Pazartesi, Mart 28, 2016

yazdan kalma rüyalar


bir kitabevindeyiz. çok yakışıklı bir erkeğe dönüşüyorum birden ama karşımdaki tom hanks’e de aslında kız olduğumu anlatmaya çalışıyorum. bir de normal bir kız değil, pamuk prensesim! işin en tuhaf yanı ise, tom bana inanıyor.

ayrıca burası öyle bir kitabevi ki kitapların yerini değiştirdiğinizde deprem olmaya başlıyor. nasıl becerdiğini bilmediğim bir şekilde tom kitapların arasından su ve beyaz leblebi çıkarıyor. ben de bu sırada tekrar kıza dönüşüp, onları alıyorum. kolumun altına da bir kitap sıkıştırıp çıkışa yöneliyorum. tom arkamdan “nereye gidiyorsun?” diye bağırıyor. ben de “geziyorum işte” falan diyorum. halbuki az sonra kitabevinin yıkılacağını bildiğim için kaçıyorum. ihtiyacım olan her şeyi de almışım. yemek, su ve kitap. tom ben çıkmadan önce son kez bağırıyor:
-“sakın bensiz protein alma!”

ama çıkışta beni görevli kadın tutuyor. üzerimi arayacakmış, ben de söylene söylene izin veriyorum. sonra çantamdan bir pijama çıkarıyor:
-“sen bununla yatıyor musun? ne kadar lüks!” diyor. ben de elindeki hayatımda ilk kez gördüğüm pijamaya bakıyorum. kadının hayranlıkla baktığı pijama sarı çiçekli, krem bir pijama altı. başka zırnık özelliği yok. ben de “kadın deli mi acaba?” diye düşünüyorum. neyse kadın beni gönderecek gibi durmuyor, en sonunda soruyor: “köpekleri sever misin?”

beni tanıyanlar bilir, köpek manyağı bir insanım ben. sokakta görünce üzerlerine atlarım, sevmek için peşlerinden koştururum falan. ama ne hikmetse diyorum ki:
-“amerika’daki her altı kadından biri köpekleri sevmiyor. ben neden sevmek zorunda olayım ki, bir kere çok pisler…” öyleler böyleler şöyleler… saydırıyorum. niyeyse bu cevaplarıma kadın bayılıyor, fikrime katıldığını söyleyecek ama ben otomatiğe bağlamışım nefes almadan konuşuyorum. en sonunda sözümü bitirdiğimde sadece:
-“evet, bence de.” diyor. ve tam gitmeme izin veriyor ki ben uyanıyorum.

aradan biraz zaman geçiyor, yatakta dönüyorum falan, en sonunda yeniden uyuyorum.

bu kez konserdeyiz. hem de öyle böyle birinin değil, tvxq’nun konseri. üstelik 5 kişiler… ama çok fazla seyirci yok. kapalı bir salon, bin kişi falan belki. sağ baştan sırayla fanlar bölünmüş. jyj severler (mavi ışıklı) yc severler (kırmızı ışıklı) ot5'ler (karmakarışık renkler) ve ne edüğü belirsizler. (bu noktada mantıken ot5'lerin kırmızı lightstickle olması gerekirdi ama benim rüyamda nasıl mantık aranabilir ki?)

işte ben de ne edüğü belirsizler bölümündeyim, lightstickim falan da yok haliyle. bir yandan da düşünüyorum “acaba yanlış yere mi oturdum?” diye. sonra –artık nasıl bir konserse- üyeler fanların yanlarından geçiyorlar. sarılmak, öpmek isteyen olursa istediğini yapabiliyor, öyle bir fanservice yani. ama tabi ben müthiş şanslı insan denk gelemiyorum bu servise. yine de ölmüyorum kıskançlıktan ve rüya devam ediyor.

benim takıntılarımdan biri de yüzüme dokunulmasıdır, nefret ederim. asla dokunamazsınız, öpülmekten de nefret ederim falan filan. ben öyle yerimde paşa paşa otururken birden önümde eski matematik hocam beliriyor. şimdi onu anlayıp çok sevsem de o zaman kavga etmediğimiz bir gün yoktu. okulda olan her şeyden beni sorumlu tutardı. sürekli oyunlar çevirdiğimi sanan bir paranoyaktı yani. “ne karıştırıyorsun yine?” diye üzerime yürürdü, öyle bir psikopat. bana testere sekizmişim muamelesi yapardı. eğer bir yerde konuşuluyorsa, ders kaynatılıyorsa mutlaka sorumlusu bendim ona göre. hep benim yerimi değiştirirdi. tabi aslında bütün bunları bizim iyiliğimiz için yapıyordu ama dediğim gibi o zaman anlayamadım.

rüyamda yine tutturmuştu, neymiş efendim ben çok gürültü yapıyormuşum da beni arkaya koyacakmış da bilmem ne… ben de arkadaşlarımın yanında oturduğum için kesinlikle gitmem diyorum, inat ediyorum. bir yandan da sessiz olduğumu ispatlamaya çalışıyorum ama ne fayda… çünkü zaten ben kendi kendime o kadar çok konuşuyormuşum ki başka sese gerek kalmıyormuş. sonra birden konu bambaşka bir yere geliyor:
-“sen kol kola girmekten rahatsız oluyorsun ama seni görüyorum hep, arkadaşlarınla kol kola gezip duruyorsun alışveriş merkezlerinde.”
-“ben kol kola girmekle ilgili bir şey söylemedim ki, ben sadece yüzüme dokunulmasını sevmiyorum.”
o da inadına elini yüzüme uzatıyor ben de çığlığı basıyorum:
-“dokunmayın!” diye. hani böyle olur ya, herkes konuşur konuşur ve tam siz konuştuğunuzda susarlar, sessizlik içinde sizin sesiniz patlar. yine öyle oluyor, rezillik diz boyu. changmin ve yoochun bana tuhaf tuhaf bakıyorlar, sonra işlerine devam ediyorlar. sonra ben yine öğretmenimle tartışmaya giriyorum, tartışa tartışa uyanıyorum.
               
başka bir rüya da jong suk’un şirketi girls day’inkini satın aldığı zamandı. hiç umurumda değildi ama niyeyse rüyama girdi. bir odadayız. jong suk’un elinde bir kitap, kendi yazmış, bize reklamını yapıyor. girls day da oturmuş hayran hayran onu izliyor, ben de kızları izliyorum. sonra js saçma saçma konuşmaya devam ediyor. yayınevi de belli, everest! içimden diyorum ki "ya everest bu malın kitabını nasıl basmış?" jong suk da aklımdan geçeni okuyor (i hear your voice o zaman daha çıkmamıştı, ona göre ayağınızı denk alın) ve beni dışarı atıyor. bu sefer ben de dışarda propaganda yapıyorum, kitap şöyle kötü böyle kötü diye. o sırada büyük bir kuş geliyor, büyük dediysem harbiden büyük, dört otomobil kadar falan. hemen sırtına biniyorum, kötü kadın kahkahası patlatıp, intikamımı alacağımı söyleye söyleye uzaklaşıyorum.

sonraki rüyada da jyj ile tvxq’yu barıştırıyorum, hem de bizim evde. (tamam kabul ediyorum bu rüyayı görmem o kadar da acayip değil, bilinçaltım hep bununla doluydu.) ondan sonra gidip bir de woo bin ile jong suk’un arası bozukmuş diye onları da barıştırıyorum. en sonunda da canım sıkıldığı için de bayılıyorum.

12 yorum:

  1. Ahahaaa ay sen çok yaşa e mi bayıldım bu rüyalara :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne manyak rüyalardı, yine görüyorum şimdi ama eskisi kadar çok hatırlayamıyorum :(

      Sil
  2. Mən də bir mənim yuxularım/rüyalarım belə qəribə olur deyə düşünürdüm, tək deyiləm yehu :D

    YanıtlaSil
  3. tüylerim ürperirken eğlendim be :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahhahahahahhah bir çöplükte gezinmenin sonuçları :D

      Sil
  4. hahaha çok eğlenceliymiş rüyaların maceralar konserler falan bi benim rüyalarıma gelmiyor bu çocuklar yaa oysaki ben her gece rüyamda bari görebileyim Yoochun 'u diye yatıyorum yatağa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bana da çoook uzun süre gelmediler ya da hep böyle saçma sapan geldiler, ümidini kaybetme :D

      Sil
  5. Bugün canım çok sıkkındı ama şu yazın nedense beni güldürmeyi başardı (:
    Tamda kötü günlerime getiriyorsun bu yazılarını,cansın ya.
    Saçma rüyalar görme konusunda becerikli olan tek insan değilmişim bunada sevindim. *.*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. işte bu! ufacık da olsa birilerini güldürmeyi başarabilmişsem ne mutlu bana, sen şunu yazıyorsun ya, al diyorum daha isteyebilirim ki bir blogtan...

      Sil
  6. Paul bu nasıl bir alt yapı lan absbbsbsbs sen ne yiyon ne içiyon annem ? Haahhahaah herşeyi geçtim nasıl ne idüğü belirsiz kısımda oturursun kız sen dhshshs TVXQ ağlıyor bil istedim shhahahahaha

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. di mi ya benim orada ne işim var nasıl bana bunu derler :D

      Sil