Pazar, Ocak 26, 2014

üç kore filmi

Selamlaaaaar saygılaaaaar

Bu aralar kafam yine karıştı. “Onu yazsam bunu yazsam amaaan boş ver hiç yazmasam…” şeklinde geçiyor günlerim. Olur da birinde karar kılarsam yazıyorum. Daha önceden verdiğim birkaç vaat vardı, unutmadım onları. Yazmadığım o kadar çok film var ki piuvvv bir gün onları da aradan çıkarsam iyi olacak. Hatta bir tane dizi bile izliyorum ben biliyor musunuz? Neyse, konumuz No Breathing, The Face Reader ve hala nasıl bahsetmemiş olduğuma inanamadığım As One.

AS ONE/ KOREA

İzlediğim en güzel Kore filmlerinden bir tanesiydi.


Her ne kadar Jong Suk’un bir filmi varmış, izleyeyim diyerek açsam da başrolünü Ha Ji Won’un oynaması da bu kararı vermem için büyük bir etken oldu. (Çocuğu seviyoruz diye her işini de izlemiyorum. Mesela Prosucetor Princess, denedim olmadı vazgeçtim.) Ayrıca Bae Du Na, Park Cheol Min, Han Ye Ri, Oh Jung Se gibi isimler de vardı.

Film gerçek bir hikâyeden yola çıkarak yapılmış. 1991’de Japonya’daki Chiba Uluslararası Masa Tenisi Şampiyonasına Kuzey ve Güney Kore tek bir takım olarak katılmışlar. Hyun Jung Hwa bu birleşik takımın lideri olmuş ve film senaryosu da onunla yapılan röportajdan yararlanılarak yazılmış. Ayrıca Ha Ji Won da masa tenisi derslerini direk olarak Hyun Jung Hwa’dan almış. Temeli de oldukça sağlam bir yapım yani.


Kuzey’den gelen takım Kominist Parti’nin etkisiyle askeri bir düzende yaşarlar. Güney takımı ise bunu tam tersi olduğu için uyum sağlamakta büyük problemler yaşarlar ve birleşik takım olmayı kabul edemezler. Mesela bizim Jong Suk çok agresifti başta, sert rüzgarlar estiriyordu, sorun çıkarıp durdu falan…

-“Hiç boğazına yemek çubuğu saplanmış birini gördün mü? Ben gördüm.”

Çok fazla konuşup spoiler vermek istemiyorum ama kesinlikle pişman olmayacağınız bir film. Kahkahalar atacağınız yerlerde yok değil ama genel olarak kapılacağınız duygu seli biraz hüzün olacak. Yine de o kadar güzel bir dram ki buna değer.



NO BREATHING

Bunu sırf izlerken gülün diye ikinci sıraya koydum.


Jong Suk bu filmi I Hear Your Voice döneminde çekiyordu. Film için kas yapmıştı, hazır varken dizide de gösterelim demişler. Ay nasıl sinir olmuştuuuum… Hayır, madem yapıyorsun bir de neden gösteriyorsun? Cık cık cık. O değil, bayağı bayağı omuz yaptı. Neyse ya.

Filmde başrolleri Lee Jong Suk ile Seo In Guk paylaşıyor falan demişler ama YALAN! Başrol In Guk işte, niye diretiyorsunuz ki? Asıl itirafa gelirsek… Filmi izlemeden önce de sevmezdim bu çocuğu, hala da sevmiyorum. Filmdeki karakterinin tepkileri aynı ben olsa bile asdsadd Filmin kamera arkasındaki komikliklere hiç girmiyorum. Jong Suk’un nasıl bir hayvan olduğunu anlayacaksınız. Yuri’nin kolunu ısırıyor, In Guk’ın omzunu ısırmaya çalışıyor falan.

BAŞROL olan Won Il’in babası çok iyi bir yüzücüymüş ve bir yarışmadan hayatını kaybetmiş. Öldüğü için babasına öfkeli olan bir oğul var karşımızda, tipik yani.  Won Il babası gibi çok yetenekli bir yüzücü ama sonra yüzmeyi bırakıyor. Jong Suk’un oynadığı Woo Sang ise milli bir atlet ama kendi rekorunu kendi kıran cinsten. Daha filmin konusunu okuyunca finali çakıyorsunuz aslında. İkisi yarışacak ve tabi ki Won Il kazanacak. Açık ve net. Bu yönden çok sinir bozucu, finale dair en ufak bir şüphem yoksa ne anlamı kaldı? Ama işte biraz gülmek için, biraz oyuncuları için izliyoruz.


Bayan olmadan olur mu? Soshi’den Yuri bu filmdeki bayan başrol. Anlaşıldığı üzere Won Il ve Wu Sang’ın sevdiği kız. Yani spoiler falan verdiğim yok zaten klişelerin filmi resmen. Gerçi final için “Eğer Yuri, Won Il’i seçerse dünyayı başlarına yıkarım, işte kaybedecek bari aşkta kazansın Wu Sang.” Demiştim. O açıdan azıcık, minnacık farklı bir şey vardı. Ayrıca As One’da da koçluk yapan Park Min Cheol burada da aynı işe devam ediyor. Ayrıca Yuri’nin babası, Won Il’in babasının arkadaşı.

Filmde iki tane de kafadar vardı, hani her filmde olan şapşal ikililerden ve her defasında da o ikili favorim olurlar. Onun dışında Won Il sürekli yemek yemesi en sonunda midemi bulandırdı. Bir de şuna sinir oluyorum; çok çalışan değil yetenekli(!) olan kazanıyor. -.-



THE FACE READER

Bu film As One ve R2B’den sonra, No Breathing’den önce çekildi ve Jong Suk'un yer aldığı, dizi olun film olsun, ilk tarihi yapımdı. Beklemediğim şekilde iyi oyunculuk sergiledi.


Filmin konusundan bahsedelim hemen. Song Kang Ho, Nae Kyung isimli bir adamı oynayan. Joseon dönemindeki bazı kayıtlardan ortaya çıkmış bir senaryo. Nae Kyung insanların yüz hatlarına bakarak geçmişlerini anlayan ve buna binaen de geleceklerini tahmin edebilen biri. Bu özelliği de onu aranan biri haline getiriyor. Jong Suk ise Jin Hyeung rolüyle bu adamın oğlunu oynuyor. Jin Hyung memur olmaya hevesli ama babası izin vermediği için canı sıkkın olan bir genç.


Film oldukça uzun, iki buçuk saat kadar sürüyor ve ilk bir saat laylaylom geçse de ondan sonra işler karışmaya ve sıkıcılaşmaya başlıyor. İki yılı dolduracak olmama rağmen hala Korelilerin birbirine benzediğini düşünüyorum. O yüzden sakallı adamları birbirinden ayırmakta biraz sıkıntı çektim, olaylar karışınca da sıkıldım tabi. Bazı bazı atladım. Zaten sonra da çok trajikleşti olay, bu sefer de üzülmeye başladım. Ama çok anlamlı replikleri vardı ve kategorisinde değerlendirirsek çok da başarılıydı. Özellikle finali çok başarılı buldum. Bu yüzden zamanınız varsa, tarihi filmleri de seviyorsanız izlenebilecek bir film. 

Kaç ayda çekildi bu film biliyor musunuz siz? Bari izleyin de değsin. Şimdilerde de Blood Boiling Youth diye bir film çekti. En az bir sene bekleyeceğiz, şimdiden söyleyeyim. Ay nasıl çirkin bir post oldu bu. En iyisi hiç okumayayım yoksa sileceğim. 

En yakın zamanda diğer yazılarla insan gibi dönmek üzere gidiyorum. Yani, umarım.

2 yorum:

  1. :) nasıl çirkin mi oldu yok öyle bir şey gayet hoş bir yazı olmuş :)) ben de hep isimlerini karıştırıyorum bu korelilerin :) yazın şu açıdan çok iyi olmuş benim yer imlerinde bu admaın filmlerinin tamamını izlemek için kaydettiğim sayfalar vardı artık onları silip bu sayfayı kaydedebilirim :) üçünü de izleyeceğim en kısa zamanda :) o zaman da filmlere yorum yapmak için gelirim :)
    ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim ama kafamın pek iyi halde olduğunu sanmıyorum :D
      İsimler de ayrı sıkıntı, ne zorluklar çekiyoruz biz :D
      heheh bekliyorum o zaman^^

      Sil