Evet, yeni bir yazı dizisi
başlıyor efenim şuan, bu da ilk partı. Neden diye sorabilirsiniz? Neden günümüz
k-pop endüstri hakkında yazmak yerine yıllaaaar öncesini konuşuyorsun? Kore geleneksel müziği bilinçli bir şekilde dinlemeye ne zaman başladım? Sanırım 2012 yazıydı ve ben güzel bir torrent bulmuştum, hatta arkadaşlarım bu ne ya falan dinliyordu ama benim hoşuma gidiyordu işte. Bu yazıyı yazma nedenimse şu hepsini bir bütün olarak görüyorum ve folk müziği de trotu da doksanları da
seviyorum. Aslında başka ülkelerin de müzik tarihiyle ilgileniyorum ama okuyucu
kitlemi de hesaba katmak durumunda olduğumu düşünüyorum. Şimdi, başlayalım.
Üç krallıktan önceki
Kore'ye dair bilinen pek bir şey yok, yalnızca müziklerini enstrüman
kullanmadan yaptıkları geçmiş kayıtlara. Goguryeo krallığı ile başlıyor bizim
hikaye. Geomunga dedikleri aleti icat etmişler önce, uzak doğu filmlerinde
görmüşüzdür, şu beş telli uzun tahta var ya hani. 1145'te başkan Wang San-ak
tarafından guqin denilen Çin enstrümanından çarpılarak. (bu icat deme konusunda
şüphelerim var.) Daha dördüncü
yüzyıldayız. Kuzey Wei Hanedanı ile ilişkiler gelişince bir başka dönemi olur
müziğin, krallığın yıkılışına kadarkiyse bir başka dönem. Dinleme şansı
bulduğum en eski korece şarkı bu dönemde kral yuri tarafından bestelenmiş
"Hwangjoga" (sarı kuş), kral
şarkısında aşık olduğu prensesi anlatmakta.
"ne güzel bir manzara
izlediğim,
bir çift bülbül yan yana
uçan
oysa benim kadar yalnız
bir ruhla
olabildiğim
mucizeler"
Baekje döneminden kalan
tek şarkı "Jeongeupsa" King's Daughter Soo Baek Yang dizisinde ost olarak kullanılmıştı. Lee Sang Eun yorumu da çok güzeldir, onun için tık. Bu dönemde Japonya'dan müzisyenler çağrıldığını, aynı
zamanda Mimaji isimli bir adamın Çin'de dans ve müzik öğrenip 612'de japonya'ya
göç ettiğini biliyoruz. 2001'de Japon İmparatoru Akihito Japon kraliyet
müziğinin kökeninin Baekje dönemi müziği olduğu söylemişti. Silla üç krallıkla
birleşmeden önceyse müzikleri gayageum demekmiş, bu dönemdeki Ureuk isimli
müziği de getiren mühim şahsın on iki bestesinin ismi aktarılsa da şarkılar
miras kalamamış. Ama Ureuk üç müridine şarkıları, dansı ve gayageum çalmasını
öğretmiş. Dönemin sonlarında ünlü alim Choi Chiwon yerel müzikteki beş şiiri
kaydetmiş, bir de sarayda yapılmış bale gösterileri var. Ayrıca budist ve
şamanların da müziğinin yaygın olduğunu görüyoruz üç krallık döneminde.
O hep duyduğumuz ünlü
Joseon zamanına gelecek olursak, kurulduğu dönemde hanedan konfüçyüsçülüğü destekleyen
budizm karşıtı bir tutum benimsemişti, bu müziğe de yansıdı. (yeak)
Joseon için yeni kutlama şarkıları yapılsa da halk Goryeo döneminden kopamadı.
Joseon dönemi müziğinin en önemli ismi şüphesiz Park Yeon adında ilk yaptığı iş
bağımsız bir müzik organı kurmak ve kore tarzı bir gösterim yaratmak olan
adamdı. Diğer yandan elit tabakayı eğlendirmek için var olan müzisyenler vardı,
Jungin isimli bir adamın gelip şiirleri enstrümanlarla söylemesiyle uzun şarkılar
aktarılmaya başladı. Ama bu dönemde yapılan büyük savaşlar pek bestenin de
kaybolmasına yol açtı. Ülke büyürken müzik piyasası küçüldü.
Pansori Joseon döneminde
ortaya çıkan en önemli tür olabilir çünkü halk seviyordu. Sonrasında
aristokratlar ilgi göstermeye başladı. Pansoriyi hepimiz biliyoruz, yerel
müzikal gibi bir şey. Gösteriler hala oldukça ünlü. İdoller arasında pansori bilen pek fazla görmedim, hatta tek bildiğim Eunjung. Bir de Sungmin'le Hyorin'in bir
gösterisi olmuştu. Kore folk müziğinin diğer ayakları ise davul çalarken dans edip şarkı söyledikleri
pungmul, durak olmadan uzun süre enstrüman çaldıkları sanjo, vokal eklenmiş bir
versiyon jeongak, çiftçiler için nongak, şamanistik müzik shinawi ve cinler
olsun hayaletler olsun onları idare etmek için yaptıkları şamanistik dans
salpuri'dir.
İmparatorluk yıkıldıktan
sonrası zor ama ilginç zamanlar çünkü önce pop müzik, ardından Japonlar geldi. 1800'lerin sonunda ve
1900'lerin başında Kore pop müziği ile tanışıp kaynaşmaya başladı, önce batı
melodilerine korece sözler yazdıkları changga denilen bir tür ortaya çıktı.
"Simcheonnga" (anne ve kardeş) gibi, bana kalırsa gerçekten çok
etkileyici. Immortal Song'taki muhteşem bir yorum için tık. Sonra 1910-45 döneminde Japonya, Kore'yi
topraklarına kattı ve onu sömürgesi haline getirdi. Sanat her zaman toplumu
yansıtmıştır şüphesiz, şarkılar da insanlar baskıya karşı hissettiklerini
anlattı. En ünlüsü "Huimangga" (umudun ülkesi) isimli şarkı, birçok
yorumunu dinledim, en çok söylenen şarkılardan biri olsa gerek ama An Chi Hwan
bir başka söylemiş, Deulgukhwa da
bir başkaydı. Sinawe'den rock
versiyon ve son olarak Song Jung Mee'nin harika sesinden...
"güzel bir gece
millet
bu şarkıyı hepinizin
yaşadığı çorak zamanlara söyleyeceğim
şimdi yetişen nesil ayrıcalıklarını
inkar ettiğinde
kendiniz olduğunuz için yine
de devam edin yaşamaya,
ve sevmeye
umudun ne, rüzgarın içine
atılan ve dünyayı silken?
altın ve şöhretin
ihtişamıyla tatmin olur muydun?
mavi gökyüzü ve parlak
ayın altında biraz kafa yordum
fark etmek için bütün
hayatların önemini
ama kısacık bir bahar
rüyası işte"
Bilinen ilk pop albümü
Park Chae-seon ve Lee Ryu-saek tarafından 1925'te çıkartılan "Yi Pungjin
Sewol" (şu gürültülü zamanlar) olmakla birlikte kendisini bulamadım.
Koreli bir besteci tarafından yazılan ilk şarkı "Nakhwayusu" (akan suya düşmüş çiçekler) Lee Jeong Suk tarafından 1926'da yayınlanmış. Yirmilerin ortasında ise Japon bestekar Masao Koga
geleneksel Kore müziği ve gospeli karıştırarak enka denilen bir tür ortaya
çıkarmış, biz şimdi bu türe trot diyoruz.
Daha önce de
söylemişimdir, yine söylemek istiyorum. Ben cidden trotu aşırı seviyorum,
inanılmaz bir neşe ve enerji veriyor bana. (Mesela Bigbang'teki biasımın Daesung olmasının nedeni çok ama o Gwisoon'un da az yeri yok yani. Bakın şimdi
gecenin köründe aklıma gelince youtube yaptım, yine daesung aşkım depreşti. Saat
on iki buçuk ben dans ediyorum.) Benim için trotun ayrı bir yazı konusu
olabilitesi ve benim bütün sevdiğim şarkıların reklamını yapabilitem var ama
yapmiciğim tabi ki. Hepimiz cha cha cha'yı, shabang shabang'ı duyduk zaten,
seven araştırmasını yapmştır ama derseniz paulcüm sen bize bir trot listesi
yap, yaparız tabisi. Ama şimdi onun yerine yazıyı bitirip kendimi trot
dinlemelere salacağım. Görüşmek üzere!
cha cha cha'yı sha sha sha diye okuyup,TWICE ve trot ne alaka ola ki diye düşünmedim değil...
YanıtlaSilshy shy shy değil mi o ya :D
Silnormalde shy shy shy ama kız sha sha sha gibi söylüyor ya o yüzden bende sha sha sha diyorum artık :D :D D:
Silben de weekly idol'den sonra şaşaşa diyorum :D
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHwangjoga'yı dinlerken tüylerim diken diken oldu resmen. Çok güzeldi U_U*
SilEunjung'un Palsori'sini çok beğendim, sesine çok yakışmış :)
Huimangga'yı Song Jung Mee'den dinlemek çok güzeldi kesinlikle.
Nakhwayusu'nun linkinde youtube anasayfası çıkıyor haberin olsun :D
Daesung candır yaa :D Gwisoon ise mikemmel bir şeydir :D
Cha cha cha'nın aşağıda linkini koyduğum videosunu kastediyorsun değil mi? Kendimden geçtim yahu izlerken :D Çok tatlılar lanet olsun :D
https://www.youtube.com/watch?v=x1Z2vh8QO9I
Aslına bakarsan şuana kadar trot müziğin ne olduğunu bilmeden bol bol dinlemişim ve ben de çok seviyorum :D Mesela bak(sen biliyorsundur kesin) suju'nun rokkugo'su var onu da çok severim :))
Yanlış hatırlamıyorsam Master Of Study dizisindeki bir kız karakter de trot müzik dinleyerek uyuyordu :D
Geleneksel müziklere benim de çok ilgim var. Tarih ve o dönemin insanlarının hislerini anlatıyor olması çok hoşuma gidiyor. Bir de malum günümüzde küreselleşmeden kaynaklı ülkelerin artık keskin çizgilerle ayrılan müzik tarzları yok. Bu sebeple de ayrı hoşuma gidiyor geleneksel müzikler. Aslında, yazına baktığımda ülkeler arası etkileşimlerle müzik tarzları ülkeden ülkeye de taşınmış ama bilemiyorum ya, insan çoğu zaman hissediyor sanki hangi müziğin hangi ülkeye ait olduğunu geleneksel müzik dinlerken. Bu arada en çok sevdiğim Japonların geleneksel müziği, onlar hakkında da yazı yazarsan keyifle okurum :))
Dolu dolu bir yazı olmuş. Yazındaki şarkıları da tek tek açıp dinleyince okuyup bitirmem uzun sürdü ama böyle yazıları pek bir severim :)) Ellerine sağlık ^^
ya eunjung idol piyasasını terk edip hep pansori yapsın bence :D
Silehehehhe karışıklık olmuş olacak, hemen düzelttim.
aslında şunu kastetmiştim ama o da olur :D
https://www.youtube.com/watch?v=xyqO5So9tRg
az önce onu dinliyordum, changmin'li polis versiyonunu :D
direk trot lovers diye bir dizi var, izlemedim ama şarkıları güzeldi.
bir gün japonya'ya da uzanırız ama uzakdoğu genelde aynı tat, ya da kuzey avrupa mesela, latin amerika falan, aynı tatlar.
üşenmeyip bunca şarkıyı dinlediğine göre senin eline sağlık :'')
Mantıklı fikir, bence de Pansiri'yi yabana atmamalı :D
SilTemam bakayım hemen :)
Haa o orjinali o zaman :D Dinledim onu, o da güzelmiş :D
Koreliler çılgın gerçekten, ilginç bir dizi olsa gerek :D
Homm, bu seri bitsin de yeni tatlara yelken açalım(yalnız, açgözlülüğüm tavan şuan :D )
Ahiyy, sen şarkı de yeter ki. Her türlü :D
Nakhwayusu aynı Japon şarkıları gibi olmuş. Ghibli studio anime şarkısı tadında :D
Silaşırı yaşlı ya da ölmüş adamları dinlemeyi severim :D
SilO dizide A pink'ten şuan adını hatırlamadığım ama sesi en güzel olan kız oynuyordu. (ne kadan açıklayıcı bir tarif)
ahhaha açalım gülüm, işimiz mi var (yani benim pek yok)
evet bence de benziyor, ülke japonların elindeyken yazıldığına göre şaşırmamak gerek ama sanırım
İlginç bir fantezi :D
SilAnladım ben sanırım :D
Benim de yok işim bir süre :D
Bence de şaşırtıcı değil :D