Pazartesi, Kasım 30, 2020

istediğin yağmursa

elégante au miroir  (1908) by theo van rysselberghe


bundan sonra ne yapmam gerektiğini pek bilmiyorum.

kendimi ansızın bu cümleyi yazarken buldum. hiçbir şey düşünmeden yazmıştım. bilinçaltıma dair bir şey mi? nedense böyle düşündüm.  bundan sonra ne demek, yani ne zamandan sonra? bugünden sonra mı bu yaştan sonra mı? 

*

kısıtlı bir özgür irade var tabi ama ben önceden sanki genel olarak hayatta büyük seçimler yapmam gerek ama bu seçimler bana bırakılmıyor (biyoloji toplum fizik ne dersen) diye düşünüyordum ama şimdi artık küçük seçimlerin bana ait olduğunu ama aslında bunlarla da bayağı bir şeyi değiştirebileceğimi düşünüyorum, sadece her an bazı seçimlerde bulunduğumun bilincinde olmaya çalışarak fark yaratabilirim gibi geliyor ve bence öyle de oluyor. gün içinde sık sık bir anda durup "şuan gerçekten ne yapmak istiyorum ve ne yapıyorum" diye sormak mesela. değiştir bir şeyleri. değil mi? (umarım)

şu sıralar akademik uğraşlarla fazlasıyla meşgulüm, roman okumaya bile zaman bulamıyorum. kafam bir dolu konsept ve fikirle dolu. bunları paylaşmak istiyorum bazen burada. ama kimsenin bunlarla ilgilenmeyeceğini düşünüyorum. hepsi kısa vadeli yanılsamalar. öyle mi? of bilmiyorum. akademik makalelerle yazmak istediğim öyküler arasında uçurum var. ben ne yapmak istiyorum? ve ne yapabilirim. gerçekçi olmak ve hayalperest olmak arasındaki fark bu mu?

ben sosyal bir insan olmuşum ya. introvertlik filan yalan olmuş. gezmek takılmak istiyorum. hatta yeni insanlarla bile tanışmak istiyorum. ama yeniden dışarı çıkabilir olduğumda bunu istememe ihtimalim de yüksek. her şekilde sonuç olarak evdeyim. korona..... koronaaaaaaa.

yaşamak için sebep bulamıyorum. sabah yataktan kalkmak için. şımarıklık mı bu yoksa nankörlük mü? neyim eksik, neyim kötü? ama sahip olduğum bütün iyi yaşam şartları bile yaşamı anlamlı kılmaya yetmiyor. insanı motive etmiyor. shohei bu problemin, yaşamın kendisinden kaynaklandığını düşünüyor, "felsefeyle ilgilenenler hep böyle" dedi. ayy bu geyik japonya'da da var mı yahu? neyse onu seviyorum yanlış anlaşılmasın. sonuçta kimsenin buna bir cevabı yok: neden yaşamak zorundayız ki?

*

yeni-izlenimci bir tabloyla başlayan bir anlamsız bölümün daha sonuna geldik. buyrun metaliniz:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder