Pek çok zamanki gibi Keyaki tarafından mimlenmiş olmanın
mutluluğunu yaşıyorum. Teşekkür ederiiim ^.^ Bu oldukça ilginç bir mim, çok da sevimli… Ayrıca ilk
gördüğümde biraz zor olduğunu düşünmüştüm ama yazarken aklımda hiçbir şey kurmadan
yazdım ve güzelce ilerledi. Aslında hayalgücümün sınırlarını zorlayarak ultra
fantastik bir hikâye yazacaktım ama yaşlılıktan sanırım, pek gerçekçi oldu. -.-
Çok konuştum, -umarım- keyifli okumalar!
Not: Yazıda kendini bulan mimlenmiş demektirmiş.
Not: Yazıda kendini bulan mimlenmiş demektirmiş.
***
BİR FİLMKOLİĞİN GÜNCESİ
Bir cumartesi öğleden sonra,
elimdeki kitabı zorla bırakmış, düşünüyordum. Zorla bırakmıştım çünkü bitirmek
istemeyeceğim kadar güzeldi. Zırt pırt gözlerim doluyordu hiç de dramatik bir konusu
olduğu halde. Moralimi düzeltmek için birkaç kez kısık sesle tekrar ettim: “İyi
hissediyorum, iyi hissediyorum. I Feel
Good.”
İşe yaramadığını söyleyemem
ama yine de yöntem beklentimin altında kalmıştı. Çareyi her zamanki gibi
kendimi dışarı atmakta buldum. Bir kez beynime oksijen gitmeye görsün, neler
olurdu kim bilir? Böyle bir düşünce nereden aklıma geldi diye merak ediyordum
ki çok geçmeden bir kitabın adı olduğunu fark ettim. Gayrimeşru bloglardan birinde okumuştum eleştirisini. Yasadışı
işler yapmaktan büyük bir zevk alıyordum neme lazım…
Parkta otururken gazete satan
çocuk gözüme ilişti. Yanıma Kalem Kutusu
ve Karalama Defteri almadığım için yazma ya da çizme şansım yoktu, en iyisi
bir şeyler okumak gibi görünüyordu. El işaretiyle yanıma çağırdım, sevimli bir
çocuktu. Sanki Peter Bell’in Japon versiyonu… Kıvırcık saçları, turuncu çilleriyle
işini yapmaya çok uygundu. Koşa koşa yanıma geldi.
-“What is your name? Adın ne
senin?” diye sordum sevecen bir sesle, korksun istemezdim.
-“Mitsuki.” Dedi çekingen bir sesle.
-“But… Mitsuki is a girl’s
name, isn’t it? Ama Mitsuki kız ismi değil mi?” diye sordum şaşkınlığımı belli
ederek. Tanıdığım bütün Mitsukiler bayandı ne de olsa.
-“You are right. My mom wanted
to have a daughter but I was born. Haklısınız. Annem bir kız çocuğu olsun
istiyordu ama ben doğdum.”
-“I see... Anlıyorum…”
Kısa
süreli bir sessizlikten sonra gazete almak istediğimi söyleyince yüzü güldü. Heyecanla
uzattı gazetelerden birini, ben de ne olduğuna bakmaksızın aldım. Uzaklaşırken ona
bakmaya devam ediyordum, garip bir çekiciliği vardı çocuğun. Ancak gözden
kaybolduktan sonra aldığım gazeteye bakabildim. Bakmamla derin bir şaşkınlığa
kapılmam bir oldu, gazetenin adı “Ispanak
Gazetesi” idi!
Herhalde
ıslak mendille önce yüzümü, sonra elimi, sonra masayı, sonra da ayakkabılarımı
silmemden dolayı Türk olduğumu anlamıştı. Dert etmedim, hatta elalemin
memleketinde Türkçe bir gazete bulduğum için sevinçten ölebilirdim. Japoncam
pek kıttı. Magazin bölümünde SNSD ve Kara’yla ilgili birkaç haber vardı. Sanırım
Japonya’da bastıkları için koyulmuştu.
Neden
sonra manşete bakmayı akıl ettim. Bir de ne göreyim? Ünlü mangaka Kiriya Shuu, cinayetten yargılanıyormuş. Mümkün değil, diye düşündüm. Gayet
sıcakkanlı, hayata olumlu bakan bir insandı Kiriya. Belki bu yüzden mangaları da
zevkli ve eğlenceliydi. Birkaç tanesini okumuş, yazarla da az da olsa
konuşmuştum. Bana hiç de cinayet işleyebilecek biriymiş gibi gelmemişti. Belki
de bu yüzden kurbanın ailesi mangaka için “Pozitif
Manyak” ifadesini kullanmışlardı.
Haberin
yanında da koca bir Çançiçeği resmi
vardı. Ben bunun ne alakası olduğunu düşünürken haberin devamında kanıt olarak
bu çiçeğin öne sürüldüğünü okudum. Kurban ölü olarak bulunduğunda avucunda bir
çançiçeği ve üzerinde mangakanın adının yazdığı bir kâğıt parçası varmış. Polis
hemen Kiriya’nın evine operasyon düzenlemiş. Evin her yeri kurbanın avucunda
buldukları çançiçekleriyle doluymuş!
Etkilenmiştim
ama yine de bunun nasıl bir delil olduğunu anlayamıyordum. Oldukça ilginç bir
rastlantıydı ama sırf bir çiçek yüzünden bir insan nasıl cinayetle
suçlanabilirdi? Zaten mangaka da isyan etmiş, o kişiyi tanımadığını hatta hiç
görmediğini söylemiş. Muhtemelen tutuksuz yargılanacaktı ama sonunda ne olur
bilinmezdi tabi. Bu sırada gazete okuyan bir adam gözüme çarptı. Bu konu hakkında
bilgisi olup olmadığını merak ettim. Yavaş hareketlerle yanına gidip selam
verdim. “Nasılsınız, Nasıl gidiyor, Ne
olsun yuvarlanıp gidiyoruz” temalı bir girişten sonra söz konusu haberden
bahsettim.
-“Really interesting… Gerçekten ilginç…” dedi adam başını
aşağı yukarı sallayarak.
-“This is so absurd! Bu çok saçma!” diye haykırdım. “This
can’t be accepted as evidence. Bu kanıt olarak kabul edilemez.” Önce gözlerini
sıktı sonra:
-“Evidence?” diye sordu adam. İlk başta cevap vermedim,
Japoncası neydi ki bunun? Bir türlü aklıma gelmiyordu. Sonra ampul yandı.
-“Shirushi!”
diye bağırdım heyecanla. Belki da sandığım kadar rezil değildi Japoncam. Adam
gülümsedi, yine başını sallayıp:
-“Yes, right. This shouldn’t not be accepted. Evet, doğru.
Bu kabul edilmemeli.” Dedi. Onaylanmakten memnundum tabi ama hala merakım
giderilmemişti.
Biraz daha sohbet ettikten
sonra vaktin geldiğini gördüm. İzin isteyip yanından ayrıldım, hava kararmak
üzereydi. Bigbang’in gelecek hafta Osaka’da konser vereceğini söylemek üzere Efe Kızı’nı aradım. Tabi ona da bilet
almıştım, yoksa muhtemelen beni öldürürdü. Ki sanırım yaşamak istiyordum. Emin
değildim tabi, sadece içimden bir ses öyle diyordu.
***
KONUDIŞINOT: Pek çoğunuzun bildiği üzere Gabriel Garcia
Marquez öldü. “Kırmızı Pazartesi”yi okuyalı daha iki gün olmuştu bu haberi
duyduğumda. Mümkün değilmiş gibi geldi.
Ama olmaz ki ya diye düşündü bir yanım, ki bencil olan yanımdı aslında bunu
söyleyen, diğer yanım ise 87 yaşına gelmiş bu adamın ölürken rahat bırakılması söylüyordu. Fazla tantana edilmesini istemezdi diye düşünüyorum. En azından benim düşüncem böyle. Sonra 55
yaşındayken Nobel ödülünü de almış olduğuna göre bir yazar olarak hayatından memnundu
muhtemelen. Amma sığsın diyebilirsiniz ama dikkatini çekerim ki “bir yazar
olarak” dedim.
Ayrıca bu ölüm beni başka bir açıdan büyük telaşa
düşürdü. Ya ben Rasim Özdenören’le, Yavuz Bülent Bakiler’le, Sezai Karakoç’la,
Hilmi Yavuz’la, Hüsrev ve Hüseyin Hatemi’yle, Sevinç Çokum’la tanışmadan, Allah
korusun, vefat ederlerse ne yaparım? Ben de ölebilirim tabi ama o zaman
muhtemelen daha ciddi dertlerim olur. :D
Neyse, başka bir diyeceğim yok sanırım. Yani sanırım.
Görüşmek üzere!
olum, yeniden mim yaptıran tek insansın bana :") Bir de attıkların bu kadar möthiş olunca...
YanıtlaSilMim yapmıyor muydun ki? Bu aralar hep güzel mimler var :')
Siloouuvvv bayıldım bayıldım bayıldım!! :D Özellikle BigBang ve benim aynı cümle içinde geçtiğimiz bölüm tadından yenmez!! Yüzümde kocaman bir gülümsemeye sebep oldun çok teşekkür ederiiimm!! :D en kısa zamanda bu güzel mimi yapmaya çalışacağım, çok teşekkür ederim canıııım.. :* :D
YanıtlaSilEfe Kızı'nı nasıl katsam diye düşünüyordum sonra Japon-Bigbang-Konser kelimeleri canlandı asdasdasd :D Rica ederiiiim, bekleyeceğim! ^.^
SilBuçokiyiydiiiii :D İkinci bölüm falan bekliycem :P
YanıtlaSilFilmkoliğin güncesi serisi falan adasdasd Ama "Bir Film Koliğin Güncesi" başlığı Alielle'ye ait :D
SilTanrım bir mangakayım... Mangaka... Hayallerimin köşesinde beni bekleyen yaramaz çocuk...
YanıtlaSilAma yargılanıyorum ;___; İsmimi görünce öyle heyecanlandım ki anlatamam XD Çok güzeldi keşke devam etseydi!! Ben suçsuzum ulan!! T_T
Çok güzel ve eğlenceli bir mimmiş :3 Beni de mimlediğin için teşekkürler!!
Ünlü olduktan sonra yargılanıyorsun boş ver saasdadasdas :D
SilMimleme işi bitince devam edemedim ben de tabi :D Rica ederim!!! :D
Çok iyi olmuş ... :)
YanıtlaSilTeşekkür ederiiim :')
SilVayy be çok iyi olmuş da bana biraz zor geldi açıkcası :D Bu aralar pek vaktim malum vizeler ödevler falan vakit bulabilirsem yaparım bu arada başlığın bana ait olması çok hoşuma gitti :)) Çok güzel bağlamışsın olaylarla blogları.
YanıtlaSilBana da gelmişti ama uydurmak serbest :D Müsait olunca artık ^.^
SilTeşekkür ederim :')
"pozitif manyak" diye katil olunur bak :D güzel bağlamışsın hepsini tek tek :D mim için de teşekkür ederim vakit bulunca yazacağım bende :)
YanıtlaSilHahah aslında bu cinayet hikayesini yazarken yanlış anlamazlar umarım diye düşünmedim değil :D Rica ederiiim *.*
Silalielle, yeni keşfettim! :)
YanıtlaSilhoş bir blog, sevdim... :) beğendim...
ben de bekliyorum tabii, görüşmek üzere!
Evet, güzeldir, ben de pek severim :)
SilSüper olmuş ya. Buram buram eğlence kokuyor resmen :) Aslında hazırda bekleyen onca mimi elimin tersiyle kenara itip, ara verdiğim bloğuma bununla güncelleme yapabilirim :P Süper.
YanıtlaSilAyrıca adımı görmek pek bi keyiflendirdi beni :P Gidip blog isimlerini toplayayım bi araya. lay lay la la la la laaaa....
Yazması da eğlenceliydi :D
SilHahhahah iyi ki mimlemişim seni o zaman :D
Woow çok güzel, yaratıcı bir mimmiş ama ben yapamam kii :D
YanıtlaSilYine de deneyeceğim tabi umarım çok kötü olmaz :)
A teşekkür etmeyi unutuyordum bak :D
Canın sağ olsun yaa :D Rica ederim :')
SilYa ben baya denedim ama benimki hiç güzel olmadı bi de seninkini okuduktan sonra yapmaya kalkıştığım için hiç beğenemedim :)
SilBunu pas geçsek başka mimlerde buluşuruz :D
Canın sağ olsun leydim sen bilirsin tabi ki :'')
SilNice mimlere efenim :D
Heeey bu çok güzel olmuş oğlum valla tebrik ettim. :-)
YanıtlaSilNotu ayrıca beğendim bi muhabbet etsek sevdiklerimizle :-)
Teşekkür ederiiimm :'')
SilAh ah nerede o günler... :D