Cuma, Ocak 17, 2014

Delikanlı Çağımızdaki Cevher


Bu yazıyı hiç yazamayacağım sandım.

Aslında bakarsanız herhangi bir doğum günü yazısı yazmayı düşünmüyordum ama söyleyecek çok şeyim var, içimde tutmak istemediğime karar verdim. Hem bu ilk doğum günü yazım değil!


Öncelikle bu seneki doğum günümde kimsenin herhangi bir şeyi saklama çabası yoktu. Her şey açık ve netti. Hediyeler hariç! O gerçekten uzun süre muamma olarak kaldı. Üst üste herkes bir şeylerden bahsedip ama ne olduklarını söylemedikleri için meraktan çıldıracak duruma geldim. Bana bu işkenceyi reva görenlere de selam olsun, ayıp ayıp!

Her zamanki gibi sabah 5.30’ta kalktım. Bazı işlerimi hallettim. –Macar’la ilgili yazımı A4’e dökmek, denklem çözmek, Deep Purple’ın şarkılarını düzenlemek gibi- 7.30’ta S-ra aramıştı, evden çıkarken onu geri aradım. Meğer bana alacakları pastanın nasıl bir şey olacağını falan soracakmış. “Allah aşkına bana daha bir şey sormayın.” Dedim. Çünkü kendisi iki hafta önceden beri “Benim 17 Ocak’ta doğan bir arkadaşım var, ona ne alayım, doğum gününde ne yapalım?” gibi sorular soruyor. İşin garip yanı, bu işi eğlenceli kıldı denebilir. Çünkü hani bir saklayalım, sürpriz olsun kasıntısı olmuyor. Zaten her defasında da doğum günü çocuğu durumu çakar. :D

Arabaya binmemle daimi yol arkadaşlarımın “Doğum günün kutlu olsun Paul, iyi ki doğdun!” demeleri bir oldu. Açıkçası şaşırdım, hasta olduğum için kaç gündür görüşmüyorduk, unutmuş olmalarını bekliyordum. İşin komik tarafı, hepsi sırayla ardı ardına aynı şeyi söyledi ve tonlama giderek düştü. :D Doğum günümü kutlamayan N-an’ın ise arabadan indikten sonra “Unutmadım, sadece rahat rahat sarılayım diye şimdi söyledim.” Demesi ayrı bir komikti, çok büyük ihtimalle unutmuştu çünkü. :D  

Bundan sonrası sıradan bir gün gibi devam etti. Tabi öğle arasında keke kibrit sokup getiren arkadaşlarımı saymazsak… Ki bu cidden sürprizdi. Yani kibritleri bir metre ötemde yakıyorlar ama ben kitaba o kadar dalmışım ki fark etmedim bile. :D Sonra yıllardır doğum günü pastaları kesen çakımla onu da kestik. Bundan sonrası yine normal bir gün gibiydi. Tabi B’nin ağrıyan dişi yüzünden yemek yiyemeyip, aç kalması, bunun acısını da her zamanki gibi benden çıkarmasını saymazsak…

Neyse, sıra geldi doğum günü kutlamasına… Pasta geldi, şarkılar söylendi. (Türkçe-İngilizce-Korece) Malum uluslararası bir topluluğuz biz asdasdasda Sonra fotoğraflardı, yemeklerdi, hediyelerdi derken sonuna geldik. Sonra gidip lahmacun yedi bizimkiler. :D Ardından dağıldık. Biz saatin geçmesini beklemek için yandaki kafeye geçmişken sonunda Shiru ile konuşma fırsatı bulabildim. Aslına bakarsanız bu oldukça zor oldu. Şöyle anlatayım;

Her zaman olduğu gibi yine çişim gelmiş, çok sıkışmışım, tuvalete gidelim diye çığırıyorum. Bir yandan da çıkmamız gerekiyor, ortalık karışık falan… Böyle bir anda Shiru arayıverdi, eh az sonra tuvalete gideceğimi düşünürsek az sonra onu aramak üzere kapattım. Sonra tuvalete gittik, çıktık tam arayacağım derken Chuky aradı. Doğum günü hediyesiyle ilgili yanlış anlaşılmayı düzelttik falan. Sonra tam kapattım, annem aradı, kutladı falan. Sonra o kapattı, anneannem aradı, “inşallah beyaz saçlı bir nine de olursun” falan dedi ama bu duanın ne kadar iyi olduğu konusunda şüphelerim var. Neyse, o da bitti ve sonunda Shiru’yu arayabildim. Ama açmadı. Tabi ki endişelendim, mesajda yazdığı korkunç köpekler tarafından yenildi mi acaba? Diye düşündüm. :D Neyse ki bu benim kuruntum çıktı, Shiru sapa sağlamdı. Bayağı bir havadan sudan konuştuktan sonra günün anlam ve önemine değindi. Bana şarkı söyledi! Adam akşam vakti, pek de kimsenin olmadığı bir sokakta Trap’i ve Mutlu yıllar sana’nın 3 dildeki versiyonunu söyledi. Ha Trap’i ben istek parça yaptım, orası ayrı. Tam 7 aydır bıkmadan usanmadan dinliyor bu zat zaten. :D Neyse, teşekkürler Shiruuu, çok sevdim bunu ben. ^^

Sonra eve geldim…

Kimse yoktu. Daebak!!! Üzerimi değiştirir değişmez, diğerlerinin yanında bakamadığım hediyeler baktım. Ve… Huh… Cidden çok etkilendim. Şimdi ne kadar etkilendiğimi sizlere anlatmayacağım, hayatımda ilk kez mutluluktan ağladığımı falan da… O kadar özele girmek istemiyorum asdsadasda


Hediyelerle ilgimi duygu ve düşüncelerimi de yazacaktım ama bu kez hepsi fazlasıyla “özel” O yüzden onları da es geçiyorum. Sadece şunu söylemeliyim ki hayatımda hiç bu kadar anlamlı ve derin hediyeler almamıştım. Çok ciddiyim. Bütün bu düşündükleriniz, yazdıklarınız… Kutular, notlar, yüzükler, yumurtalar ve yıldızlar… Gerçekten inanılmazdı. Huh… Diyecek bir şey bulmak zor. Her ne kadar bugün dolaylı yoldan yaptığım konuşma pek etkili olmasa da buraya bir daha yazacağım, belki buradan daha etkili olur. :D :D Bir yandan da “Bazı şeylere kelimeler kifayet etmez, iyisi mi bu derin duyguları sözcüklerin dar kalıplarına sığdırmaya çalışarak sığlaştırma.” Diyen tarafımı susturmaya çalışıyorum. Ayrıca üç yıldızdan sonra okumayı bırakın. Ciddiyim.

“Her ne kadar odun ve öküz olsam da… O kadar da değil, yuh!
Bilirsiniz, bazen insanın durdurmak istediği anlar vardır, herkesin vardır. Maalesef dizideki uzaylılardan farklı olarak zamanı durduramıyorum. Ama eğer bu anı bir fanusa koyabilseydim, içine başka bir an koyamayacak olsa idim bile yine bu anı seçerdim.
Her zaman birlikte gülelim. Bu anları fanusa koyamayız ama unutmayın ve ölümsüzleşsin. Bu en büyük isteğim. Resmen edebiyat parçaladım ama teşekkür etmek istiyorum ve bunu hak ettiğiniz kadar yapmak gerçekten çok zor.
Ben sadece… Minnettarım.”  


***




Hala okuyor musunuz? Peki, siz bilirsiniz.
Evet, bugün benim doğum günüm.
Size doğum günleriyle ilgili değişen düşüncelerimden bahsedeceğim o yüzden de.
Çok da önemliymiş gibi.

2012’ye girerken:

Bakınız bir başka saçmalık daha var… Doğum günü kutlamaları… Ne sinir bozucu.
Bütün o “İyi ki doğdun!” bağırışları, bir günde sarılman gereken 276434567654347654567 kişi.
Her sene aynı sürpriz. –Arkadaşlarım tarafından-
Dostum, numaraya gerek yok. Doğum günümü hatırlıyorum, sizin de hatırladığınızı biliyorum. Unutmuş gibi yaptıktan sonra elinizde pastayla bağıra çağıra gireceğinizi biliyorum.
Öyleyse ne anlamı var?
Bunu söylediğimde kızıyorlar bana. Amaç illa bir kutlama yapmaksa daha farklı şeyleri kutlayabiliriz.

13 Ocak 2014:

Yıllar boyunca yılbaşlarını, doğum günlerini ya da benzer günleri kutlamaktan hoşlanmadığımı söyledim durdum. Yalan da değildi, ne zaman bugünler gelse acıdan başka bir şey duymuyordum. Ama nedeninin mantıksız geldiğini söyleyerek kendimi kandırmışım yıllarca. Aslında bu değildi sebebi… Ben geçmelerinden nefret ettikçe saniyelerin onlarında daha hızlı koşmasıydı. Hele doğum günlerinde… Tek yapmak istediğim şey bağıra çağıra ağlamak, sonra uyumak…

Şimdi ne düşündüğümü soracak olursanız…

Bu insanlar beni çok mutlu ettiler. İnanılmaz derecede. Dedim ya, ifade etmek imkansız. Ama bu mutluluğun bana verdiği kötü duygular da var. “Mutluluk bile acı veriyor çünkü sonu var biliyorum.”
Ayrıca cesur biri olduğum söylenemez. Pek çok korkum da var. Bunun son olmasından, bir daha mutlu olamamaktan ve en çok da sevdiklerimi kaybetmekten… En mutlu anımda şeytan dürtüveriyor ve “Fazla mutlu olma.” Diyor. “Hepsini kaybedebilirsin.”

Umarım yanılır.


Doğum günü meselesine geri dönecek olursak… Çok iç açıcıyım akşam akşam, biliyorum. Ama kızmayın bana. Ben gerçekten çok yaşlı hissediyorum. Bir yüzüm toprağa bakıyor, bir ayağım çukurda.  Cahit Sıtkı 35 yaş şiirini benim için yazmış, her mısrasında kendimi görüyorum.

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.



26 yorum:

  1. P. Doğum günün tekrar kutlu oluversin. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim sayın Ç :D Fenalık getiren yazı için özür :D

      Sil
  2. Aradığım zamanın böylesine uygunsuz olduğunu bilseydim keşke... :D :D Ben de o korkunç köpeklerin dibinde "Acaba yaşlandım diye ağlıyor mu?" diye düşünüyorum. Meğer adam sülalesiyle konuşuyormuş... :D

    Bu arada yanında olan arkadaşlarına ne kadar çok imrendiğimi bir bilsen... Bu gün konuşurken aklıma gelseydi yanında olmanın ne kadar değerli olduğu ile ilgili bir nutuk çekerdim onlara -ki anlattığın kadarıyla bunu gayet de farkında olmalılar :D- ama biliyorsun ki ben dışarıdan öyle olduğumu pek hissettirmesem de utangaç biriyim. :D Başka bir zamana artık. :D Yine konuşturursun bizi artık asjhgfkd

    Neyse...

    Son olarak, söyleye söyleye dilimde tüy bitse de, SEN DAHA ÇOK GENÇSİN! :D Ölmeden mezara koyuyorsun kendini resmen. Hissettiğin yaşta değil, göründüğün yaşta olmaya çalış. :D -Eğer "Ben büyük gösteriyorum ama." dersen sonuçlarından ben sorumlu değilim... :D :D-

    Neyse işte. 5. kez doğum gününü kutlamaya niyetim yok ve zaten ayın 18'ine girmişiz bile. :D

    Tili tili talla da gözümden kaçmadı değil. :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşlandım diye ağlamam ya :D Beni sıkan kimsenin yaşlı olduğuma inanmaması :D
      Olur olur bu sefer onlar da hazırlık yapar :D
      Göründüğün yaşta olmaya çalış :D Hayatımda ilk kez böyle bir tavsiye alıyorum ahahah :D
      Ben gelene kadar 19 bile oldu ah zaman :D
      Doğum günümle bağdaştırdım o şarkıyı :D

      Sil
  3. Nice yıllara içindeki yaşlıya selam olsun :D

    YanıtlaSil
  4. aslında buraya korece doğum günün kutlu olsun yazacaktım ama nedense yazmadım (belki korecesini bilmediğim için olabilir ama internetten bakmak da zor değil)Saeng il chuk ha ham ni da :) uzuuun(!) aramalardan sonra buldum :D öhm doğum günün kutlu olsun !! hergün gibi aslında doğum günleri benim için. pek bir farkı yok hergün yaşlanıyorsun ki sadece ağaç demek yerine orman diyorsun gibi bütün günlerini toplu dile getiriyorsun . tekrar tekrar doğum günün kutlu olsun :)
    Otanjou-bi Omedetou Gozaimasu! caponcası da benden olsun :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hee bi de Trap şarkısını çok merak ettim 7 yıldır dinlediğine göre eski bir şarkı olsa gerek :D ama bulamadım linkini atarsan çook sevinirim :))

      Sil
    2. Teşekkür ederiiiiim,eheh zahmet ettin :D
      Toplu dile getirince daha bir yaşlı hissettiriyor sadsad :D
      Japonca kutlamamışlardı hiç bak, sağ ol :D
      7 yıl mı demişim? 7 ay olacaktı o. "Henry - Trap" yazarsan bulabilirsin. :D

      Sil
  5. Doğum günün kutlu olsun..:) Sahi seçtiğin parçayı çok sevdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim^^ Geçmişten kalan sevdiğim bir şarkıydı, doğum günümden önce Shiru dinletince kafama takıldı. :D

      Sil
  6. Ayy dostum ya hepimiz seni çok seviyoruz çok çok çok seviyoruz... Bu hep böyle olacak ^^
    Dolayısıyla kendini bitap düşürmesen iyi olur çünkü hiçbir yere gitmeye niyetimiz yok :D
    Resmen kendine yok yere şey ediyorsun. Dediğim gibi hepimiz seni çok seviyoruz ve hep seveceğiz. Dolayısıyla şimdi geçmiş doğum gününü güzel hatırla ve bundan sonraki doğum günlerinde daha orjinal bir şeyler bulabilmem için dua et :D

    Önümüzdeki bütüüün doğum günlerinde de beraber olmak dileğiyle..
    - SDD ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bundan daha orijinalini düşünmek zor :D Ettiğim meraklara değmiş.^^ Yine de hala merak ettiğim şeye kavuşmak için can atıyorum :D

      Hele bir sözlerinizi tutmayın o zaman görüşeceğiz.

      SDD^^

      Sil
    2. Daha orjinal bir şey bulursan kendine çaktırmadan bana çaktır tamam mı evlat :D :D Evet o şeye de çok yakında kavuşacaksın :D Coming soon ^^

      Pekala.Görüşürüz.

      SDD^^

      Sil
  7. Happy B'day diyorum Paulcuğum! :*
    Allah sağlıklı sıhhatli,mutlu, sevdiklerinle beraber bir ömür nasip etsin inşallah! Böyle de duamı yaparım :D
    Bende de var bu her saniye yaşlanıyorum şeysi de artık akışına bırakmaya karar verdim yoksa daha düne kadar dileğim hep 18 yaşında olmaktı, ama her yaşın bir güzelliği var sözünü amaç edinmeye çalışıyorum ^^
    Arkadaşların gerçekten çok şeker, bende onlar gibi doğum günü türküsü çağırır hediyelerden bahsederim doğum günü kişisi çok sinir olsa da :D Ama hoş şeyler bunlar ^^
    Şu an saçmalamış da olabilirim ne yazdığımın pek bilincinde değilim :D Tekrar doğum günün kutlu olsun, uzaktan da olsa seviliyorsun <3 Sana kokulu öpücük yolluyorum asdfgh :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ o Hanijuniciğim *.*
      Amiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiin diyorum ben de :D
      Ben de hep aynı yaşta kalsam olur mu? Kiminle anlaşmamız gerekiyor bunun için sadsdsada :D
      Şimdi düşünüyorum ben de aynısını onlara yapsam mı yapmasam mı diye :D
      mıhhhhh iyi kokuyormuş bu, sevdim ben bunu :D Uzaktan sevilmek daha bir güzel :D

      Sil
  8. Öncelikle şu 'mutluluğun verdiği kötü duygular'ı çıkar aklından. Gelecek adına kaygılanıp yaşadığın mutluluğu zehir etme kendine. Çünkü düşündüğün gibi değil, bu herhangi bir şeyin sonu değil. Olmayacak da. Hem unutma, bunu sen öğretmiştin bana; "Korktuğun sürece tutsak, umut ettiğin sürece özgürsün." Bu yüzden umutla yaşamaya devam edelim. Hiç bitmeyen mutluluklar ve güzel başlangıçlar için..

    -uçurtma.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu kez o kadar haklısın ki itiraz etmeyeceğim. Özgürlüğümü kazansam iyi olacak. Ama bir kez daha diyorum, hele bir tutmayın bu sözlerinizi... O zaman görüşeceğiz.

      -uçurtma

      Sil
  9. ya ben de kendimin yaşlandığını hissediyorum. herkes bana büyüyorsun diyorlar ama ben ne büyümesi artık yaşlanıyorum diyorum. yani kaça girdin bilmiyorum ama hele 20'ini geçtiysen seneler beşer altışar atlıyormuş:'(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beşer altışar mı atlıyormuş? Acayip moral oldu ya :D :D
      Yaşlandım beeeeeeeeeeeen!

      Sil
  10. My darling,
    mutluluk bile acı veriyor çünkü sonu var biliyorum
    gidiyorum buralardan dönüyorum durmadan
    uyan artık uyan bitti rüya.... ah bunlar hep bana ithaf de mi? La kahretmesin şirinim yine! çocuk ağladığını pek göremesem de ki hissetmedim de galiba gözlerini doldurma şerefine erişmiş oldum ayrıca sana hediye alamasam da ki bana aldığın o sevimli ayıcıktan sonra bunu yapmak zorundaydım ama yanlış zamanlama alamadım bunu telafi ederim ben, beni çok sevdiğini bildiğim gibi çocuk; sen özelsin hayır hayır her çocuk özel değildir hiç ibr şey yapamazsam yaslanıp ağlarım fena mı ha ha neyse işim çıktı love you muck

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de soruyor musun ? :D :D
      Evet, Allah razı olsun ne diyeyim? Huzurevi bir istisna idi, insanların önünde ağlamaktan hoşlanmam, bana bunu yapmağğğ :D
      Kibrit kutusunu ve şekeri saklıyorum ki ben^^
      Songsaengin de seni seviyor, hadi şimdi git herkese "Beni sevdiğini söyledi." de :D

      Sil
    2. "Seni seviyorum" bi gün onu böyle duymayı hedefliyorum :) olsun bu bana şimdilik yeter.
      bak böyle yazıyosun kendimi bi şe zannediyorum he he neyse bi ara okula uğra sana anlatacaklarım var :)

      Sil
    3. Öhh fazlasıyla beklemen gerekecek :D
      Sayın ÖDG'ciğim, bu konuda öncelikle sakin olmanı tavsiye ediyorum.^^

      Sil
  11. Anın tadını çıkarmak gerek, sevdiklerini kaybetme ihtimalinin olup olmadığını düşünerek o anını zehir etme kendine; yani en azından ben öyle düşünüyorum :) Doğum günün kutlu olsun ^^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın ama insanın elinde olmuyor bazen. Genellemem yanlış, ben beceremiyorum diyeyim. :D Teşekkür ederiiim^^

      Sil