Merhabalar!
Bir kampı daha sürüsüne
bereket sineğiyle, cırlayan kedisiyle, ne olduğu anlaşılmayan hastalığıyla, geride
bırakmış bulundum. Yaptıklarımı özetlemek gerekirse;
1.Bol bol uykusuz
kaldım. Saatlerce konuşup durduk. Herkes yattıktan sonra bile ben seslerden ve
yatak arkadaşımın dokunuşlarından dolayı uyanıp durdum.
2.Okudum. Yepyeni
kelimeler öğrendim. Çok mutluyum. Mesela “penah” kelimesinin koruyucu anlamına
geldiğini biliyor muydunuz? Buna rağmen bazı okuma saatlerine isyan edip durdum/durduk.
Ve itiraf ediyorum ki birçoğu sadece muhalefet etmiş olmak içindi.^^ Yaşasın
kötülük!
3. Günde 4-5 öğünümüz
vardı. Gerçi ben aşır yemek seçtiğim için o saatler bana pek etmedi. (Vejeteryanım,
şerbetli tatlı, kabak tatlısı yemem. Yağlı/tuzlu/şekerli
sevmem.)
4. Katlettiğim
sivrisineğin hesabını ben bile bilmiyorum artık.
5. Telefonum bozuldu,
hiç müzik dinleyemedim. (Tabi ki başka bir elektronik cihazım yanımda değildi.)
7. İnsanları sinir
edip durdum, her zamanki gibi yani.
8. Bigbang teorisiyle
ilgili bir tartışmaya girdik. G kişisi –üniversite 3- bu teorinin
materyalistler için bir koz olabileceğini iddia ederken, ben de yaratılışçılar
için bir koz olduğunu savundum.
9. Sadece benim film
anlattığım bir “Sessiz Sinema” oynadık. Sadece 2 filmi anlatmam 2 dakikadan uzun
sürdü. Biri “Truva” diğeri de “Onun hakkında her şey” idi.
10. Bir Bolywood
filmini orijinal diliyle ve altyazısız izlemek zorunda kaldık.
Şimdi 10. Maddeyi biraz
daha açalım. :D
Toplulukla izlenen bir
filmin en büyük dezavantajı kapanmak bilmeyen çeneler ve bunun sonucu olarak da
anlaşılmayan filmdir. Ama elimizdeki yegane bilgisayar yeni alınmıştı ve
yeterli programlar yoktu. Bu yüzden Hintçe izlemek zorunda kaldık. Konuştuklarından
birkaç kelime ve bazı cümlelerin İngilizce olmasına binaen anladığımız yerler de
vardı. Ama filmin konusunu zaten bildiğimiz için ve olay örgüsü de takip
edilebilir olduğundan izleyip kavradık. Tabi 15 kişi başladığımız filmi 6 kişi
falan bitirdik, orası ayrı. Ama insanların konuşması sorun olmadı çünkü zaten
Hintçe konuşmaları da anlamak mümkün değildi. Mama,Papa, insan, dünya kısımları
hariç. :D :D Eve gelince de altyazılısına göz gezdirdim.
Gelelim filmin
kendisine, çok ünlü bir film aslında, muhakkak duymuşsunuzdur: BLACK.
2005 yapımı olsa da
çekimleri 7 yıl süren filmimizin konusu hem sağır hem de kör bir kızın bir
öğretmenle geçirdiği yılların ardından bambaşka biri olması. Biraz “Her çocuk
özeldir”in verdiği mesajı verse de detay olarak bambaşka bir film.
“Herkesin
alfabesi a ,b,c,d,e ile başlarken senin alfaben B,L,A,C,K ile başlıyor, bunu
bilmen lazım.”
Öğretmen Sehai, uzun
yıllarını kahramanımız Michelle’in normal biri gibi yaşaması için yıllarını
verdikten sonra Alzeihmer olduğu gerçeğini fark edince ve öğretmenlik itibarı
sarsılınca Michelle’i terk ediyor. Michelle onu tekrar bulduğunda hiçbir şeyi
hatırlayamayan bir ihtiyar artık Mr.Sehai… Fakat bir zamanlar onun yaptığı gibi
bu kez de Michelle öğretmeni için çaba sarf ediyor, hatırlatmaya çalışıyor.
Filmin sonunda siyahın sadece karanlık olmadığını öğrenmenizin yanı sıra, nasıl
bir engeli olursa olsun her insanın insanca yaşamaya hakkı olduğu en güzel bir
biçimde anlıyor ve kalben de bunu tasdik ediyorsunuz.
Öğretmenimiz Debraj
Sehai’ı Bolywood’un en ünlü ismi olduğunu düşündüğüm Amitabh Bachchan oynuyor.
Bir Slumdong Millionaire izleyen bilir Amitabh’ın kim olduğunu. Kızımızı ise
Rani Mukherjee oynuyor. Tabi ki bu iki ünlü ismin de müthiş oyunculukları var
ama ya o küçük kız… Düşünüyorum da ondan daha iyi bir çocuk oyuncu gördüm mü
diye? Cevap vermekte zorlanıyorum. Muhteşem rol yapıyordu. Film çekildiğinde
daha 9 yaşında olmasına rağmen o kadar
iyi oynuyor ki gerçekten öyle olup olmadığını düşünüyorsunuz. Ama hayır, gayet
sağlıklı ve geçen yılların ardından pek de güzel bir hatun olan Ayesha Kapoor’un -ismi de çok güzel, Ayesha...- sadece iki filmi var ve bu beni çok şaşırttı. Hem güzel hem iyi oynuyor ama
niye ki şimdi?
Sonuç olarak izleyen
herkesin filmin “muhteşem” olduğu konusunda hemfikir olduğu bir şaheser Black.
Dram sevmeyenlerin bile bayılması, öve öve bitirilememesi göz önüne alınınca
nasıl bu kadar geç kalmışım diye düşünmeden edemiyorum. Aman siz de geç
kalmayın diyor ve yazıma son veriyorum.
Elimizdekilerin kıymetini
bilerek yaşamak ümidiyle… Esen kalın. J
şu Black aylardır hatta bir senedir pc'de var ama elim gitmiyor izlemeye :D...
YanıtlaSilBenim de çok uzun süre listemdeydi ama bir türlü izleyemiyordum. Ama izleyince pişman oldum geç kaldığım için. :D Film 7 senede çekilmiş dedim ya, kar yağma sahneleri falan tamamen gerçek. Çok kaliteli bir film.
Sil