontane saçmaladığım bir sürü yazıyla dolu bir blogla bunu işitebilmek. -teknik olarak okuyabilmek tabi- Çok teşekkür ederim diyeceğim ama yeterli gelmiyor, böyle sevilesi bir temenni karşısındaysa dizlerimin bağı çözülüyor desem yeridir :3 ^_^ *.*

      Sil
    2. Rica ederim, vazifemiz :)

      Sil
  12. Ben bunu görmemiş. teşekkür ederim efendim - utandı, şaşırdı - ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyanı yok, sağlık olsun, ben teşekkür ederim :'')

      Sil