Uzun
zaman oldu be… O değil de yorum yapamıyordum ya hani, anonim olarak cevap yazıyordum,
heh artık onu da yapamıyorum, blogum beni dışladı resmen ühühüüüüüüü Ayrıca 5
uzun yorumuna cevap veremediğim Ecem’den de özür diliyorum. Umarım bunu
okuyorsundur. :’’)
MİM 1: “Al kelime ver hikâye”
Neyse, konuya gelelim. Saçmalarkene blogunun yazarı Sıla
ve Bi Bia Bi Chu blogunun yazarı Bia Chu beni mimlemiş. Verilen kelimeleri
kullanarak kelime yazıyoruz. Bende nasıl bir potansiyel gördüklerini merak
ediyorum çünkü aklıma hiçbir şey gelmiyoooor! :D Aklıma ne gelirse onu
yazacağım, üzgünüm!
Kelimeler şöyle: Pipo,
yelpaze, cahil, yastık kılıfı, sakızlı
muhallebi, ehliyet ve Psy
***
Bankta oturan kadını gördüğümde sanki onu yıllardır
tanıyormuşum gibi geldi. Ve oldukça
derin bir yerimde bir şeyler kıpırdadı. Nasıl anlatsam bilemiyorum, oldukça yoğun,
tarifsiz bir şey… Öyle bir duyguydu ki şimdiye kadar yaşadığım bütün hisler bu
duygunun yanında çocukça ve bayağı kalıyordu. İyi ya da kötü olarak
tanımlayamayacağım bir his. Mutlulukla ya da hüzünle bir ilgisi yok, şaşırmamış,
heyecanlanmamış, korkmamış, endişelenmemiştim. Bu nefret değildi hayır, sevgi
ya da aşk? Daha neler… Henüz literatüre geçmemiş olduğundan emindim ve içimden
bir ses onun da aynı hissi beni görünce yaşayacağını söylüyordu. Hatta kitap
okuyor olmasına rağmen burada olduğumu fark ettiğinden emindim.
Yavaş ve emin adımlarla yürüdüm. Normalde hastalık
derecesinde çekingen bir insanımdır ve bu sebeple de insanlarla iletişimim hep
çok zor olmuştur. Tanımadığım birinin değil yanına oturmak, uzağından geçmekten
bile hazzetmezdim. Ama şimdi içimde uyanan bu his benliğimi kontrol altına almıştı
ve ben ne istiyorsa ikiletmeden yapıyordum. O ise henüz kitabından başını
kaldırmamıştı. Ona hissettirmeden kitabın adına baktım: Kar Çiçeği ve Sırlar
Yelpazesi.
“Ah Lisa See’yi gerçekten severim,” dedim kim olduğuna dair
hiçbir fikrim olmamasına rağmen. Göz ucuyla bana baktıktan sonra “Hı-hı.” Diye
başını salladı. Afallamıştım, vereceği cevap bu mu olacaktı? Bana saniyenin onda
biri kadar bakacak ve sonra varlığımı yok mu sayacaktı? Derin bir hayal
kırıklığı zihnimi sarmaya başlarken belki de kitaba daldığı için böyle olduğu düşüncesiyle
duygularıma hızlı bir pansuman uyguladım. Bu kadar çabuk vazgeçemezdim.
“Rahatsız ediyorum ama sanırım ehliyetimi burada bir
yerde düşürdüm,” diye başlamıştım ki cümleme hışımla bana döndü ve:
“Kitap okumaya ça…” Bir anda susmuş ve bana bakan gözleri
kocaman açılmıştı. Bu haliyle bir sincabı andırıyordu.
“Şey…” dedi mahcup bir eda ile. “Nasıl yardımcı
olabilirim?”
Bu ani değişiklik beni de şaşırtmıştı. Aklımdaki
kelimeler uçup gitmiş yerine koca bir boşluk kalmıştı.
“Güzel mi? Kitap?”
“Ha? E-evet, oldukça güzel.” Dedi boş gözlerle baktıktan
sonra.
“Yazarın önceki kitaplarını çok beğenmiştim de bu nasıl gerçekten
merak ediyordum, nasıl bulduğunuzu sormak istedim,” diyerek hayatımdaki en
harika yalanı söyledim. Bir yandan da içimden yazarın ilk kitabı olmaması için
dua ediyor, cahilliğim ortaya çıkarsa ne halt yerim diye ölüp ölüp
diriliyordum.
“Çok anlamlı olduğunu düşünüyorum, finali de bu kadar iyi
olursa gelmiş geçmiş en iyi romanlardan biri sayabilirim. Kesinlikle
okumalısınız,” dedi. Kocaman gülümsedim:
“Gerçekten mi? Harika, teşekkür ederim.” Diye düşünmeden sıraladım
kelimeleri. Bunca zaman kimseyle adam gibi sohbet etmemiş olan ben bu konuşmayı
nasıl devam ettireceğimi bilmiyordum. Birden kafamda bir şimşek çaktı:
“Sakızlı muhallebi sever misiniz?”
***
Nasıl olmuştu da teklifimi kabul etmişti bilmiyorum. Belki
de gerçekten okumayı seven insanların her türlü saçmalığa açık oldukları –kafaları
sürekli hayal dünyasında olduğu için- doğruydu. Tanımadığı bir adamın bu saçma önerisine
tamam deyişini açıklayacak başka bir şey bulamıyordum.
Yine de sevimli bir gülümsemeyle karşımda otururken
bunların hiçbir önemi olmadığına karar verdim. Ona biraz daha yaklaşmak için
kollarımı masaya dayamamla saçma salak bir şarkının çalmaya başlaması bir oldu.
Yerin dibine girdiğimi hissettim. Nasıl bir yere getirmiştim onu böyle? Ben
kulaklarıma kadar kızarırken onun gülümsemesi genişlemişti.
“İstersen başka bir yere gidelim.”
“Neden? PSY’dan mı rahatsız oldun?” diye sordu. Ona “Say”ın
kim ya da ne olduğunu bile bilmediğimi söyleyemedim ama sanırım o şarkıdan
rahatsız olmamıştı.
“Benim için fark etmez ama sen…”
“Gerek yok, iyi burası.” Dedi rahat bir şekilde. Sonra çantasında
bir pipo çıkardı. Ardından biraz tütün ve yaktıktan sonra acayip normal bir şey
yapıyormuş gibi içmeye başladı. Çenemin düşmek üzere olduğunu fark edince güldü
ama konuşmadı. Ben de “Daha önce hiç sakızlı muhallebi beklerken pipo içen bir
kadın görmemiştim,” demedim.
Birazcık sohbet ettikten sonra birden ciddileşti:
“Biz,” dedi. “Asla karşılaşmamız gerekmesine rağmen
birlikte oturuyoruz. Bu dünyada kimse durmadan isteyerek mutluluğu yakalayamaz
ve asla mükemmele ulaşamaz. Para, şöhret ya da güç için çaba göstermek sadece
zamanı ziyan etmektir.”
“Yani?” diye sordum saf saf bakmaya devam ederek.
“Sen mükemmeli arıyorsun,” diye devam etti sözlerine. “Bense
mükemmel değilim, aynı senin gibi. Birlikteyken asla mutlu olamayız çünkü sen
yolun başındasın, ben ise sonuna geldim. Ne demek istediğimi şimdi anlayamazsın
ama beni bir daha görmeyeceksin. Ne zaman aklına gelsem yine öyle tuhaf
hissedeceksin. Zaman geçtikçe değişeceksin ve yolun sonuna geldiğinde neden gittiğimi
anlayacaksın. Ve eğer sözlerime kulak verir de bu hayatta hiçbir şey için ihtiras
göstermezsen mutlu olacaksın. Elveda.”
***
Uyandığımda yastık kılıfım gözyaşlarımdan sırılsıklam
olmuştu.
***
MİM 2: "Sonu gelmeyen beklentiler"
Yine
Bia’cığımdan güzel bir mim, bu sefer daha kolay olduğundan ohhh diyorum. :D
2015’ten neler bekliyoruz, hayallerimiz neler onu anlatacağız.
Bu resmi çok seviyorum çünkü beni çok güzel anlatıyor. Her şey ilgi alanım bu yüzden hepsi yarım. |
Öncelikle
en büyük hedefim gerçek bir “inek” olmak. Yani yatıp kalkıp ders çalışan bir
tayfa var bizim okulda, hah işte onlar gibi olmak istiyorum. YGS’ye kadar şöyle
bir 10-15 net koymak ve benim hayatımı domine eden uğurlu rakamlarımın oluşturduğu
117 sayısına ulaşmak istiyorum. Üniversite meselesine gelirsek artık bir TM
öğrencisi olduğum için –sayısaldan geçtim bazen fiziği acayip özlüyorum ama
pişman değilim- bütün bölümlere giderim var. Oradan bakınca lakayt görünebilir
ama hem bölüm hem üniversite olarak her yer olur kafasındayım çünkü benim
gözümde üniversite çok da ciddi bir olay değil. Eğlenmeye gidiyorum, asıl olay
ondan sonra başlıyor.
Tabi
bu benim için böyle diye herkes için böyle olduğu anlamına gelmez.
Arkadaşlarımın istediği yerleri kazanmalarını gerçekten çok istiyorum çünkü
çalışıyorlar ve umarım daha çok çalışıp, emeklerinin karşılıklarını alırlar. Ve
yine umarım herkes ilk senesinde yerleşip diğerlerinin arkasından bakmaz. Çünkü
bu stres çekilmiyor valla.
Liseye
veda etmeden önce arkadaşlarımla güzel anılar oluşturmak ve daha önemlisi
kimseyi dövmemek istiyorum. Çünkü bilirsiniz, 12.sınıf stresi, gerginliği başkadır.
Normalde hiçbir sorun olmamasına rağmen bu gerginlik yüzünden sürekli, kısa
vadeli tartışmalar oluyor. Ben henüz kimseyle dalaşmadım ama bu demek değil ki
kimseyi dövmeyeceğim. Bir gün gerçekten patlayıp, terör estireceğim
kanısındayım. :D Ve o gün aman diyorum, uzak durun benden. :D
Ha
bir de uyumak istiyorum. 2015’ten ciddi bir beklentim de bu. Uyumak istiyoruuuuum.
Çünkü zaten var olan insomniam sınav stresinin de etkisiyle azami boyutlara
ulaştı ve bazen sinirden ağlayacak duruma geliyorum. En son ne zaman şöyle
derin ve huzurlu bir uyku çektiğimi hatırlamıyorum. İşin garip yanı, uyumuyorum
da ne yapıyorum? Ders çalışıyor muyum? Hayır. Çalışmadığım için acayip vicdan
azabı çekip, bir de o yüzden strese giriyorum falan. Çok dertliyim yani. :D
Sonracağıma
Ocak’ta reşit olacağım için yazın bir de ehliyet edinmek istiyorum. Aslında
benim favori taşıtım bisiklet ama Hollanda’da yaşamıyoruz sonuçta. Ehliyet de lazım
oluyor arada. :D
Sınavdan
sonra 45789843456787654356787654 kitap okumak istiyorum. Şimdi yine okuyorum
ama huzurlu değilim, aklıma hep dersler var. Ve 676598765348986 diziyi de
sararak izlemek istiyorum. :D Bloga da 4876545678986545678 tane post yazmak
istiyorum.
Neyse,
ben isteklerimin sonu yok arkadaşlar. :D
MİM 3: "Ciddi sorulara zevzek cevaplar"
Ya
bu mimi yazmıştım önceden ama şimdi kimin gönderdiğini bile hatırlamıyorum. Ama
o kişiye çok teşekkür ediyorum. :’’)
1.Bu gece
öleceğinizi bilseniz bazı insanlara bazı şeyleri söylememiş olmanın
pişmanlığını hisseder misiniz? Peki, neden söylemediniz?
-Maalesef evet, hem de o kadar çok var ki. Şimdi bile
zaman zaman keşke şunu söyleyebilsem, diyorum ama serde odunluk olduğundan
yapamıyorum. Söylesem zaten kesin beni “çıldırdı vah zavallım” diyerekten bir
deliğe tıkarlar. :D Umarım ölmeden önce söylerim de gözüm açık gitmem. :D
2. Günün
birinde çocuğunuzun doğduğu hastanede bir yanlışlık yapıldığını ve çocukların
karıştığını öğrenseniz, kendi çocuğunuzla sizin büyüttüğünüz çocuğu değiştirir
misiniz?
-Hayır, tabi ki! Aynı kanı
taşıyor olmamız beni o çocuğun annesi yapmaz ki. Biyolojik çocuğumla görüşmeye
devam eder, onu da bağrıma basarım ama benim büyüttüğüm çocuğu da kimseciklere
veremem. Bunca yıldan sonra candan aziz olmuştur o.
3. Hayalinizi
süsleyen bir yerde bir hafta tam porsiyon, harika bir tatil için uçan bir
kelebeği yakalayıp, ayaklarınız ve kanatlarını koparır mıydınız?
-Valla benim tatil anlayışım hiç de böyle değil. Yani hayallerimi süsleyen bir yer gene benim evim oluyor. Evimde yan gelip yatmak için de bir kelebeğe işkence edecek değilim.
-Valla benim tatil anlayışım hiç de böyle değil. Yani hayallerimi süsleyen bir yer gene benim evim oluyor. Evimde yan gelip yatmak için de bir kelebeğe işkence edecek değilim.
4. Bir yemeğe davetlisiniz ve önünüze tanımadığınız bir
yemek konuyor. Tuhaf haline ve pek iştah açıcı görünmemesine rağmen tadına
bakar mısınız?
-İmkanı yok. İnanılmaz
derecede yemek seçen bir insan olmamın yanı sıra vejetaryenim. Ya bunun içinde
et varsa diye asla olmaz. Et yok diye teminat verseler bu sefer kullanılan yağ,
tuz, şeker falan önemli. Ayrıca çok da tutucuyumdur, yeni lezzetlerle aram
yoktur.
5. Sevdiğiniz biri için yalancı şahitlik yapar mıydınız? Örneğin bir yayaya çarptığında, direksiyonda dalga geçtiğine rağmen, çok dikkatli kullandığını söyler miydiniz? (anne, baba, eş, sevgili)
5. Sevdiğiniz biri için yalancı şahitlik yapar mıydınız? Örneğin bir yayaya çarptığında, direksiyonda dalga geçtiğine rağmen, çok dikkatli kullandığını söyler miydiniz? (anne, baba, eş, sevgili)
-Söz konusu bile değil.
6. Yetişme tarzınızda değişiklik yapma imkânınız olsa ne değiştirirdiniz?
6. Yetişme tarzınızda değişiklik yapma imkânınız olsa ne değiştirirdiniz?
-Açıkçası yetiştirilme
tarzımdan çok ama çok memnunum. Bugün sahip olduğum bütün anormalliklerin
sebebi benim. Ve yine bugün olmak
istediğim gibi biri olmuş olmamı aileme borçluyum. Neredeyse her konuda
olabilecek en iyi şekilde yetiştirildiğimi düşünüyor, anne babama saygılarımı
sevgilerimi gönderiyorum buradan. :D
7. Eviniz
ve içindeki eşyalarınız yanıyor. Ailenizi, kendinizi ve köpeğinizi kurtardıktan
sonra bir kez daha içeri girme şansınız var. Ne kurtarırdınız?
Defter ve kitaplarımı
elbette ama onca defter ve kitabı nasıl çıkarırım bilmiyorum. Belki de onlarla
yanarım ya. :D Bilgisayar ve hard diski de unutmamak lazım tabi. :D
8. Yarın sabah başka birinin kimliğinde uyanma olasılığınız olsa, bunu değerlendirir miydiniz? Kimi seçerdiniz?
8. Yarın sabah başka birinin kimliğinde uyanma olasılığınız olsa, bunu değerlendirir miydiniz? Kimi seçerdiniz?
Belli bir süreliğine yoksa
bütün bir ömür mü? Bütün bir ömürse ben almayayım halimden memnunum ama kısa
bir süre içinse Lee Soo Man, Park Jin Young ya da Yang Hyun Suk olmak isterdim,
şirkette işleri istediğim şekilde ayarlardım heheh. Çok güzel olurdu valla ya…
Şimdi düşününce daha bir beğendim. :D
Eveeeet, bu mimin de sonuna gelmiş bulunmaktayız. Bu
yazıyı okumuşsanız bu üç mimden yapmadıklarınızla mimlenmişsiniz demektir.
Selamlar saygılar…
Ayy hani böyle çerezlik kısa hikayeler olur yaa onun gibi olmuş ağzımda hoş bir tat bıraktı :D ellerine sağlık :) İkinci resim gerçekten güzelmiş :D amin İnşallah ( sınav hakkında ) amin inşallah ( 3. mimin birinci sorusu için :D ) teşekkür ediyor veeee kolay gelsin diyorum :)))
YanıtlaSilValla çok kısa bir zamana sıkıştırmak durumunda kaldığım için pek bir şeye benzemedi o yüzden ciddili üzgünüm. :'')
SilUmarım herkes istediklerine ulaşır diyeyim ben de :D Teşekkür ederiiim!
Mimler krallığına bir mim daha eklemek ister misin? :D
YanıtlaSilhttp://lowerkorea.blogspot.com.tr/2014/10/bookchallengetag.html
En kısa zamanda yapmaya çalışacağım çok teşekkür ederiiiim ^_^
Sil