Cuma, Temmuz 03, 2015

en sevdiğim kutu: primary



Aslında kutularla aram hep iyi olmuştur ama sanırım hiçbirini içinden çok seveceğim güzel şarkılar çıkan bu kutu kadar sevmedim. Yani sanırım.

Kendisiyle 2012 yazında tanışmıştım. Primary and the Messengers albümünün yayınladığı zamanlar olsa gerek. Hemen herkes gibi ben de hayatımın bir döneminde Kanye West, Eminem, Akon falan dinlemiş olsam da hiphopla arası olan bir insan değildim. Güzel şarkılar olduğunda elbette her zaman dinleyici olurdum ama kesinlikle hiphop müzik ilk sıramda diyemem. Gerçi hala diyemem ama büyük gelişmeler kaydettiğimi söylemeliyim. Kolayca bulunmayan albümleri saatlerce orada burada aramak,  hiç sıkılmadan beş altı albümü arka arkaya dinlemek, başka hiphopseverlerin olduğu ortamlarda takılmak, Korece bir site olmasına karşın hemen her gün  hiphopplayaya göz atmak hatta siteye üye olup üzerine bir de anlamadığım için Korece öğrenmeye karar vermek (ve tabi ki hiç başlamadan vazgeçmek) şimdilik aklıma gelenler. Şimdi hiç düşünmeden yeah i like hiphop diyebiliyorsam Primary sayesindedir. Bununla kalmadı, çalıştığı kişiler K-hiphop hakkında bilgimin ve ilgimin temelini oluşturdu.

Peki bunu nasıl becerdi bu adam? Bunun cevabını onun geçmişinde buldum. (Bu cümle çok ciddi oldu, halbuki bu yazı pek ciddi değildi.)

2011 yazına kadar rap ve rock arasında tek ortak noktanın pop müziğe olan düşmanlıkları, severlerini de ezik görmeleri olduğunu düşünüyordum. (Hit music haters) Ben rock seviyordum kendimi bildim bileli o yüzden hiphopa geçiş yapmayı hiç düşünmedim ama o yaz birdenbire oldukça esnek bir müzik zevkim oluverdi. Ben müzik zevkinin ekseriyetle alışkanlık sonucu oluştuğunu düşünürüm o yüzden bu ani değişimin sebebi merak uyandırıcı. Gerçi o yaz yalnızca müzik zevkimin değil daha pek çok şeyin değiştiği bir yazdı ve bunlar beni ben yapan bir dizi şeyin başlangıcı oldu.  Her neyse konu bu değil, ne diyordum, evet birdenbire her çeşit şey dinlemeye başladım. Bu sırada rap-rock denilen şeyle tanıştım ve hey, sandığım gibi değildi. Bu… güzeldi. Ve hiphop dinlemeye başladım ama mainstream takılıyordum, yani diğer tadına baktığım yüzlerce farklı genreden bir farkı yoktu benim için. (Daha önce dediğim gibi hiphop konusunda çok gelişme kaydettim ama ilk üçüm hiç değişmedi: klasik, rock, caz.)

Primary'nin gerçek adı Choi Donghoon. Ama ben ona genelde "kutu kafa" ya da "maria" diyorum. (Myeongsoo etkisi diye buna denir işte.) 1983 Ocak'ında doğduğu kesinse de gün konusunda çeşitli spekülasyonlar var. 13 ve 31 yazıyor farklı yerlerde. Birisi ufak bir hata yapmış yazarken ama kim bilemiyorum. Yine de her şekilde aynı ayda doğduk. *fangörling*

Mıncık ve çirkin bir ergen olan Donghoon rock seviyormuş. (Not: Rock sevdiği kesin ama mıncık ve çirkin olması tamamen benim hayal gücümün eseri. Gerçi şimdiki tipine bakarsam yalnızca hayalgücü de diyemeyiz. Ama belki ergenlik sonrasında böyle olmuştur.) Okuldaki rock grubuna katılmış, Ronny Jordan fanıymış ve hayali onun gibi bir gitarist olmakmış. (Ronny Jordan'ın 13 Ocak'ta öldüğünü söylemiş miydim? Bu arada acid ya da smooth caz dinleyenlere tavsiye ederim kendisini. ) Sonra black müzik dinlemeye başlamış ve hiphopla tanışmış. Derken bir kez kendi müziğini yapmanın tadını alınca yapımcı olmaya karar vermiş ve gitarist olma hayallerini bir rafa kaldırmış. Seul Caz Akademisine gitmiş ve kendisinin söylediğine göre caza "aşık" olmuş. Üniversiteye Kyunghee'ye gitmiş ve orada da Uygulamalı Post-Modern Müzik okumuş. Ve tabii olarak bütün bu caz sevdası yaptığı müziği de etkisi altına almış.


P'Skool
Hiphop camiasında ise ilk kez 2004'te Dynamic Duo ve Garion ile yaptığı collablarla görünür. (Henüz yirmi bir yaşında, çiçeği burnunda bir üniversiteli tabi o zamanlar.) Aynı sene Rest, Dynamic Duo, Mo Real ve DizOne'ın da albümlerinde yapımcılığı üstlenir. 2005'te ShowHow'la çalışır ve derken 2006 gelir ve P'Skool (Primary Skool) kurulur. Grup iki harika albümü,  "Step Under the Metro" ve "Daily Apartment"ı yayınlar. Primary ilk kez böylece ün kazanır ama şüphesiz şuan gruptaki en ünlü isim Beenzino'dur. 2007'de P'Skool üyelerinden Score ile birlikte Primary Score projesini ortaya koyarlar ve "First Step" meydana gelir. (Score şuanda Younha'nın yapımcısıymış ve gerçek adının Lee Sungwook olduğunu sanmaktayım ama bu konuda kesin bilgilere ulaşabilmiş de değilim.) 

-Şuan tam buraya acayip ergen bir Primary Score ikilisi koyasım var yapmayacağım, imajı sarsılmasın-


2005 ve 2007'de olmak üzere iki kez de ShowHow ile çalıştı. (Maalesef bu albümleri bulamadım. Sadece onu değil Mo Real, DizOne ve Rest albümlerini de bulamadım. O yüzden biri bulursa lütfen ve de lütfen bana da haber etsin.) 2008'de ise Mild & Beats'le çalışıp "Back Again" albümünü yayınlar ki bol Dead'P'li yine güzel bir albümdür. Ayrıca ilk albümünü de bir sene sonra yayınlayacak şimdilerde "young king young boss" olarak bildiğimi Dok2'nin de eşlik ettiği bir parçayı barındırır.

Ve yıl 2012, esaslı bir albüm gelir. Aslında neredeyse dört yılda kısım kısım yayınlanmış bir albüm Primary and the Messengers. O yüzden nasıl 20 track olduğu anlaşılabilir. Albümdeki şarkılardan See Through, Poison ve Question Mark gerçekten popüler olmuştu, gayet net hatırlıyorum. Bir çok coverlarına erişmek mümkün. Ayrıca bu albümle ilgili yazılıp çizilmiş çok fazla şey olduğundan çok bir şey demeye de lüzum görmüyorum. Ama bu albümle Hiphopplaya ödüllerinde Yılın Sanatçısı, Yılın Albümü, Yılın Şarkısı ve Yılın Yapımcısı olarak dört kategoride ödül aldığını söylemem lazım (Tabi sonradan bir kaç kez "o ödüller haram olsuuun" demişliğim vardır.)



Bu albümle alakalı bir de çok güldüğüm bir şey var, E-Sens'in eşlik ettiği Poison az önce dediğim gibi çok popüler olmuştu. Bir röportajda bu şarkının nasıl ortaya çıktığını soruyorlar Primary'ye. O da işte "eşsiz bir şarkı yapmak istedim" diye başlıyor, sonra E-sens mükemmel olur diye düşünmüş, sonra neymiş efendim kayıt yaptıkları gece geç saatlermiş, yalnızca ikisi varmış, ortama sessizlik hakimmiş, ellerine birer bardak şarap alıp ışıkları da kapatmışlar… (Ya biliyorum, biliyorum benim içim fesat ama bunu okuduğum anda ilk söylediğim şey "Tövbe tövbe siz ne yapıyorsunuz kardeşler?" oldu.)

Falan filan,  2013 gelir… Yıl sonu için Infinity Challenge özel müzik festivali olacak. Programa ünlü yapımcılar davet edildi. Yoo Hee Yeol, BoA, G-Dragon, Kim C, Rose Motel, Jang Kiha The Faces ve Primary… Nasıl mutluyum nasıl mutluyum, hepsini çok seviyorum ama tabi Primary'yi ekranda izlemenin verdiği haz bambaşka. Zor adam Myeongsoo ile eşleşen Mary'nin döktüğü terler ve onlara yardım eden sevilesi Gaeko-ssi. Ve ortaya inanılmaz güzel ve programın konseptine uygun olarak bir o kadar da eğlenceli bir şarkı çıkar: I Got C. (Lanedolsun böyle kafiye yapmayı kimden öğrendim?)


Festivaldaki şarkılardan oluşan Freeway albümü çıkar falan filan her şey güzel. Derken bu sırada gözüme bir haber ilişir, primary ve plagiarism (eser hırsızlığı) kelimelerinin yer aldığı ama umursamam. "İntihal skandalı olmayan yapımcı mı olurmuş be? Ama yapmaz o, Primary sonuçta" diye rahatım. (Kendime bu kadar güvenmiyorum. Bu nasıl bir rahatlık?) Bir zaman sonra blog okurkene Nymphe'nin yazısına denk geldim, bazı intihal haberlerinden bahsediyordu ki bunların içinde Primary'ninki de vardı. Onun da sevdiğini bildiğim için anladım ki iş ciddi. Sonra durumu araştırdım ve… ve…

Her şey I Got C ile başlıyor. Caro Emerald'ın yapımcısı David bilmem ne, şarkıyı görmüş ve "Aneey bu bizim Liquid Lunch değil mi?!" demiş. Tabi hemen twitterda isyanı basmış. Ondan sonra tabi Kore medyası durur mu, haber üstüne haber yapar. Dispatch işin içine girer ve bakarlar ki tek "benzeyen" şarkı bu değil. Bir iki tane daha var. Amoeba önce klasik cevabı verir "Ne olduğunu bilmiyoruz araştırıyoruz" falan fıstık. Sonra Primary açıklama yapar ve benim için ipler kopar.

Ya adamın verdiği cevaba bakar mısınız? "deneyimsizdim" demiş ya. Şaka gibi, 10 yıldır yapımcısın, üniversiteni güzelce okumuşsun ve sen deneyimsiz olduğunu mu söylüyorsun? Gel de sinir krizine girme. Depresyondayım falan artık. Gerçi sonra Bu Emerald ile yapımcısı Amoeba'yla konuştular ve daha sonrasında "Primary ile tanıştık, şarkıların kendilerine yetecek kadar özgün elementleri var," falan dediler ama... (Orada ne yaptılarsa bunlara, ilginç. money money money, must be funny.) Ya şimdi bazıları gerçekten sık rastlanan soundlar. Ancak yani bir değil iki değil... Hele bir tane klip var, onu harbiden çarpmış. (Zoo yazarak bulabilirsiniz o klibi.) O yüzden kesinlikle savunmuyorum Primary'yi ve "Yaptı bir eşeklik kusuruna bakmayın" diyorum. (Yoo bakadabilirsiniz aslında.) Ama bunu şimdi diyorum o zaman çok kızgındım. Düşene bir tekme de ben vurdum.

Tabi ben buna küstüm, konuşmuyorum. Özürler diliyor, "Paul affet beni, valla bir daha yapmayacağım"lar, "başım gözüm üzerine yemin, Allah çarpsın bir daha yaparsam"lar düz gidiyor ama olmaz, affedemem, çok kırılmışım. Öyle böyle derken bir buçuk yıl hiç dinlemedim bunu. Gülmek yok ama zaten o da hiç şarkı yayınlamadı. Yayınlamadı dediysem, kendi adıyla yani. Infinite H (Fly High) ve MBLAQ'le (Sexy Beat) çalıştı. Maalesef çok sevdim albümleri. Ama bu sefer "hığağağağ mariyaağğğ" diyemedim içim rahat bir şekilde. Böylece bir 2014 geçti ve ben Donghoon-ah (evet aramızda on dört yaş var) ne yaptı pek de bilmeden yaşadım. *hıçkırıklar*

Sonra bir gün baktım Oh Hyuk diye hem sesi hem grubu çok hoş bir adam bulmuş, el ele verip "Lucky You" diye bir albüm yayınlamışlar. Gondry'nin sözlerinde "She will love, all the above, past and present, fast forward, who will define? Whatever they say, we stay the same..." diyordu. Şimdi tabi şarkı bana yazılmış bariz bir şekilde. Bana diyor ki "Sen boş ver Caro Emerald'ın falan ne dediğini, neye göre kime göre bu intihale giriyor, gel bak bu kadar muhteşem şarkılar yazmışım, sen yine seveceksin, kaçış yok." İşte böyle sevgili okurlar, ben de kaderimden kaçmadım. (Yoo çıldırmadım, onu da nereden çıkardınız?)



Tabi intihal olayını bırakırsak diskografisi içinde albümleri dışında bütün bu aralarda bizim bilmediğimiz kim bilir kaç şarkısı daha vardır. Zaten her Amoeba sanatçısının albümünde Primary'nin el atmışlığını görmek mümkün. Bunun dışında K.Will, Lim Kim gibi şarkı verdiği başka isimler de var. (Buradan anladığım; muhtemelen parayı kırıyordur.) Zaten son yayınladığı 2-1 ve 2-2 teklilerinde de Kim Bum Soo, Kwon Jinah, Rap Monster, Jungigo, Beenzino, Jung In'le çalışmış. Gel beni sev diyor şarkılar ne yapayım huyum kurusun dayanamadım yine fangörle bağladım arkadaşlar. En az bir aydır Primary diye yatıp kalkıyorum. Turşu feci halde bıktı benden ama ben de onun Dujun'unu dinliyorum şimdi lütfen. Öyle işte, kutu kafamı size de anlatmak istedim.

Ha kutu demişken... "Sen onu bunu bırak da bu kutu nedir kutuuu?" diye soran arkadaşlara yanıt vereceğim şimdi. Öncelikle kendisi kesinlikle, altını çiziyorum, kesinlikle gizemli bir imaj yaratmaya çalışmadığını söylüyor. 2006'da P'Skool zamanı grup istemiş ki böyle maskot gibi bir şey olsun bizi temsil eden. Bu kutuyu buluyorlar ve sonra o kadar tutuluyor ki Primary denince akla kutu geliyor. O da o gün bugündür kutu kafa olarak kalmayı tercih etmiş. (Niye altını çizdiğimi de açıklayayım, aman da aman diye kendini gizlemesi çocukça bir iş olurdu. Ama mesela konserlere kutusuz çıkar, Amoeba TV'de hep kutusuz neredeyse zaten, çıkar dendi mi çıkarır kutusunu, naz yapmaz. Ama kutu kafasındayken daha doğal ve özgüvenli olma gibi de bir durumu var. Ve normal hayatta da suratında ve duruşunda sürekli bir hayattan bezmişlik görüyorsunuz. Bir acayip insan velhasıl.)



Primary iki kez Sketchbook'a katılmıştı ki şaşırtıcı bir şekilde oldukça komikti. Komik olan Primary değildi hayır, sadece olanlar. İkisinde de Zion T gibi nevi şahsına münhasır ya da one of a kind olarak tabir edebileceğimiz bir varlık olunca tabi ister istemez... Ne hatırlıyorum bu programlardan? Gaeko bir şey anlatmıştı hakkında… Birbirlerini gördükleri zamanlar Primary daha nasılsın diye sormadan telefonunu çıkarıp şarkıyı dinletir ve "buna eşlik etmeye ne dersin?" diye sorarmış. Yine  Dynamic Duo'nun Primary hakkında söyledikleri bir şeyi aynen aktarıyorum: "Ev ya da stüdyo fark etmeksizin neresi olursa olsun o her zaman müziğini yapar. Hobisi derleme müzikal parçaları toplamaktır ve yorulduğunda müzik dinleyerek ya da enstrüman çalarak dinlenir."

Yaaa işte kutu kafam böyledir, ayıptır söylemesi biraz sahtekardır falan ama intihal ettiği iddia edilen şarkıları orijinallerinden daha çok sevdim. "Çok saçma ama nasıl olur böyle bir şey?" diye çok kez isyan etsem de en sonunda böylece kabullendim. Aynı intihal skandalının bizzat kendisi gibi. Acımı içime gömdüm ve yeni şarkıların tadını çıkarmaya baktım. Lakin unutacak da değilim bu olanı. Fangörl kalbi işte, hem seversin hem kızarsın. Hayat bize de zor tabi.


BONUS: Kolayca bulabileceğiniz resimler değil bunlar, size Maria arşivimden bir kaç parça gösteriyorum ama tabi ki "aşırı" resimlerini koymuyorum. (Fesat algılamayın, sadece bazen kendisi mallıkta sınır tanımıyor.)

Çok normal bir Primary ve Gaeko
Simon'a ne yaptıkları hakkında bir bilgimiz yok ama surat ifadesine bakınca fikrin sahibi Choiza gibi görünüyor
Primary favori pozuyla Gray'i de yoldan çıkarmış 
beklenen...
...gerçekte olan...

6 yorum:

  1. Merhaba! Öncelikle Primary'nin adını ilk kez Nymphe'in bloğunda şu çalıntı söylentileriyle ilgili bir yazıda duydum ve Nymphe yazıda Primary'i çok sevdiğinden ama bu olaylardan sonra çok hayal kırıklığına uğradığından bahsediyordu. "Dinlersem kesin beğenirim" diye düşünerek uzak durmaya çalıştım. Ama bu yazını okuduktan sonra K-Hiphop'a yeni yeni merak salmış biri olarak Mannequin'in MV'sine bakmadan edemedim. Ve...Bayıldım! Beenzino'nun rapini böyle bir melodiyle duymak çok hoşuma gitti. Şu an tüm Primary albümlerini indiriyorum. Sanırım çalıntı olayını görmezden geleceğim.
    Bu arada K-Hiphop'a bakış açılarımız benzediği için birkaç öneri şirket/sanatçı alabilir miyim? Ben de daha mainstream kesimle ilgileniyorum ve yazılarından anladığım kadarıyla sen de kadın/party/uyuşturucu değil de daha sanatsal tarafını seviyorsun K-Hiphop'ın.
    Son olarak bloğunu yeni keşfettim ve şu an didiklemekteyim! Standing Egg, Eddy Kim, Roy Kim gibi Türkler tarafından az bilinen sanatçıları seven birini bulmak harika!
    K-Indie, folk, acoustic müziğiyle ilgilenmeye başlayalı biraz zaman geçse de hala yeterli sayıda sanatçı tanıdığımı düşünmüyorum. Bu tarzda da önerilerini alabilir miyim?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba! Öncelikle ne güzel bir yorum bu, hem uzun hem de iyi içerik!
      Evet, hangimiz uğramadık ki? Ama sanırım Primary hepimizi ele geçirmeyi başarıyor! hahah ama şikayetçi olduğumu söyleyemem. Sonuçta her şekilde iyi müzik beni mutlu ediyor.
      Tamam itiraf etmeliyim ki ben ideolojik olarak hiphopın rocka benzeyen yanını seviyorum. Sisteme isyan eden yanını, böyle deyince aklıma P-Type'ın son albümünden Gwanghamun şarkısı geldi. P-Type'ın rap stili çok tasvip etmiyorum aslında ama söz konusunda gerçekten çok iyi. Ritimsel olaraksa caz ya da soulla harmanlanmasını seviyorum. Ben sanırım kadın/party/uyuşturucu sonrası düşülen boşlukta yazılan şarkıların dinleyicisiyim.
      Tabi ki zevkle, Standing Egg'i bildiğine göre Urban Zakapa, Taru, Vanilla Acoustic, 10cm, Clazziquai falan dinliyorsundur zaten diye düşünüyorum. Daybreak, The Barberettes, Afrodino, Peppertones, J Rabbit, Coffee Boy, Luwa, Taesabie, Coreyah, Leetzsche şimdilik aklıma gelenler oldu. Ama koreanindie.com sitesi harikadır, muhakkak göz at :'')

      Sil
  2. Teşekkür ederim bu uzun ve güzel cevabın için!
    Primary'yi dinlemeyi bırakamıyorum dünden beri. Yapmış bir hata deyip kendimi şarkılara vermeyi düşünüyorum ben de.
    Hiphop'ın R&B/Soul kısmına yabancı değilim fakat Rock/Jazz tarzını yeni keşfetmiş bulunuyorum ve aradığım Hihop buymuş demek istiyorum. P-Type'ın rapinin ne hastası ne de düşmanıyım ama bu şarkı da gözlerimi kapayıp ritim tutmadan edemedim. Sonra sözlere bakmayı unuttuğum aklıma geldi tabii. Taewan'ın sesiyle çok hoş bir uyum yakalamışlar bence.
    UZ, Vanilla Acoustic, J Rabbit, Coffee Boy, Daybreak, 10cm dinlediklerim arasında. -Bu arada 10cm'ın vokalisti acayip cool ve yakışıklı değil mi? Sesi de çok farklı ve hoş- Taru'yu ilk kez duyuyorum ve Rainy şarkısını az önce dinledim, kesinlikle ileride favorilerimden olacak bir hatun. Clazziquai'yi de aşrırı beğendim. The Barberettes, Afrodino, Peppertones Luwa, Taesabiae hepsi çok iyi. Coreyah'ın değişik bir tarzı var sanırım, onu da sevdim. Leetzsche sanırım bu tarzın eskilerinden, 90'ların müziğinin pek hayranı olmadığım için bayıldığımı söylemeyeceğim. Önerilerinin hepsi için çok teşekkür ederim tekrardan, o kadar çok kaliteli grup, sanatçı var ki bu tarzda her dinlediğim şarkıyı indirmeden edemiyorum. Ben de biraz favorilerimden olan Acoustic Collabo, Okdal, The Black Skirts ve Fresh Girls'ü tanıtmak istiyorum burdan :D Koreanindie.com'u da yer imlerine eklesem iyi olacak!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir daha olmayacağını ummaktan başka çaremiz yok sanırsam :D
      K-hiphop'ın rockla harmanlanması deyince aklıma direk Vasco geliyor artık. Kesinlikle, Taewan'ı normalde de severim ama bu şarkı gerçekten başkaydı. Aslında P-Type'ın soundları çok iyi oluyor gerçekten.
      Açıkçası Cheoljong'un sesine bayıldığım için ve tabi ki grubun şarkılarına, bana her şekilde iyi geliyor hahah Beğenmene çok sevindim. Ben 90'lara bayılıyorum açıkçası, 80'ler de güzel aslında ama o yıllarda K-Müziğin yeterince gelişmiş olduğunu düşünmüyorum, çeşit de oldukça sınırlı. Tabi ki en çeşitli zaman günümüz ama o 90'lardaki his yok ya...
      Okdal ve Black Skirts'ü ben de severim, Fresh Girls'i hiç dinlemedim sanırım, böylece ben de yeni bir isim öğrenmiş oldum. :3 Yakınlarda bir indie yazısı yazmak istiyorum, aklıma gelmeyen isimleri de o zaman paylaşabilirim umarım.

      Sil
  3. Vasco'nun adını çok duydum ama açıp bir dinlemişliğim yok ama sanırım bir göz atacağım.
    Açıkçası Kpop'ı aşağı yukarı 9 aydır tanıyan biri olarak, 90ların Kpop'ına merak salmaya vakit bulamadım. 2012'den bu yana olanları takip etmek bile zor geliyor bana.
    Acoustic Collabo'yı da dinlemeni tavsiye ederim. Nisan'da YHY's Sketchbook'a katıldılar. Çok şirin de bir gitaristimiz var :D
    Bu arada sana Facebook'da rastladım, bir yorumumu beğenmişsin eklemeden edemedim. Umarım garip karşılamamışsındır :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vasco'yu severim ben tavsiye de edebilirim sanırım :D
      90'ları herkes sever demek zor, özellikle de rap anlayışla günümüze hiç uymuyor, gülmekten kırılmak mümkün ama benim gibi seven de çok seviyor hani...
      Evet Collabo da var arşivimde, diğerlerine nispeten biraz daha yeni bir grup :'')
      Yanlış hatırlamıyorsam K-Hiphop Turkey grubundaydın sanki... Yoo neden garip olsun, tuhaf bir durum değil :D

      Sil