Pazar, Eylül 13, 2020

challenge sonu kitap yorumları

fil bo riva - like eye did

tam bir kişinin katıldığı okuma challenge'ımızın sonuna geldik. mrs.soda'ya teşekkürlerimi sunuyorum. kendisi dilerse buraya yorum olarak ya kendi bloguna okuduklarıyla ilgili yorumlarını yazabilir. daha verimli olsun diye bir süre kısıtlaması koymuştum ama şimdi buna gerek yok, istediğin zaman yazabilirsin sevgili soda hanım. mail adresim yoluyla benimle iletişime geçersen kitapları gönderebilirim: yagmurd17@outlook.com (mail adresim hemen sağda en üstte. herhangi biri de ne zaman isterse yazabilir. muhakkak cevap veririm.)

şimdi kitapların yorumlarına geçebilirim.

“daha önce okumadığım bir türk yazar” kategorisinde oya baydar’ın köpekli çocuklar gecesi kitabını okudum. bu kitabın çok iyi fikirler içermesine rağmen iyi yazılmamış olduğunu düşünüyorum. büyük bir beklentiyle başlamıştım çünkü ekolojik bir distopyanın epik kahramanlar olan köpekli çocuklar (bunlar da aslında sistemin dışında kalan sınıfsız da diyebileceğimiz sokak çocukları, mülteciler vs.) çok güzel ve orijinal bir fikir. ama kitapta hikaye çocukların bakış açısından değil, doğa bilimci bir kadının bakış açısından geçmişe dönük olarak anlatılıyor. bence en büyük sorun bu anlatım tekniği, her ne kadar nuh tufan hikayesinin yeniden kurulması, nuh'un gemisinin oturduğu rivayet edilen dağda sembolik olarak adem ve havva'nın sonlarını beklemesi fikir olarak çok güzel olsa da, sürekli geçmiş hakkında konuşmaları yordu ve sıktı. o an yaşanırken anlatılıyor olsaydı daha etkileyici olacağını düşünüyorum. böylece belki bu kadar informatif diyaloglar ya da paragraflar olmazdı, romanın kurulduğu dünya kendini satır aralarında ele vermeli ama kitapta kadın ve adam belgesel anlatıcısı gibi olmuş. ve çok çok fazla tekrara düşmüş gerçekten, editör bir şey dememiş mi bu konuda merak ediyorum. elli altmış sayfa çıkarırım bu kitaptan ve hiçbir şey eksilmez. yazar iklim krizine dikkat çekmek istemiş, bu konuda farkındalık kazandırmak istemiş, takdir ediyorum bu amacı çünkü iyi tezli roman da yazılabilir ama bence bu eser biraz fazla manifesto gibi. bir de son olarak karakterin sürekli amneziye sebep olan virüs hakkında konuşmasını ama her şeyi fazlasıyla ayrıntılı olarak hatırlamasını çelişkili buldum. genel olarak okunması kolay bir romandı bu yüzden yüksek bir beklentiyle başlanmazsa keyifli ve akıcı olabilir.

“güney amerikalı bir yazar” kategorimde ekvadorlu yazar mauro javier cardenas'ın devrim, yeniden kitabı vardı. gerçi kitabın orijinal adı revolutionaries try again’miş ama bu ufak değişikliğin başlık için daha etkileyici durduğunu inkar etmeyeceğim. aynı anda hem bu kadar politik hem de bu kadar kişisel olabilen bir roman daha okumuş muydum, bilmiyorum. cardenas kendinden çok fazla şey koymuş romana, doğduğu şehri, okuduğu üniversiteyi ve muhtemelen pek çok anısını. birçok farklı anlatım tekniği kullanması hem kitabı zenginleştirmiş hem de okumayı zorlaştırmış ama sanıyorum kültürel farklılıkların da etkisi vardır bunda. roman, bir cizvit lisesi olan san javier’li üç arkadaşın lisenin bitişinden on iki yıl sonra ekvador’un yaklaşan başkanlık seçimlerine aday olma fikri etrafında bir araya gelmelerini anlatıyor. ama bunu anlatırken bu üç karakterin, hatta daha fazlasının, zamansız düşüncelerini okuyoruz. seksenler ve doksanlar boyu, yöneticilerin yolsuzlukları ayan beyan ortada ve ülkenin yüzde altmışı fakirlik içinde yüzüyorken idealist gençlerin şansı olabilir mi? bir yanda eski başkanın özel kalemi olan leopoldo var ki bu başkanlık adayı olma fikrini ortaya koyan o, realpolitik’i en iyi anlayan da o. diğer yanda stanford’da ekonomi ve siyasete dair birçok şeyi farklı görmeye başlamış yıllar sonra ülkesinde dönen antonio var, ve onlardan daha alt bir sınıftan gelen radyocu oyun yazarı rolando. ve üç karakterin de babalarıyla olan problemleri hayatlarında merkezi bir yer alıyor. ama bu idealist görünen gençler gerçekten de o kadar iyiler mi? gerçekten de o kadar fedakâr ve azimliler mi, dürüstler mi, masumlar mı? ya diğer arkadaşları? bütün bu anılar ve düşünceler akarken bir yandan da ülkenin siyasi yozlaşmışlığını, yoksulluğu, hırsızlığı, suçluları, suçluluğu okuyoruz. çok eleştirel çok sarkastik bir dil. kitaptan belli bölümleri alıntılamak çok zor çünkü hep bir bütünlük içinde gidiyor, bazen bir iki sayfayı toptan paylaşmak istedim çünkü başka türlü ne kadar etkileyici olduğu anlaşılmıyor. bir yandan da bir şeyler yazmaya çalışan antonio’nun düşünceleriyle birlikte yazarın yazma sürecine de dahil olarak üçüncü bir katmanı görüyoruz. ileride bir gün elime geçerse bu kitabı orijinal dili olan ingilizceden okumayı çok isterim. bu da güzel ve açıklayıcı olduğunu düşündüğüm bir yazı: https://roughghosts.com/...uro-javier-cardenas/

“daha önce edebiyatından hiç okumadığım bir ülkeden bir kitap” kategorisi için elimdeki kitaplara bakıp izlanda’yı seçmiştim. halldor laxness'in salka valka kitabını okudum. bu kitap hakkında kafam biraz karışık. öncelikle yordam bir yayınevi olarak bastığı kitaplarda marksist-sosyalist bir tema takip ediyor. salka valka’da da bu konu, özellikle ikinci yarısında, baskın bir şekilde mevcut ama sosyalizmin bir çeşit övgüsünden ziyade eleştirisi gibiydi. belki benim bakış açımdan kaynaklanıyordur tabi ama bilemiyorum. belki yordam objektif olmak da istemiş olabilir, dedim ya kafam karıştırdı. ama bunun dışında gerçekten de daha önce çok düşünmediğim bir coğrafya ve yaşam biçimiyle beni yüzleştirdi, böyle diyorum çünkü kitabın çoğu kısmı benim için bayağı üzücüydü. kolay okunan akıcı, fazla gerçekçi bir kitap, tavsiye ederim.

“kurgu dışı bir kitap” kategorimde sevcan sönmez'in filmlerle hatırlamak çalışması vardı. bellek ve hatırlama üzerine yapılmış akademik çalışmaların yol gösterimiyle 8 adet türk filminin analizi desem fazla mı basite indirgemiş olurum acaba? (bence olmam nys) teorik kısmına aşina olduğum için (sinema öğrencisi olmamın da etkisi vardır muhakkak) benim için kolay okunan bir kitaptı, normalde teorik bir kitabı bu kadar hızlı okuyamazdım herhalde. bu filmleri izlememiş bile olsanız ki ben de hepsini izlememiştim analizleri okumak gerçekten keyifli oldu -kalanları izlemeye gerek duymadım. ve sadece hatırlama meselesi değil aslında başka birçok konudan da bahsediyor. bu yüzden film analizi okumaktan hoşlanan herhangi birinin bu kitabı keyifle okuyacağını düşünüyorum. biraz tekrara giriyor ama o kadar da olur.

“uzun süredir elinizde olan ama hala okumadığınız bir kitap” kategorimle rafta tam 6 yıldır okunmayı bekleyen tanpınar’ın yahya kemal kitabını nihayet bu challenge sayesinde okumuş oldum. kitap aslında biraz yarım çünkü tanpınar öldükten sonra onun çalışmalarından oluşturulmuş, kendisinin ekleyeceği çıkaracağı çok şey vardır eminim. tanpınar, hocası ve arkadaşı olan yahya kemal'i anlatırken aynı zamanda divan edebiyatından tanzimat edebiyatına, fransız şiirine, milliyetçiliğe dek birçok konudan ve kişiden de bahsediyor. şiir analizi de yapıyor kendi anılarını da anlatıyor. özellikle üniversite sınavına hazırlanırken edebiyat çözecekler için hem keyifli bir okuma hem de biraz ders çalışma yerine geçebilecek çok güzel bir kitap. o zamanlarda okumuş olmayı isterdim, üzgünüm. ama bazı açılardan da okunması biraz zor özellikle fransız şiirine dair bir şeyler bilmek gerekiyor ya da okurken araştırmak. bu yüzden zorlandığım yerler oldu. ben şiirle çok da ilgili bir insan değilim nihayetinde.

evet şimdilik bu kadar. bundan sonra da challenge yapmam herhalde akjdhsfjlknfkjd ama siz kendi kendinizi motive etmek için yapın güzel oluyor

sevgiler

5 yorum:

  1. köpekli çocuklar gecesi isminden dolayı merak ettiğim bir kitap olmuştu sanırım fikrimi değiştirdim yazdıklarından sonra :D Senin kitap yorumlarını gerçekten çok beğeniyorum asssla senin gibi yazamam herhalde, okurken çok keyif aldım.

    bana süre tanımana da çok sevindim çünkü çok yoğunum, vakit yetiştiremiyorum. açıkçası kitap hedefime de ulaşamadım, mutsuzum bu konuda :( ama en yakın zamanda yorumlarını girmeye çalışacağımmm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. istersen onu da sana gönderebilirim ama evet çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim :/ çok teşekkür ederimmm ilk kez böyle bir yorum aldımm
      hiç acele etmene gerek yok gayet rahat rahat oku keyfine bakk :'')

      Sil
    2. Neden olmasın kitaba asla hayır demem :D

      Tesekkur ederim 🙌🙌

      Sil
    3. Tamamdır zevkle, bana mail at ama :'))

      Sil
    4. attım aslında ama, gelmedi mi?

      Sil