Cuma, Nisan 10, 2015

Abnormal Summit vs. Elin Oğlu



Bazıları “ya onunla bunu karşılaştırmayın” diyorlar ama nasıl karşılaştırmam? Eğer bir uyarlama söz konusu ise orijinalinden daha iyi olmalı değil mi? Değilse ne anlamı kalır bilemiyorum. Hadi daha iyi olmasa bile en azından aynı seviyede olmaları lazım. Ha şimdiden uyarayım tabi, bu ne “biz her zaman çok kötüyüz” odaklı bir aşağılık komplekslisinin ne de “biz yaptık mı en iyisini yaparız” odaklı bir hayal dünyasında yaşayanın yazısıdır. Elimden geldiğince olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirmeye çalıştım. Olumsuz yanı çoksa suçlu ben miyim yani? Neyse, bakın bakalım olmuş mu? :D

AS: Abnormal Summit
EO: Elin Oğlu

1.Stüdyo

Yuh stüdyoyu bile mi eleştireceksin diyenler varsa eleştireceğim tabi ki bence gayet de önemli bir faktör.

AS’de stüdyo büyük bir oda kadarken EO’da kalabalık bir seyirci kitlesi var. Peki bu seyirci kitlesinin amacı ne ve ne yapıyorlar? Ben söyleyeyim, yerli yersiz alkış patlatarak programın bir buçuk saate tamamlanmasını sağlıyorlar.  Zaman zaman ise katılımcıların seyirciye oynamasına neden olarak gerçekçiliğin bir hayli azalmasında da büyük payları var. Gerçekten çok gereksiz olduğunu düşünüyorum ama yine de eğer seyirciye her cümlede alkışlatmayı bırakırlar ve olması gereken zamanda iletişime geçerlerse belki o zaman rahatsız etmez.

Orkestra… İşte bunu sevdim. Vokal&Gitarist Allen ve baterist Monikamız pek şekerler. Allen’ın o geniş repertuarı ise beni hayretlere düşürmekte çünkü benim Türkçe müzik yelpazem pek dar. Barış Manço Cem Karaca gibi şarkılarıyla büyüdüğüm isimlerle gelince zevkten dört köşe oluyorum tabi. Abimizin de ablamızın da sesi pek güzel, tabi bu yetenekler varken neden bet sesli katılımcılara acayip şekillerde şarkı söylettiklerine de akıl sır erdirmek mümkün değil. Ha bir de orkestra seyirci kitlesi olmasa anlamını yitirirdi o da önemli bir nokta.




2.Sunucu

Açıkçası uyarlama olayını ilk duyduğumda şaşıp kaldım çünkü; K-show’ı çok sıkı takip eden biri olarak (dizi izlemem varyete izlerim ben) Korelileri bu konuda gerçekten çok takdir ediyorum. O kadar çeşitli programları ve bu sektörde çalışan nitelikli insanları var ki dramadan ziyade bu konuda müthişler bence. Tabi kaliteli eleman da çok… Mesela AS’nin sunucularına bir göz atacak olursak…

Jun Hyun Moo: SM C&C’de bulunan, 35 kadar programda sunuculuk yapmış ve halen beş farklı seri showda sunuculuk yapmaya devam eden, bütün K-pop severlerin tanıdığı –bilhassa Shawollerin- ve son beş yılda sunuculuk kategorisinde 6 ödül almış bir isim.

Yoo Se Yoon: Muzi’yle birlikte eğlence amaçlı müzik piyasasında da geçmişi olan, yirmi üzerinde varyetede yer almış (ve bunların içinde Kore’deki en popüler programlardan Radio Star, SNL, on beş yıldır devam eden Gag Concert gibileri var) bir insan. Zaman zaman fırlamalığı tutsa da çok yetenekli olduğundan güldürüyor. 

Sung Si Kyung: Bütün ülkenin tanıdığı bir ballad şarkıcısı ve aynı zamanda oyuncu. On beş yıldır eğlence endüstrisinde olduğundan geçmişine wikiden göz atın çünkü gerçekten buraya sığmaz.

Yani gerek talk show gerek diğer formattaki varyetelerde oldukça tecrübe sahibi ve halkın tanıdığı isimleri görüyoruz. Bu insanların ciddi bir geçmişleri var ve buna bağlı olarak ne zaman nasıl espri yapılmasını gerektiğini, nasıl soru sorulacağını, ortam gerildiğinden ne yapmak gerektiğini bilen insanlar. Bütün samimiyetimle söyleyebilirim ki AS’dekilerden bir favorilerim listesi yapsam ilk üç sırada sunucular olurdu.

Gel gelelim bizimkilere… Türkiye’deki eğlence endüstrisiyle iç dışlı olmadığını kabul ediyorum. Ancak yine en fazla ilgilendiğim şov programlarıdır çünkü yurdum insanının muhteşem bir mizah anlayışı var bence. Bir iki tane de Beyaz, Cem Yılmaz, Tolga Çevik gibi kendini kanıtlamış isimler de yok değil. Son zamanlarda Üsküdar’a Giderken, İşler Güçler ve Kardeş Payı gibi dizilerle adını duyurmuş Ahmet Kural-Murat Cemcir tayfasından da haberdarım elbette. BKM Mutfak sonrası kendi yollarını çizen 3 Adam ve şüphesiz yayında olduğu 3 yıl boyunca gönüllerin fatihi olan Leyla ve Mecnun grubu… Yani cidden bakıyorum neler olduğunda ve çoğunu seviyorum da bu yazdıklarımın. Bireysel komedyen olarak bakarsak favorim Tolga Çevik, onu da söylemeden geçmeyeyim hahah. Neyse, bütün bunlardan haberdarım ve takdir ediyorum ama maalesef ki hepsi bu kadar, bir paragrafta hepsini anlatabiliyorun.

Burada güldüm ama
Ömür Varol’un ismini ilk kez duydum bu programlarda ve biraz bakındım geçmişine. Pek iç açıcı olduğu söylenemez maalesef. Uludağ ve ekşi’de kendisi hakkında söylenenlerden ise hiç bahsetmiyorum. Programdaki sunuculuğunu değerlendirecek olursak bir kere neden habire bağırıyor onu anlamadım. Pek talkshow adamı olmadığı açıkça görülüyor bunu söylememe gerek bile yok sanırsam. Ama en azından soğuk espriler yapmıyor değil mi?

Sinan Çalışkanoğlu’nun hemen herkes tanır… Ama bunun iyi bir şey olduğundan şüpheliyim çünkü fantastik bir çocuk dizisinde aptal kötü karakter imajıyla tanıyor. Yine de eğlence sektöründe Ömür Varol’dan çok daha fazla projede yer almış. Kendisinden çok rahatsız değilim, komik olabilir ama… Ama… Sunuculuk konusunda ciddi yanlış anladığı şeyler var ve inanılmaz berbat espriler yapıyor. Ya bak kimse gülmüyor yapma işte. KOMİK DEĞİL.

Eğer ilk başta başladığım cümleyi bitirecek olursam… Açıkçası uyarlama olayını ilk duyduğumda şaşıp kaldım çünkü; bizim piyasamızda adam gibi sunucu yok bunlar ne halt yiyecek? Yine de ilerleyen bölümlerde daha iyi olacaklarını ümit ediyorum.

3.Konsept

trrrrum, trrrrum, trrrrum! trak tiki tak! makinalaşmak istiyorum!

En bezgin olduğun konu bu sanırım. İlk iki bölüm çıldırdım resmen. Ya abi neden neden NEDEN???!!! Neden bu insanlara şarkı söyletiyorsunuz? Çıldırdım valla çıldırdım sesi tamamen kısıp geçmesini bekledim. Bir İspanyol’un performansı izlenmeye değerdi o yani. Ya her saniye başı gelen “az sonra”lara ne demeli? Magazin programı resmen tövbe. Neyse ki üçüncü bölümde şarkı söylemeler de gitti az sonralar da. Zaten gitmese kendimi vuracaktım.

Peki şimdik… Bu program farklı kültürleri tanımak için mi yoksa katılan adamları tanımak için mi? Çünkü şimdiye kadar ne öğrendikse hepsi kişisel şeylerdi ve bu hepsinin de gereksiz olduğu anlamına geliyor. Bana ne elin oğlundan ya? O eller ne düşünüyor nasıl yaşıyor onu bilmek istiyoruz biz. Sonracığıma ne kadar ucuz sorular onlar… Kıskanç mısın, aşk mı para mı, yalanı affeder misin? Lanet olmasın dedim senariste. Eminim bayağı bir kafa yoruyordur bu soruları düşünürken. -.-

AS’de böyle miydi bu işler? Bu nasıl uyarlama? İlk yarım saat “Global Kültür Savaşı” bölümü olurdu ve herkes kendi ülkesiyle ilgili, o günün konusu neyse onu tanıtırdı. Kimi zaman festival, kimi zaman tarihi yerler, buluşlar, çizgi film kahramanları, sanatçılar, rekorlar… Valla programı izlerken ne çok şey öğreniyordum ben. Ardından Kore temsilcisi gelir –kimi zaman oyuncu kimi zaman şarkıcı kimi zaman komedyen- ve gündemi sunar. İnternet kullanımı, şehirde yaşamak, suç ve güvenlik, kuşak çatışması, girişimcilik, hayırseverlik, çocuk yetiştirme gibi ciddi konular vardır. Katılımcılar konuyu kendi ülkelerindeki bakış açılarına göre yorumlarlar ve fikirlerini savunurlar vesaire.

Elin Oğlu’nun 3.bölümünü izledim, sonra gidip Non-Summit izledim, ondan sonra geldim bu yazıyı yazıyorum. Kültür şoku yaşadım resmen.

4.Katılımcılar

Antonio: Tyler’den daha fazla Amerikalıya benzediğini düşünen tek kişi ben değilim herhalde. Bununla birlikte gönül isterdi ki Tyler gibi bir akademisyen programda yer alsın ama öyle biri yok tabi. Neyse, Antonio benim şimdilik favorilerimden. Türkiyeyi de Türklüğü da fazlasıyla benimsemiş. Konuşma tarzı da karakteri de Türk insanını yansıtıyor cidden. Özgüveni ve espri anlayışıyla benden geçer not almayı başardı. Ayrıca melez oluşuyla Amerika'yı iyi yansıtıyor cidden.


Danilo: Nerede bizim Alberto nerede bu Danilo? Alberto’nun da telaffuzu kötüydü ama Danilo dehşet ya. Onu anlamaya çalıştığım enerjiyi derslerime harcasam Koç’a burslu giderim o derece. Gerçi sayesinde çok gülüyoruz, özellikle Chaby’ye çok malzeme veriyor falan. Sevimli de bir insan ama bu kadar çok konuşmasın yazık valla bize de diğerlerine de. Ama adam hiperaktif duramıyor yerinde. Eh ben de aynı gün doğduğumuz ve gerek düşünce yapısını gerek kendini ifade şeklini çok sevdiğim Alberto’yu özlüyorum ne yaparsınız?



Robie: Her bölümde daha çok kanım ısınıyor, nasıl sevimli bir çocuk bu? Ben ki sarışınlardan hiiiiiiiç hazzetmeyen bir insanım, yine de sevdim. Samimi, temiz kalpli, içinden geçeni söyleyen, saf bir arkadaşımız. Man from the stars'ı izliyormuş K-drama fanları heyecan yaptı tabi. Ve James de çok müthişti o yüzden İngilizlere sempati duymaya başlayabilirim sanırım belli olmaz. Ey gidi James, bize “oh you want sausages for dinner?” unutulmayacak replikler bıraktın. Dağlar yoldaşın olsun asfdbfgskjdfshkadj

Yalanı kaç kere affedersin sorusuna cevap verirken...
Danilo için diyor
Masataka: Şimdi biz ülkece Japonları severiz, o yüzden hemen bağrımıza bastık. Bence iyi de gidiyordu ta ki 3.bölümde karısına aşk ilanı yapana kadar. Ben utandım onun yerine yemin ediyorum. Eminim karısı da hoşlaşmamıştır bundan, karadeniz hatunuysa bir ayar çekmiştir Masataka eve gidince. Çekmediyse asimile olmuştur o boş verin. :D Takuya’nın elini özledim.


Niang: Ülkesine gitti dediler gidiş o gidiş….

Andrey: Ben şimdi Rusya’ya acayip ilgiliyim, Rus katılsın istiyorum falan. (AS’ye sonradan rus katıldı gerçi ancak henüz o bölümleri izlemedim.) Ama şu herifi gördüm ya, o an bütün ilgim kaçtı. O da Allah’ın yarattığı bir insan evladı falan diye sakinleşmeye çalışıyorum ama yok yani cidden hiç sevmedim. Benim yakışıklı algımdan da çok uzakta kendisi. İşe yaradığı tek konu üzerinden iyi espri dönüyor o kadar.

kendini tanıyan bir adet çabi
Emrach: Valla kendisi hakkında pek bir düşüncem yok. Yalnız annesinin küçük Emrah fanı olduğuna inanmakta zorluk çekiyorum. Yine de ismi Emrach olan bir Slovak program için hoş olmuş.


Manuel: Adam adam, harbi adam. Diğerleri! Bakın azıcık örnek alın. Birkaç yıl önce İspanya’ya inanılmaz ilgim vardı, hala da severim ama o zaman çok başka takıntılıydım. Bloga yazı bile yazmıştım. AS’ye katılsın çok istedim bir İspanyol ama olmadı. Neyse, zaten akdeniz insanları sıcak olur, Manuel’de öyle. Çok içten, doğal, hoş bir insan... Çok sevdim kendisini gerçekten.



Chaby: Programa katılmadan önce youtuber olarak popüler olan bir arkadaştı kendisi. Ben ilk videolarını izlediğimde kanalındaki abone sayısı birkaç yüzken şimdi 18 binden fazla. (İşsizler gecesinde de oradaydım tabi ki en büyük işsiz olarak.) İyi bir mizah anlayışı olup, fırsat verilse seyirciyi daha da güldürebilecek bir insan. Şimdilik son sandalye ve Danilo gazabına uğramışsa da zamanla kendini daha iyi göstereceğini düşünüyorum. Sayesinde gülüyoruz sağ olsun. Ama sorulara verdiği cevaplarla yaşını fark ettiriyor hakikaten, biraz hayat tecrübesi lazım Çabi'ye.




Evet, bu kadar. Gülmesine gülüyorum şimdilik ama biraz da ülkeleri tanımak istiyorum.
Programın daha kaliteli olması dileğiyle…

22 yorum:

  1. Genel olarak analizlerin yerinde, ben yazsam sanırım böyle yazardım. İnsan cidden karşılaştırmadan edemiyor, sonuçta ''uyarlama''. Dediğin gibi az konular ciddileşirse bu program ciddi yürür zira ekşi'de bile baya takip edip eleştirilerini yazanlar var. Ha ama tabi bu yapımcı ekibin ''bir sayfa''nın isteklerini değil genel izleyici kitlesinin isteklerini dikkate almalı.Ömür Varol da ceketini alıp sessizce ayrılsın bence. Sinan'a gelecek olursam da istese çok daha kaliteli bir sunuculuk yapabilir ama maalesef o da eline ne veriliyorsa onu yapıyor (yani öyle inanmak istiyorum). Malum bu konsepti belirleyenler ve Kore'de de ''programın yazarı'' dediğimiz insanlar var. Onlar bir aklını başına alsa iyi olur. Eyvallah, halk olarak gırgır şamata seviyoruz ama kültür yelpazemizi geliştirecek şeyler de neden olmasın?

    İnşallah daha iyi olur zira 3.bölümde gerçekten zevk aldım. Güzel yazın için de teşekkürler ^_^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, gülmek iyi hoş ama bu program da biraz diğer ulusları tanımamız için değil mi? Ana amaç bu sanıyordum ben Non-Summit'de olduğu gibi o yüzden o gözle izliyorum ama maalesef dişe dokunur bir şey bulamıyorum.
      Senaristlere de bayağı kızgınım zaten, onu da belirttim yazımda. Ama yine de iyi sunuculuk bu değil. Çalışkanoğlu'nu çok tanımıyorum o yüzden bir şey söylemem zor ama gördüğüm kadarıyla daha uygun olduğu kesin. 3.bölümü ben de sevdim gibi. Ben teşekkür ederim yorum için. ^^

      Sil
  2. Cidden ben de düşünüyorum düşünüyorum çıkamıyorum işin içinden, Elin Oğlu'ya gülemiyorum bile. Tamam Abnormal Summit'e benzememesini anlıyorum ama senin de dediğin gibi ülkeleri tanımalıydık ya da her bölüm bir konu işlenebilirdi. Çok yerinde bir yazı olmuş tebrikler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım dikkate alırlar eleştirileri -başkaları da söyledi bunu- ve daha ciddi konular hakkında konuşmaya başlarlar. Ben teşekkür ederim :''')

      Sil
  3. yazınızı baştan son-una kadar okudum ve çok güzel olmuş emeğinize teşşkkür ederim çok güzel yerlere değinmişsiniz nette açıklamışsınız bende abnormal summitti takip ediyorum çok güzel bir rogram her bölüme ayrı gülüorum ama gel gör ki elin oğlunda gram gülemiyorum bunun nedeni sunucular ve saçma espirileri ömür varol masataka berbat espiri yaptı ''masadan masadan '' dedi kimse anlamdı o da çenesi kapattıı hayır kendileri espiri yaptıklarını sanıyor ama kendileri gülüyorlar ben böyle programa görmedim danilo ya bende bayılıyorum konuşması olsun espirileri olsun harika zaten yabancı sunucular belli espirili sempatik ama sunuclar aşırı vıcık sevimsizler ilk 2 bölüm izleidm acayip sıkıldım ama 3.4 bölümü fena bulamdım idare ederdi en çok güldüğüm insnalar chabby :) danilo, manuel .... sunucular olmazsa inanıyorum ki yabancı katılımcılar harika sürdürürler. inanırmısınız annem kardeşim izledi hiç beğenmediler kardeşim chabby nin türkçesine hayran kaldı şimdiden favorisi chabby :) umarım suunuclar bir an önce değişirde eğlenceli komik sunuclar koyarlar yoksa bu gidişle yayından kalkar ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben dördüncü bölümü izlemedim ama evet üçüncü bölüm daha iyiydi öncekilere göre. Gerçekten sunucularda iş yokmuş gibi görünüyor, hele o soğuk espriler bende ağlama isteği uyandırıyor bile diyebilirim. Nerede Non-Summit sunucuları nerede bizimkiler? Keza konsept de aynı şekilde. Tam bilgim yok ama reytingleri yüksek diye duydum, bizim insanımız yabancıları sever, her şeye rağmen pes etmiyorlar sanırım :'')

      Ben çok teşekkür ederim bu güzel yorum için^^

      Sil
    2. reytignleri maalesef çok düşük sadce twitterde gündemdeler hatta en yorum yapılan 6 ıncı program olmuşlar ..aralar oyunlarda koymuşlar yumurta kırma ve su savaşı aslında koymaları güzel olmuş ama eğlenceli hale bir türlü sokamıyorlar ..birde en önemlsi kültürlerini konuşmayı çok istiyorum en çok korelinin tabi :) inşallah dikkatimizi ciddiye alırlarda yerinde program yaparlar.:)))))))))

      Sil
    3. Düşükse çok sürmez ömrü, tabi ülkeleri tanımaya yönelik adımlar atılırsa ömrü uzayabilir. Orijinalinden uyarlarken programın amacını unutmuşlar sanırım, oyunlar belki ilginç olabilir ama mesele bu değil, anlamaları lazım. Orada yer alan müzik grubuna yazık oluyor valla :'')

      Sil
    4. bende öyle düşünüyorum valla 7 bölümde 2 kız oyuncu çağırmışlar belli oluyor ki yine saçma sapan sorular hangisi yakışıklı ? v.s gibi aptalca şeyler bu da diğerleri gibi olacağına benziyor şimdi atv ye şikayet mektubu gönderdim umarım ulaşırda dikkate alırlar :))))) yoksa bırakacağım izlemeyii müzik grubu niye değişdi ki ben anlamadım allen ve monica bence iyiydiler çok saçma olmuşşş:(((

      Sil
    5. Allen ve Monica gitti mi? :O Ben onlardan bahsediyordum halbuki. Gerçekten olmamış bu, benim favorilerimdi kendileri, çok şaşırdım gerçekten. Umarım dikkate alırlar yoksa bu gidişle gerçekten Esra Erol olacak program -_-

      Sil
    6. valla yaa olma yolunda da ilerliyorlar ..abnormal summiti izleyince yeni bilgiler öğreniyorum arada hikayeler anlatıyorlar yaa tam da üstüne geliyor ama elin oğlunu izleyince seyirciler yersiz şeylere alkışlaması , zorla gülmeleri programı kaybediyor ya yayından kalksın ya da bir an önce düzelsin ....- _-

      Sil
    7. Programın üçte ikisi alkış zaten, seyirciye para mı veriyorlar anlamıyorum ki... İnşallah düzelir ne diyelim yapacak defalarca belirttik durumu...

      Sil
    8. facebookta kızın biri katılmış o programa yönetmen bize işarte verince alkışlıyoruz dedi yani isteyerekten değilmiş admin zaten belliydi çoğu seyirceye bakıyorum uykuları gelmiş esniyorlar bu bölüm gerçkten berbattı gram gülmedim gülemedim eda nın selenin aşırı saçmlıkları yabancı üyeleri küçük düşürmeleri kepazellikte abnormal summite bile böyle bişye yoktubiryi beğenmeyebilirsin ama öyle yangından mal kaçırı gibide söylemesi hç hoş değidli andrey olgun karşıladı helal olsun diyorum siz izlediniz mi ?

      Sil
    9. Ama belliydi zaten öyle bir şey olduğu yoksa aklı başında kimse öyle yerli yersiz alkış tutmaz. Hayır, izlemedim ve pek izlemeyi de düşünmüyorum açıkçası. Hiç iyi duyumlar almıyorum, sizin yorumunuz da tuz biber ekti şuan hepten vazgeçtim.

      Sil
    10. hahah gerçekten mi ? bende hiç iyi duyumlar almıyrum hatta ileri giden yorumlar bile var.galiba bende izlemeyeceğim ama sırf chabby için katlanıyorum ...

      Sil
    11. Sanırım zaten düşük olan reytingler bu gidişle daha da düşecek...

      Sil
  4. HİÇBİR PROGRAM NON-SUMMIT'İMİN, HİÇBİR İTALYAN DA ALBERTO'MUN YERİNİ ALAMAZ NOKTA!!1!11!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Alberto'yla aynı gün doğduğumu söylemiş miydim hahah :D

      Sil
    2. Sen öyle san

      Sil
    3. Herkes istediğini düşünmekte özgürdür

      Sil
  5. Ben AS'i izlemedim ama Elin Oğlu'nu severek izliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son bölümlere doğru bayağı ilerleme kaydettiler, düzenli izlemesem de bir kaçına bakmıştım. Yine de kültürel açıdan da mizah seviyesi açısından da AS'ı tercih ederim ben :D

      Sil