Cumartesi, Mart 23, 2013

anime vs film: death note



“Anime!” haykırışlarını duyar gibiyim. Kafamı nereye çevirdiysem aynı şeyi duydum.
Ama bu yazıyı yazacağım. Çünkü benim farklı bir fikrim var. Öncelikle hala izlemediyseniz büyük kayıptasınız.   Zaman bulur bulmaz hemen izleyin. Animesi gibi güzel.

Önce animeyi izlemiştim. Atlamadım demeyeceğim. Tamamen yalan olur bu çünkü. Kusuruma bakmayın anime-severler 37 bölümü ben tek tek izleyemem. O sabır henüz bende yok. Herhalde animeyle en çok benzeyeni ilk filmdi. İkincisinde L animedekinden daha geç, Light ise daha erken ölüyordu. Yani animedeki Mello, Near ve Teru olaya hiç karışmadan ölüyor Light. Gerçi Near “L: Change the World” de görünüyor.

Deat Note çok ünlü olduğu için öyle tanıtmaya lüzum görmüyorum. Animesi hakkında bilgi almak için buraya, film  hakkında bilgi almak için de buraya tıklayın. Ben de kendi yorumlarımı yapayım.

Film başladı. O da ne? Bizim yakışıklı, karizmatik, 17’sinde olmasına rağmen 25’inde gösteren Light’ımız, tipsiz mi tipsiz bir çocuğa dönüşmüş. Animede bile sevmedim ben Light’ı. Filmde hepten soğudum. Ama en sinirlendiğim yer Shiori’yi öldürdüğü yer oldu. Sanırım animede bu kısmı atlamışım çünkü böyle bir şey hatırlamıyorum.  Light’ın neye dönüştüğünün farkındaydım ama yine de bunu ondan bile beklemiyordum. Gerçi adam babasının ismini bile yazdı deftere, Shiori’yi mi esirgeyecek?

Kira: “Death Note'u kullanarak dünyadaki bütün kötü insanları öldüreceğim! Diğer insanlara kötü davranan herkesi, bütün kötüleri öldüreceğim ve sonunda yeni, tertemiz bir dünya kuracağım!”
Ryuk: Yani yeni dünyadaki tek kötü sen olacaksın?”

Şimdi animede bile ne olacağını tahmin etmek çok kolaydı. Filmde de kek oldu, tahminden öte biliyorsun ne olacağını. Ama senaryonun biraz(!) değiştiğini biliyordum. L öldü ölecek tedirginliğiyle film izlemek nasıl bir duygudur bilir misiniz siz? Animedeki şoku hala atlatamamış biri olarak hem de. Ama oturup en baştan izlerim şuan filmi, hiç problem olmaz. İlk filmi o kadar harika(!) bir yerde kesmişler ki saat olmuş 00.00, ikincisine başladım.

“Kira çocuksu ve kaybetmekten nefret ediyor... Aslında bende çocuksuyum ve kaybetmekten nefret ediyorum.”

L animede de favorimdi. Filmde daha ön plana çıkmıştı, buna çok sevindim. İkincisinde L kesin ölecek, bekliyorum. İsyanlardayım. Bir yerlerden spoiler arıyorum, bu L ne zaman ölecek diye. Ona göre kendimi hazırlayacağım çünkü. L’in ölümünü kaldırmam çok zor oluyor. 

“Bang bang bang bang bang bang!”

Misa’yı oynayan kızı çok aramışlar mı? Kızın animedekiyle alakası yok. Animedeki Misa’yı ne kadar seviyorduysam filmdekinden o kadar nefret ettim yahu. Bildiğin salak etmişler Amane’yi. Tamam, çok zeki de sayılmaz ama o kadar çarpıtılır mı ya?

Zaten Mello, Near ve Teru filmde yoktular. L: Change The World’de Near, Watari’ye gönderiliyor ve Watari öldüğü için L ona bakmaya başlıyor. Hatta ona Near adını da L veriyor. Ama çocuğuna animedeki Near’la heyheyhey alakası yok. Peki, bu insanları ne kadar üzdü? Bilmiyorum kiminle konuştuysam, ki bu konuda ben onlarla aynı fikirdeyim, Near’ın başarısız bir L çakması olduğunu, onun verdiği havayı vermediğini falan söyledi. Near'ı severim, o başka. Ama L birçok kişinin tartışmasız favorisi. Filmde de böyle bir değişikliğe gitmişler. Kötü mü etmişler? Bence hayır.

Ryuk Ryuk Ryuk... L’den sonraki favorim… Bir melek bu kadar mı tipsiz olur? Ve tipe rağmen bu kadar mı sevilir? Tamam, itiraf ediyorum, biraz da Light’ın ismini deftere yazdığı için bu kadar seviyorum onu. Ama öyle olmasa da severdim. Bu kadar rahatsız bir karakteri nasıl sevmem?

 “L, ölüm tanrısının sadece elma yediğini biliyor muydun?”

Rem sanki ölüm tanrısı değil de normal bir insandı. Ondan daha duygusal tek kişi Amane'ydi. Açıkçası filmde L, Light’ı alt ettiği için bence film daha güzeldi. Hele hele o son 23 gününden yepyeni bir film yapmaları harika olmuş. Yine de…  The Last Name’in de, L: Change the World ’ün de sonunda çok üzüldüm. Şu an hala aklıma geldikçe üzülüyorum. L ölmemeliydi ya. Benim L’im ölmemeliydi.

Bir de sonuçta deftere kendi ölüm tarihini yazarken niye 23 gün verdi? Yani niye 22 değil, 24 değil 23? Asıl soru neden 5-10-20 yıl değil? Sonuçta yine kaderini kendi belirlemiş olurdu ve Rem’in deftere onu yazması sorun olmazdı. Birkaç yıl daha yaşar, en azından Near’ı kendi eliyle büyütürdü. Ne bileyim, belki biraz daha şekerli yiyecekler tüketir ve bütün dişlerinin dökülmesini beklerdi falan filan. 

Film müzikleri çok güzeldi. İsterseniz hepsini yeppuda'da bulabilirsiniz.
Şarkı olarak ise;
Dani California - Red Hot Chili Peppers (hem birincide hem ikincide kullanılıyor)
Lenny Kravitz-I'llBe Waiting (bu L:Change The World’ün şarkısı)

Benim en çok sormak istediğim sorular ise şunlar;
-Light’ın yerinde olsaydınız ne yapardınız?
-Light’ın babası olsaydınız ne yapardınız?
-Misa olsaydınız ne yapardınız?
-Gerçekte de Kira gibi biri olsaydı, ya da onun simgelediği türde bir düzen… Destekler miydiniz?
-Sizce kanunlar yeterli mi?

Benim cevaplarım şöyle:
-Bir kere Ryuk’u ilk gördüğümde korkudan altıma kaçırır, defteri fırlattığım gibi tabanları yağlardım. Bana ne ya… Ne ölümü ne defteri? Bunu yargılayacak kişi ben miyim Allah aşkına. Bir yakın yok edin şu defteri ya… Bu yüzden L benim kafadan yani. 
-Kendimi vururdum herhalde. 
-Yemişim Kira’yı, adını deftere yazardım. 
-Son iki soruya bir arada cevap vereceğim. Kanunlar yeterli değil. Ya teoride ya da uygulamada hep eksikler var. Ama Soichiro Yagami’nin dediği gibi: “Kanunlar kusursuz değil. Çünkü onlar yazan insanlar kusursuz değil. Ancak kanunlar insanlar istediği için var.”

Kanunlar kurallar… Eksikler… Ama hiçbir insan kimin ölüp kimin ölmeyeceğine kara veremez. Yani bu hikâyede adalet ne Light olabilir ne de L ne de bir başkası. Hiçbir insan mutlak bilgiye sahip olmadığı için mutlak adaleti sağlayamaz. O yüzdeeen, ben gittim. Si yu.


10 yorum:

  1. Her zaman dediğim gibi ben dizi izleme özürlüsü olduğum için zaten animenin de bazı kısımlarını atlamıştım. :D Ve tam tersi olarak film izlemeyi de çok severim. Evet evet, mutlaka izlemelisin :D
    L gibi bir karakter görmedim ben ya... Her zaman kötüleri seven -aslında daima gözüm ikinci çocuktadır :D ve %90 olarak kötüler ikinci olur- biri olarak Light' a bir sinir oldum, niye de bilmem :D
    Film serisini o yüzden ayrı bir seviyorum zaten :D L'e özel bir film de olduğu için yani :D
    Cevapların çok şükela olmuş :D 2 ve 3'e sesli güldüm ya :D
    Şu no no mercy olayı bana da çok sık oluyor bu yüzden anlayabilirim :D ingilizce/türkçe her kelimeden şarkı türetmeye başladım artık ya :D

    YanıtlaSil
  2. heheh evet biraz öyle :D Ben de izlemeden evvel öyle davranıyordum. Yani oturuş konusunda. -ama yalnız evde öyle oluyor- Onu öyle görünce ruh ikizimi bulmuş gibi sevinmiştim ama herhalde ben o şekerleri yemeye kalkarsam her yere kusarım :D
    Her saniye dilimde bir şarkı olduğu için artık normal karşılıyorlar beni :D Tabi bu beni bir numaralı manyak ilan etmiş oldukları gerçeğini gölgelemiyor :D Bu arada ilk yorum için teşekkür etmeyi unutmuşum :3

    YanıtlaSil
  3. Bence L bir istisna :D Benim bunu deneyen arkadaşlarım hiç de hayırlı sonuçlar almadılar :D Tavsiye etmiyorum o yüzden kimseciklere :D Bizimkilerin çoğu Kore fanı olduğu için istediğim kadar Korece zırlayabiliyorum ortalıkta :D Çünkü onlar da yapıyor bunu :D Mesela bir arkadaşım her daim Yunho'ya türkü söylüyor :D

    YanıtlaSil
  4. Hııı akrostiş diyorsun yani, o zaman benim ocakta yemeğim vardı asdfghjk :D

    YanıtlaSil
  5. :D WGM deyince akarsular duruyor artık zaten :D Ama şimdi lütfen, çok komik değil mi Taemin? :D

    YanıtlaSil
  6. WGM zaten genel olarak dizi gibi :D Bir tek Adam kapılları, Kwanghee'nin, Lee Joon'un kapılları sıradışıydı.
    Yok yok, o Taemin var ya, ne yere bakan yürek yakan :D

    YanıtlaSil
  7. Allah'ım Allah'ım Allah'ım neden yeni görüyorum bu yazıyıııı?! Kaç ay geçmiş olursa olsun, yazacağım. Bi kere, filmi daha çok beğenmene sevindim sevgili blogcu kardeş. Eğer animeyi izlemediysen bu tarihe kadar mangaya başlamanı tavsiye ederim. Gerçi 108 bölüm üşenirim diyorsan animeyi de mangayı da bırak. Çünkü anime mangasından o kadar bağımsız ki anlatamam.

    Ben anime/mangadaki (özellikle animedeki, sesinden ötürü) Misa'dan öyyyleee nefret ediyorum ki anlatamam yani. Gerçek hayattaki düşmanım kadar nefret ediyorum yani. Kendimce sebeplerim var ama kısaca: L yüzünden o öldü daha nolsun? Bu yüzden filmdekini her zaman daha çok sevmişimdir. Çünkü senin aksine, oyuncuyu hem güzel hem de orjinal Misa gerizekalısından KESİNKES zeki bulurum. Bi kere insani duyguları vardı, yani orjinal Misa gibi hayvan değildi. Filmin sonunda, "Ama Light, o senin baban," demesini hatırlıyor musun? Ayrıca çok güzel bir kız.

    Şimdi gelgelelim soruların...
    -Light’ın yerinde olsaydınız ne yapardınız? Defteri kullanırdım evet. Ama sadece o bahsettiğim "düşmanlarım" için ve Amane Misa'yı gebertmek için. Çünkü Japonya'da yaşasam öyle bi o****udan haberim olurdu ve anında gebertirdim...!!! Ve bu iş bittikten sonra... Ben de bi "grubu" öldürürdüm gerçek hayatta. Bu suçlular olmazdı, başka kişiler. Adları bende saklı. Ama Türkiye'den birileri oldukkları kesin.
    -Light’ın babası olsaydınız ne yapardınız? Filmdeki baba gibi davranırdım. Animedeki sürekli Light'ı koruyup L'i azarlıyodu! Bi L'ci olarak kim sevebilir ki o Yagami Soiçiro'yu? Misa ve Rem'den sonra en nefret ettiklerimdendi. Tamam nefret biraz ağır kaçıyo çünkü Misa o****usundan ve onun ***ünü ****yan Rem'den o kadar nefret ediyorum ki... Sansürlerimden anlaşılıyodur umarım bu yorumumu yayınlarsın çok terbiyesiz olduğumu düşünmeyip de. Çünkü gerçekten söz konusu Misa olunca bu kadar kabalaşıyorum.
    -Misa olsaydınız ne yapardınız? Açıkçası... Beklediğin cevabı vermeyeceğim. Ben de Light'a aşık olup onun her dediğini yapardım ama daha farklı olurdum. Mesela onun için hayatımı 2. kez yarılamazdım. Beni işkenceye aldıklarında anında öterdim. O kadar aptal olmazdım. Ne biliym yapacağım daha bi sürü şey olurdu ama hepsi aklımda değil.
    -Gerçekte de Kira gibi biri olsaydı, ya da onun simgelediği türde bir düzen… Destekler miydiniz? Hayır. Light adaleti bu kadar seviyosa tanrı olmasın bi zahmet. Kimliğini saklayarak da iyilik yapabilir. İyilik yap denize at demişler. Kira'ya tapınmanın lüzumu yok.
    Şimdi beni tanıman için yorumumun sonuna bi imza bırakacağım. Bana kısaca Anti Misa diyebilirsin. Napiym, beni en iyi bu i,fade etti. Artı dünyadaki en büyük Misa düşmanı ve DN fanı olduğumu iddia edebilirim. (Ohba Tsugumi-sama'dan sonra yani.) Ve Misa'nın da DN'nun içinden olması ne acı bir çelişkidir değil mi? Neyse o o****uyu hatırlatıp bozmayacağım güzel sinirciklerimi.

    ;Not: Eğer animenin mangadan farklarını bilsen, eminim sen de Misa'ya karşı benim gibi hisssederdin.

    YanıtlaSil
  8. bu arada, soruna binaen söylüyorum, kimse kendisine 23 gün ömür biçmez tabi :D 23 gün, dn'nun sınırıdır. elbette mangaka buna bi sınır koymak zorunda aksi halde light da kendine 80 yaşında bir ölüm yazar ve hiç korkusu olmadan yaşardı.
    -misayı gördüğü yerde işkence çektire çektire öldürecek olan kız

    YanıtlaSil
  9. Animeyi izledim izlemesine ama atlayarak :D Çünkü 37 bölüm benim için fazla :D Evet o yüzden de Naruto'ya bakıp sadece "Yuh!" diyorum :D Mangası da 108 bölümse benim öleyim diyorum :D

    Yok yok animedeki Misa daha gerizekalı orası kesin ama yine de oyuncu arkadaşımızı da sevemedim ben. Asalak olduğu için tabi ki, çok sinir bozucuydu. Güzellik de zaten göreceli bir kavramdır. :D

    Defteri Misa'yı öldürmek için kullanmak... Hmm kulağa oldukça hoş geliyor :D
    Aslında ben soruyu "Oğlunuz Kira çıksaydı ne yapardınız?" havasında sormaya çalışmıştım :D Rem oldukça pasif bir karakterdi aslında, ona gıcık olmadım ben. Ama sen bayağı bilenmişsin haha
    Kira hakkındaki düşüncelerine katılıyorum tabi ki^^ Ve en büyük DN fanı olabilirsin şüphem yok :D

    Vaay çok mantıklı^^ Yani neden 23 gün olduğu :D

    Uzun yorumun için teşekkür ederim Misayı gördüğü yerde işkence çektire çektire öldürecek olan kız :D

    YanıtlaSil
  10. lütfen anon olarak attığım bu yorumları silin, çok utanıyorum XD

    YanıtlaSil