Bir takım engeller –kitaplar, filmler ve k-pop- yüzünden
bir türlü giremedim ya Japon piyasasına… Hadi hayırlısı…
After Earth - Dünya: Yeni Bir Başlangıç
Tür : Bilim Kurgu, Aksiyon
Süre: 106
Dak.
Yönetmen : M. Night
Shyamalan
Oyuncular : Will Smith, Jaden Smith, Isabelle
Fuhrman, Sophie Okonedo, Zoë Kravitz
Senaryo : M. Night
Shyamalan , Stephen Gaghan , Gary Whitta
Yapımcı : Will Smith, M. Night
Shyamalan
IMDB puanı: 4.9
Aslında arkadaşlarımla gittiğimde asıl amacımız Dünya
Savaşı Z’ye gitmekti. Ama saatini daha yakın görünce hadi diğerine gidelim
dedik. Ben de daha önce o film için ablama söz vermiş olsam da artık yapacak
bir şey yoktu. :D
Filmin hikâyesi Will Smith tarafından hazırlanmış. Adam
üşenmemiş kendi oğlunu kahraman yapmış. :D Ve psikoloji okuyan ablamın
düşüncesine göre de Jaden’ın psikolojisi bozulmuş. :D Ama buna katılıyorum. Çok
kendini beğenmiş bir şey oldu. -.- Bir de neden kaşları sürekli küçük Emrah
modunda çok merak ediyorum.
Oldukça uzak bir gelecekte, dünya çoktan terk edilmiş
falan, bu konuda anlaşalım. Will Smith ilk “hayalet” olan korucu komutan Jack’i
oynuyor. Peki, hayalet olmak nedir? Filmde insanları öldüren “Ursa” isimli
ütopik yaratıklar var. Bunlar görmüyor, duymuyor sadece insandaki feromon
salgılayışına geliyorlar. Yani korku… Bu da ne demek, korkmazsan seni
bulamazlar, onlar için hayalet olursun. Ve komutan Jack’in oğlu Kitai (Jaden
Smith) de korucu olmak için elinden geleni yapıyor ama sınavları çok iyi
olmasına rağmen “sahada çuvalladığı” için bir korucu olamıyor. Neyse, annesinin
ısrarıyla Jack bu sefer giderken yanına Kitai’ı da alıyor. Şans bu ya yıldız
fırtınasının içinde kalıyorlar falan filan gemi zorunlu iniş yapmak zorunda
kalıyor. Nereye? Tabi ki dünyaya. Ancak geminin içinde de kilitli bir ursa var.
Neyse inişten kasıt yere çakılmak bu arada. :D
Jaden uyandığında kendini bir enkazın içinde buluyor. Canlı insan ararken
babası Will Smith’in ölmediğini görüyoruz. –Tabi ki, yoksa film çekilir mi? :D-
Ancak iki bacağı kırılmış. Yanlarındaki sondaj ise çalışmıyor. Diğer sondaj
uçağın kuyruğunda ama uçağın başı farklı, kuyruğu farklı yerde… Dahası ursa da
kuyruktaydı. Tabi ki ne olacak küçük korkak Kitai’ımız gidip alacak.
Böylece Kitai’ın yolculuğu başlıyor. Ama zaman içerisinde dünya değişmiş,
ölümcül bir haline gelmiş. Gece olduğunda gezegenin neredeyse tamamı donuyor. O
kadar hızlı bir soğuma ki… Her 5 dakikada 10 derece diye hatırlıyorum. Kitai da
çeşitli maceralar yaşayarak gitmeye çalışıyor.
Filmde en çok üzüldüğüm kısım o devasa kartalın ölümüydü. Sağımda oturan S-in
ile burada isyana bağladık, yas tuttuk. Solumdaki S-ra ise filmdeki savaş ve
gerilim sahnelerinden korkunca –hatta filmden çıkınca “sizinle her şeyi yaparım
ama beni bir daha korkunç filme götüremezsiniz” dedi.- biraz da onunla
ilgilendim. Ama bilim kurguydu yani, endişeye mahal yok. :D
Jaden Smith’in oyunculuğu hakkında saydırmışlar bu arada. Ama bence o kadar
kötü değildi. Korkmuş rolü yapmayı da çok iyi becerdi, o kadar ki sinirden
küplere bindim. “Yeter ya yeter! Bu kadar da korkak olunmaz ki!” Hele o bir ara
yok “baba beni kurtar” nidaları falan, uyuz oldum sana Kitai. Adam nasıl
gelsin? Uçsun mu hıyaroloviç seni?
Filmin senaryosunda bir orijinallik yoktu. Ama çerezlik bir filmdi,
sürükleyiciydi. Görsellikten bakarsak çok güzel olduğunu da düşünüyorum. Bu
filmi 3D izlemeyi isterdim sanırım. -3D sevmiyorum da ben- Kitai’ın uçtuğu
sahneler falan. Neyse, benim beklentim daha yüksekti senaryo açısından. Ama
yapacak bir şey yok. Çok daha iyi bilim kurgular gördüm, özetle hikaye çok
kısırdı ama dediğim gibi görüntüler güzeldi. Öyle işte. Ve IMDB puanının biraz
düşük olduğunu düşünüyorum.
World War Z - Dünya Savaşı Z
Tür: Aksiyon, Gerilim
Süre: 113 Dak.
Yönetmen: Marc Forster
Oyuncular: Brad Pitt, Mireille Enos, James Badge Dale, Ludi Boeken, Matthew Fox
Senaryo: Damon Lindelof, Max Brooks
IMDB puanı: 7.3
Buna da ablamla gittik işte. After Earth bu filmin
yanında çocuk filmi gibi kalıyor. Evet içinde zombiler var -tabi zombi demek ne
kadar doğru olurlar bilinmez- ama ütopik bir film değil. Gerilim müzikleri
iyiydi o yüzden biraz korkabilirsiniz belki ama sizi potansiyelinize kalmış bir
şey. Mesela ben korkmadım ama ablam korkudan altına yaptı. Filme bayağı bir geç
saatte girip, çıktığımızda AVM’nin bomboş olduğunu görünce daha bir korktu
tabi. Bizi alsın diye babamı aramaya çalışırken bütün telefon rehberini sıradan
geçirdi. Sonra tenha ve karanlıkta biz eve yürürken ben onu korkutunca –yaşasın
kötülük- daha bir ödü patladı. Koşa koşa eve gitti. :D
Neyse, filme gelirsek… Gerry (Brad Pitt) bir aile babasıdır. -tipik- Eski ajan vesaire olan bu arkadaşımız ailesiyle olmak için işini bırakmıştır ama gelin görün ki zombiler dünyayı basınca bu eski deneyimli askere BM’nin ihtiyacı vardır. Önce bunu yapmak istemez ama ailesinin gemide kalabilmesi için bunu yapmak zorunda kalmıştır.
Bunu olayın ilk ortaya çıktığını sandıkları yere, Güney Kore’ye gönderirler. –Sinemada bende oluşan tepkileri tahmin edebilirsiniz :D- Ne var ki oraya geldiklerinde gece ve sadece üsse gidip geliyorlar ve hiç Koreli yok. Sadece iki tane... Neyse orada öğrendiklerine göre Ortadoğuya gitmesi gerekiyor. Ayrıca o arada hemen Kuzey’e laf sokuşturmuşlar. Güya Kuzey salgını engellemek için bir günde 26 milyon nüfusunun dişlerini çektirmişler. Isıramayınca bulaştıramıyorlarmış.
Neyse arkadaşımız bu sefer de ortadoğuya gider. Orada dikilen surlar sayesinde ve çok daha önceden haber aldıkları için koruma sağlanmış. Ama nereden çıktığını onlar da bilmiyorlarmış falan filan. Bu kısımla ilgili diğer spoilerları da vermeyeyim bari. İyice kaçırmayayım tadını. Yalnız “10. Adam” meselesi çok etkileyiciydi. Belki de filmde en anlamlı bulduğum yer.
Neyse oradan da WHO (Dünya Sağlık Örgütü) yoluna düşer. Henüz Güney Kore’ye gittiklerinde BM’nin tek umudu olan virologun –kaçarken ayağı takılıp düşer ve kendini vurur, böyle ölüm mü olu kardeşim ya?!- söylediklerini hatırlayarak bir çözüm önerisi sunar. Falan fiskos, bu kadar yeter. Bütün filmi anlattım neredeyse.
-“Zor olan kırıntıları görebilmektir. Çünkü ipuçları
onlardır. Bazen bir virüsün en acımasız yanı diye düşündüğümüz şey aslında onun
zaafıdır.”
Zombiler korkunç değil, komiktiler. Her zaman olduğu gibi tipsizdiler. Ama hastalık ve çözüm bulma süreci çok mantıklıydı. Yani bilimsel açıdan mantıklı bir senaryo sunmuşlar. Gerry sürekli hareket halinde olduğu için dolayısıyla filmde hızlı ilerliyor. -Gerçi benim ikinci yarıda çok tuvaletim gelmişti o yüzden bana geçmek bilmedi. :D- Güzel bir filmdi, bilim kurgu, gerilim sevenlere tavsiye ederim. Bir daha izlemem tabi, o kadar da değil ama güzel. İzleyenlerin de büyük bir çoğunluğu beğenmiş, zombi filmleri arasında zirveye oynadığı düşünülüyor.
İki önemli oyuncunun, yapımcılığını da üstlendikleri bu
filmlerin aynı zamanlarda vizyonda olması güzeldi. Eğer Will Smith, Jaden'ı
beyaz perdeye sokma amacı gütmeyip de farklı bir şey ortaya koysaydı her şey
daha farklı olabilirdi. Will Smith'i Pitt'e oranla açık ara farkla daha çok
sevmeme rağmen, Dünya Savaşı Z daha iyiydi diyorum. Ama Will hepsini tek başına
döverdi. :D
Görüşmek üzere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder