Uzun uzun oldukça uzun bir zaman sonra “Saçmalarkene” blogunun sahibesi Sıla tarafından mimlendim. Kendisine teşekkürlerimi sunuyor
veee… Düşününce ben de kendi blogumun adını “saçmalardan seçmeler”
koyabilirmişim mesela, çok uygun görünüyor ama her şey için çok geç. İki tane mim var gençler.
1-Neden blogunun ismi Arrakis?
Hemen anlatayım, benim favori kitap kahramanım Paul
olunca, kullanıcı ismi olarak da onu seçmek istedim. Sonra bu blogun bir nevi
benim gezegenimvari olacağını düşündüm. Paul’ün gezegeninin ismi de Arrakis ya
da bilinen adıyla Dune olunca, seçimim de bu yönde oldu tabi. Ayrıntıya girmem
gerekirse bu soruyu daha önce şu şekilde uzun uzun cevaplamıştım:
Tüm zamanlar en
çok satan Bilim Kurgu romanı sizce hangisidir? Maalesef cevap çok da güncel
değil. 20. Asrın ikinci yarısında, Frank Herbert tarafından yazılan “Dune”
serisidir. Bundan yüzyıllar sonrasını o kadar geniş bir çerçevede ve o kadar
ileri düzeyde bir hayal gücüyle anlatır ki hala Frank Herbert gibi yazar gelmiş
değildir. Seriye ismini veren
“Dune” ise olayların geçtiği gezegenin adıdır. (Diğer onlarca gezgenden sadece
biri…) Ya da yerlilerinin deyimiyle “ARRAKIS” Paul Muad-Dib, yani
benim blogger nickim ise ilk iki kitabın baş kahramanı. İkincisinin sonunda
ölüyor ama. -Tabi depresyona girmiştim ben- Kendisi erkek bile olsa şimdiye
kadar sevdiğim nadir baş kahramanlardan biri çünkü hepsinden farklı, sıra dışı
bir karakter… Aslında sadece o değil, bütün kahramanlarına gönül verdiğim bir
seri “Dune” Peki neden bir
kitap serisi benim blogumun adını vesairesini etkiledi diye düşünürseniz sadece
böyle bir neden söyleyemem. Sonuçta burası benim zırvalıklarımın olduğu bir
yer, bir nevi gezegenim. “Yağmur’un gezegeni” de bir o kadar basit duruyor.
Arrakis de Paul’ün gezegeni olduğu için ve Paul’ü de biraz kendime benzettiğim
için blogumun adını “Arrakis” koymaya karar verdim. Şimdiye kadar bu seriyi
okumuş bir kişi bile tanımadım ama tanımayı çok isterdim.
Blogun sağ tarafındaki 3 pasaj da bu kitaptan alıntıdır zaten. Bu ilk kitabın arkasından:
“Biz Caladanlıyız;
orası insan türü için cennet gibi bir dünyaydı. Caladan’da fiziksel ya da
zihinsel bir cennet inşa etmeye hiç gerek yoktu; dört bir yanımızda
gerçekliğini görebiliyorduk. Ve ödediğimiz bedel insanların yaşamlarında bir
cennete sahip olmak için her zaman ödedikleri bedeldi; yumuşadık ve
üstünlüğümüzü kaybettik.”
2-Hayat felsefeni belirleyen söz?
Çok mu kazık oldu? Diye sormak istiyordum ama bu soru
benim mimimde vardı ama ben insanlara birden fazla madde seçeneği sunmuştum.
Yine iyiyim kahretmesin. Neyse “söz” dediği için ben de o bağlamda bir cevap
vereceğim. Hayat felsefem şöyle bir şey mesela...
“Biz şarapsız ve
kadehsiz olmaktan memnunuz.
Bizim için iyi de
kötü de deseler biz memnunuz.
Bize ‘sizin sonunuz
yok’ diyorlar,
Biz sonsuz olmaktan
memnunuz.”
-Mevlana
3-Kendimle ilgili 3’ü doğru 4 şey…
Bu sorunun mantığını anlamadım sanırım, üçü doğru biri
yanlış mı olacak yoksa dördüncüsünün doğruluğu muallâkta mı olacak? Ben üçü
doğru üç şey yazsam? Tamam tamam.
-Hikâye yazarken yazan kişi ben değilim. Nasılı biraz
karışık, el benim de...
-Son zamanlarda kitap okumakla ilgili kafayı sıyırdım.
-Biri sorduğunda gelecekle ilgili pek çok planım var ama
aslında hiçbirinin gerçekleşeceğine inancım yok. Büyük hayallerim olmamasına
rağmen böyle hissediyorum.
-Rüya görmeye bayılırım.
Bu da gelecekteki odam mesela... |
Evet, şimdi diğer mimdeyiz gençler.
1-İlk anılarınız neler? Hangi yaşa kadar inebiliyorsunuz?
Uzun zaman ilk anımın dayımın düğününe ait olduğunu
sanıyordum bu da 3-4 yaşlarıma ait bir anı. 2-3 yaşlarıma dair hatırladığım bir an da var ama o çok
küçücük bir an ve ben emin değilim gerçekliğinden. Biraz karışık boş verin
bunu. Yine 3 civarı yaşlardaydım, banyodan çıktıktan sonra
annemle dayım resimlerimi çekmişlerdi ben de çok ağlamıştım bu yüzden. Şekil 1.1.’de görüldüğü üzere pek çarpıcı değil ilk
anılarım, kötü ya da güzel sorulsaydı daha sıra dışı olabilirdi belki ama şu
durumda cık yani.
EDİT: Mimlemeyi unutmuşum ya, hala yapmamışlarsa Hanijuni, Keyaki ve Mitsuki'yi mimlemek istiyorum.
NSA ile birlikte bloglardaki okuma şenliklerine benzer
bir şey yapalım dedik ve kendimize 8 kategori belirleyip, bunları okumak için
35 gün verdik. Kategoriler şöyle oldu:
Daha önce okumadığın bir erkek yazar: Hakan Günday – Daha
(“Az” da olabilir, belli olmaz.)
Daha önce okumadığın bir kadın yazar: Camille Noe Pagan –
Gülümse Anılara (O seriden bir tane kitap okumaya karar verdik NSA ile birlikte,
diğerlerinin kapakları rezil olduğu için ben bunu seçtim. Arkadya yayınlarından
daha önce 22 Britanya Yolu ve Gölgelerin Ressamı’nı okumuşum. Şaşırdım, aynı
yayınevi olduklarını bilmiyordum.)
Daha önce okumadığın bir klasik yazarı: Çiçero
Bir Türk Klasiği: Tanpınar – Saatleri Ayarlama Enstitüsü
(Bunu okudum bile!)
Kitaplığında bakıştığınız bir kitap: En Etkin 100 (Bunu
daha önce bölüm bölüm okumuştum ama tamamını okumamıştım.)
Bir tane best-seller: Elizabeth Gilbert – Ye, Dua Et, Sev
(Ted’in stesinde bir konuşmasını dinledim ve çok hoşuma gitti, o yüzden meraka
kapıldım.)
Le Monde’un listesinden bir kitap: Albert Camus - Yabancı
Nobel Ödüllü bir yazardan bir kitap: Gabriel Garcia
Marquez - Kırmızı Pazartesi (Yüzyıllık Yalnızlık’ı okuyalı yıllar oluyor, onu
da yeniden okumayı düşünüyorum.)
Sonraaa… Bugün YGS vardı lan, haydin geçmiş olsuuuuuun
diyorum kocaman. Kötü geçmiş bile olsa umursamayın leydiler, daha önünüzde %70
etkili olan bir LYS var.
Twitter kapandı bildiğiniz üzere. İlk duyduğumda “Youtube’a
bir şey olmasın da!” dedim. Dün NSA haber etti, Elijah Wood bile bununla
ilgili tweet atmış. Benim twitterım yok ama neden kapatıldığını tahmin etmek
zor değil, neyse siyasete girmeyelim de şimdi… Komik olan twitterın kapandığını
twitterdan öğrenen insanlar var. Bir şey daha diyecektim unuttum ya…
Bir de bir belgesel izliyoruz ailecek, seri şeklinde,
herkesin izlemesi gereken bir şey. The Century of Self/Ben Devri, günümüz
toplumumum nasıl oluşturulduğu hakkında hazırlanmış. Pek çok şeyin arka yüzü
nasılmış öğrenebilirsiniz. Eğer kitaptan başka herhangi bir alış-verişten
hoşlanıyor olsaydım ya da topluma uyum sağlamak konusunda başarılı olsaydım bu
belgeseli izledikten sonra tamamen değişmeye karar verirdim sanıyorum. İzleyin…
Sonra, bir de acımızı paylaşayım, bizim okulun kedisi Osman -kız ama- siyah bir kedi tarafından... Siyah bir kedi tarafından... Namusumuzu iki paralık etmiş!!!
Sonra, bir de acımızı paylaşayım, bizim okulun kedisi Osman -kız ama- siyah bir kedi tarafından... Siyah bir kedi tarafından... Namusumuzu iki paralık etmiş!!!
Tamam tamam, gidiyorum.
açıklamayı okumamış gibi yapabilirim sorun yok :D DUNE ... hımmmm okuma listeme ekliyorum :)
YanıtlaSildurum hikayesi hımm.... pek yazana rastladığımı hatırlamıyorum merak ettim bi araştırayım ben . rahat edeceğin hikaye durum hikayesi olan ise hiç düşünme onu gönder derim ben . :D esenlikler dilerim :)) veee teşekkür ederim :D
Hahah teşekkür ederim :D
SilBen de öyle düşünüyorum ama yine de mahalle baskısı işte. :D
Ben teşekkür ederiiim^^
Osman sen ne yaptın? Bunlar da mı gelecekti başımızaaaaa *dizlerine vurarak ağlar* Ele güne ne deriz şimdi bizzzzzz. Voley voleeeey
YanıtlaSilİnsan gizli gizli yapar, bir de arka bahçede herkesin gözü önünde... Elalemin yüzüne nasıl bakacağız şimdi?
SilAyıp ayıp boyundan posundan utan Osman
SilNe cok yonlu bir yazi olmus :)
YanıtlaSilMinik okuma senliginiz cok hos olmuuuus :)
Hikayeni de cok merak ettimmmm acaba buralarda gorebilir miyiiiz ?
O yüzden diyorum ya saçmalardan seçmeler iyi diye :D
SilBen de heyecanlıyım bu konuda. :D
Yarışma sonuçlandıktan sonra tabi ki ama ciddi bir mesele olduğu için kopya muamelesi görmek istemiyorum. :D Ondan sonra kolaysa gel de kendi blogum olduğuna inandır :D
Burada heyecanli bir bekleyis hakim sayin okuyucular :D İnsallah iyi bir dereceyle hatta birincilikle birlikte paylasirsin hikayeniii :)
Silİnşallah yaaa, daha bir heyecanlanıyorum ben ki mayısta açıklanacak sonuç. :D O değil, ben kendimi biliyorum, birinci ikinci olan hikaye beklediğim kadar güzel çıkmazsa hayal kırıklığına uğrarım fena halde :D
SilBen de aynı şeyi düşünebilirim ya kim değerlendiriyor neye göre acaba :D Neyse dur bakalım sonucu görelim de bi bakalım :)
SilMimledim seni bir de :)
Neye göre değerlendiriliyor bilmiyorum ama juridekilerden sadece ikisinin kitabı yok, diğerleri genellikle öykü yazarlarıymış. Bir sürü de kitapları var.
SilTeşekkür ederiiiim ^^ Ben de seni buradaki mimle mimlemiştim ama görmedin sanırım :D
Ayyy! Gormemisim ben edit gelmeden mi okumusumdir nedir cok utandim su andaaa
SilMümkün tabi ama ne olacak yahu, utanılacak şey midir bu? :D
SilSeni okudukça hiç de soğuk olamadığını anlayacaklardır:)
YanıtlaSilBence sonuncusu yanlış rüya görme meselesi yani:D
Bingo! O kadar çok rüya görüyorum ki illallah etmiş durumdayım. :D
Sil*gözlerini kırpıştırır* ehım ehım öyle mi dersin? Umarım öyle olur ^.^