Pazar, Mart 23, 2014

Mart Mimleri Ve Mart Yağmur'ları


Uzun uzun oldukça uzun bir zaman sonra “Saçmalarkene” blogunun sahibesi Sıla tarafından mimlendim. Kendisine teşekkürlerimi sunuyor veee… Düşününce ben de kendi blogumun adını “saçmalardan seçmeler” koyabilirmişim mesela, çok uygun görünüyor ama her şey için çok geç. İki tane mim var gençler.

1-Neden blogunun ismi Arrakis?

Hemen anlatayım, benim favori kitap kahramanım Paul olunca, kullanıcı ismi olarak da onu seçmek istedim. Sonra bu blogun bir nevi benim gezegenimvari olacağını düşündüm. Paul’ün gezegeninin ismi de Arrakis ya da bilinen adıyla Dune olunca, seçimim de bu yönde oldu tabi. Ayrıntıya girmem gerekirse bu soruyu daha önce şu şekilde uzun uzun cevaplamıştım:

Tüm zamanlar en çok satan Bilim Kurgu romanı sizce hangisidir? Maalesef cevap çok da güncel değil. 20. Asrın ikinci yarısında, Frank Herbert tarafından yazılan “Dune” serisidir. Bundan yüzyıllar sonrasını o kadar geniş bir çerçevede ve o kadar ileri düzeyde bir hayal gücüyle anlatır ki hala Frank Herbert gibi yazar gelmiş değildir. Seriye ismini veren “Dune” ise olayların geçtiği gezegenin adıdır. (Diğer onlarca gezgenden sadece biri…) Ya da yerlilerinin deyimiyle “ARRAKIS” Paul Muad-Dib, yani benim blogger nickim ise ilk iki kitabın baş kahramanı. İkincisinin sonunda ölüyor ama. -Tabi depresyona girmiştim ben- Kendisi erkek bile olsa şimdiye kadar sevdiğim nadir baş kahramanlardan biri çünkü hepsinden farklı, sıra dışı bir karakter… Aslında sadece o değil, bütün kahramanlarına gönül verdiğim bir seri “Dune” Peki neden bir kitap serisi benim blogumun adını vesairesini etkiledi diye düşünürseniz sadece böyle bir neden söyleyemem. Sonuçta burası benim zırvalıklarımın olduğu bir yer, bir nevi gezegenim. “Yağmur’un gezegeni” de bir o kadar basit duruyor. Arrakis de Paul’ün gezegeni olduğu için ve Paul’ü de biraz kendime benzettiğim için blogumun adını “Arrakis” koymaya karar verdim. Şimdiye kadar bu seriyi okumuş bir kişi bile tanımadım ama tanımayı çok isterdim.

Blogun sağ tarafındaki 3 pasaj da bu kitaptan alıntıdır zaten. Bu ilk kitabın arkasından:
“Biz Caladanlıyız; orası insan türü için cennet gibi bir dünyaydı. Caladan’da fiziksel ya da zihinsel bir cennet inşa etmeye hiç gerek yoktu; dört bir yanımızda gerçekliğini görebiliyorduk. Ve ödediğimiz bedel insanların yaşamlarında bir cennete sahip olmak için her zaman ödedikleri bedeldi; yumuşadık ve üstünlüğümüzü kaybettik.”

2-Hayat felsefeni belirleyen söz?

Çok mu kazık oldu? Diye sormak istiyordum ama bu soru benim mimimde vardı ama ben insanlara birden fazla madde seçeneği sunmuştum. Yine iyiyim kahretmesin. Neyse “söz” dediği için ben de o bağlamda bir cevap vereceğim. Hayat felsefem şöyle bir şey mesela...

“Biz şarapsız ve kadehsiz olmaktan memnunuz.
Bizim için iyi de kötü de deseler biz memnunuz.
Bize ‘sizin sonunuz yok’ diyorlar,
Biz sonsuz olmaktan memnunuz.”
-Mevlana

3-Kendimle ilgili 3’ü doğru 4 şey…

Bu sorunun mantığını anlamadım sanırım, üçü doğru biri yanlış mı olacak yoksa dördüncüsünün doğruluğu muallâkta mı olacak? Ben üçü doğru üç şey yazsam? Tamam tamam. 

-Hikâye yazarken yazan kişi ben değilim. Nasılı biraz karışık, el benim de...
-Son zamanlarda kitap okumakla ilgili kafayı sıyırdım.
-Biri sorduğunda gelecekle ilgili pek çok planım var ama aslında hiçbirinin gerçekleşeceğine inancım yok. Büyük hayallerim olmamasına rağmen böyle hissediyorum.
-Rüya görmeye bayılırım.

Bu da gelecekteki odam mesela...


Evet, şimdi diğer mimdeyiz gençler.

1-İlk anılarınız neler? Hangi yaşa kadar inebiliyorsunuz?

Uzun zaman ilk anımın dayımın düğününe ait olduğunu sanıyordum bu da 3-4 yaşlarıma ait bir anı. 2-3 yaşlarıma dair hatırladığım bir an da var ama o çok küçücük bir an ve ben emin değilim gerçekliğinden. Biraz karışık boş verin bunu. Yine 3 civarı yaşlardaydım, banyodan çıktıktan sonra annemle dayım resimlerimi çekmişlerdi ben de çok ağlamıştım bu yüzden.  Şekil 1.1.’de görüldüğü üzere pek çarpıcı değil ilk anılarım, kötü ya da güzel sorulsaydı daha sıra dışı olabilirdi belki ama şu durumda cık yani.

EDİT: Mimlemeyi unutmuşum ya, hala yapmamışlarsa Hanijuni, Keyaki ve Mitsuki'yi mimlemek istiyorum.


NSA ile birlikte bloglardaki okuma şenliklerine benzer bir şey yapalım dedik ve kendimize 8 kategori belirleyip, bunları okumak için 35 gün verdik.  Kategoriler şöyle oldu:

Daha önce okumadığın bir erkek yazar: Hakan Günday – Daha (“Az” da olabilir, belli olmaz.)
Daha önce okumadığın bir kadın yazar: Camille Noe Pagan – Gülümse Anılara (O seriden bir tane kitap okumaya karar verdik NSA ile birlikte, diğerlerinin kapakları rezil olduğu için ben bunu seçtim. Arkadya yayınlarından daha önce 22 Britanya Yolu ve Gölgelerin Ressamı’nı okumuşum. Şaşırdım, aynı yayınevi olduklarını bilmiyordum.)
Daha önce okumadığın bir klasik yazarı: Çiçero
Bir Türk Klasiği: Tanpınar – Saatleri Ayarlama Enstitüsü (Bunu okudum bile!)
Kitaplığında bakıştığınız bir kitap: En Etkin 100 (Bunu daha önce bölüm bölüm okumuştum ama tamamını okumamıştım.)
Bir tane best-seller: Elizabeth Gilbert – Ye, Dua Et, Sev (Ted’in stesinde bir konuşmasını dinledim ve çok hoşuma gitti, o yüzden meraka kapıldım.)
Le Monde’un listesinden bir kitap: Albert Camus - Yabancı
Nobel Ödüllü bir yazardan bir kitap: Gabriel Garcia Marquez - Kırmızı Pazartesi (Yüzyıllık Yalnızlık’ı okuyalı yıllar oluyor, onu da yeniden okumayı düşünüyorum.)

Sonraaa… Bugün YGS vardı lan, haydin geçmiş olsuuuuuun diyorum kocaman. Kötü geçmiş bile olsa umursamayın leydiler, daha önünüzde %70 etkili olan bir LYS var.

Twitter kapandı bildiğiniz üzere. İlk duyduğumda “Youtube’a bir şey olmasın da!” dedim. Dün NSA haber etti, Elijah Wood bile bununla ilgili tweet atmış. Benim twitterım yok ama neden kapatıldığını tahmin etmek zor değil, neyse siyasete girmeyelim de şimdi… Komik olan twitterın kapandığını twitterdan öğrenen insanlar var. Bir şey daha diyecektim unuttum ya…

Bir de bir belgesel izliyoruz ailecek, seri şeklinde, herkesin izlemesi gereken bir şey. The Century of Self/Ben Devri, günümüz toplumumum nasıl oluşturulduğu hakkında hazırlanmış. Pek çok şeyin arka yüzü nasılmış öğrenebilirsiniz. Eğer kitaptan başka herhangi bir alış-verişten hoşlanıyor olsaydım ya da topluma uyum sağlamak konusunda başarılı olsaydım bu belgeseli izledikten sonra tamamen değişmeye karar verirdim sanıyorum.  İzleyin…

Sonra, bir de acımızı paylaşayım, bizim okulun kedisi Osman -kız ama- siyah bir kedi tarafından... Siyah bir kedi tarafından... Namusumuzu iki paralık etmiş!!!

Tamam tamam, gidiyorum.

15 yorum:

  1. açıklamayı okumamış gibi yapabilirim sorun yok :D DUNE ... hımmmm okuma listeme ekliyorum :)
    durum hikayesi hımm.... pek yazana rastladığımı hatırlamıyorum merak ettim bi araştırayım ben . rahat edeceğin hikaye durum hikayesi olan ise hiç düşünme onu gönder derim ben . :D esenlikler dilerim :)) veee teşekkür ederim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hahah teşekkür ederim :D
      Ben de öyle düşünüyorum ama yine de mahalle baskısı işte. :D
      Ben teşekkür ederiiim^^

      Sil
  2. Osman sen ne yaptın? Bunlar da mı gelecekti başımızaaaaa *dizlerine vurarak ağlar* Ele güne ne deriz şimdi bizzzzzz. Voley voleeeey

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan gizli gizli yapar, bir de arka bahçede herkesin gözü önünde... Elalemin yüzüne nasıl bakacağız şimdi?

      Sil
    2. Ayıp ayıp boyundan posundan utan Osman

      Sil
  3. Ne cok yonlu bir yazi olmus :)
    Minik okuma senliginiz cok hos olmuuuus :)

    Hikayeni de cok merak ettimmmm acaba buralarda gorebilir miyiiiz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yüzden diyorum ya saçmalardan seçmeler iyi diye :D
      Ben de heyecanlıyım bu konuda. :D
      Yarışma sonuçlandıktan sonra tabi ki ama ciddi bir mesele olduğu için kopya muamelesi görmek istemiyorum. :D Ondan sonra kolaysa gel de kendi blogum olduğuna inandır :D

      Sil
    2. Burada heyecanli bir bekleyis hakim sayin okuyucular :D İnsallah iyi bir dereceyle hatta birincilikle birlikte paylasirsin hikayeniii :)

      Sil
    3. İnşallah yaaa, daha bir heyecanlanıyorum ben ki mayısta açıklanacak sonuç. :D O değil, ben kendimi biliyorum, birinci ikinci olan hikaye beklediğim kadar güzel çıkmazsa hayal kırıklığına uğrarım fena halde :D

      Sil
    4. Ben de aynı şeyi düşünebilirim ya kim değerlendiriyor neye göre acaba :D Neyse dur bakalım sonucu görelim de bi bakalım :)

      Mimledim seni bir de :)

      Sil
    5. Neye göre değerlendiriliyor bilmiyorum ama juridekilerden sadece ikisinin kitabı yok, diğerleri genellikle öykü yazarlarıymış. Bir sürü de kitapları var.

      Teşekkür ederiiiim ^^ Ben de seni buradaki mimle mimlemiştim ama görmedin sanırım :D

      Sil
    6. Ayyy! Gormemisim ben edit gelmeden mi okumusumdir nedir cok utandim su andaaa

      Sil
    7. Mümkün tabi ama ne olacak yahu, utanılacak şey midir bu? :D

      Sil
  4. Seni okudukça hiç de soğuk olamadığını anlayacaklardır:)
    Bence sonuncusu yanlış rüya görme meselesi yani:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bingo! O kadar çok rüya görüyorum ki illallah etmiş durumdayım. :D
      *gözlerini kırpıştırır* ehım ehım öyle mi dersin? Umarım öyle olur ^.^

      Sil