Perşembe, Kasım 18, 2021

a typical graduate student



wow kuul, yazacak zaman buldum. 

doktora yapmak hiç de doğru bir karar olmayabilir. akademi düşündüğüme ne zaman bu kadar emin oldum ki zaten? evet sanırım para kazanmanın bir yolu -ya da tek yolu- olarak akademiyi gördüğümde. maaşım (burs ama ben maaş olarak bakıyorum bu süreci biraz eziyet olarak gördüğüm için) yattığında bir anlık mutluluk, sonra yine sorumlulukların hatırlanmasıyla gelen stres. tabi paradan bahsettiğimde yüksek meblağlardan bahsettiğim sanılıyor. yanlış. ben sadece beni geçinme derdine sokmadan geçindirecek kadar paranın peşindeyim.

tabi bahaneler bulabilirim. yüksek lisans yapmadan doktoraya başladığım için bu kadar zor diyebilirim ama sınıfta yüksek lisans öğrencileri de var. ingilizce anadilim değil nihayetinde de diyebilirim. düzenli çalışma disiplinim de yok. türlü nedenler sayabilirim neden bu sürecin eziyet olduğuna dair ama eninde sonunda hepsinin nedeni benim yetersizliklerim olduğu için hocaları filan suçlamam çok da ikna edici değil. kimi zaman keyif alsam da -sonuçta okuyorum- bir şeyleri yetiştirme stresi içinde okumak hiç hoş değil. yazma kısmı zaten yorucu. her hafta koca koca kitapların boşluklarını bulmaya çalışıyorum eleştiri yazabilmek için. 


brueghel'in bu tablosuna bayılmamak mümkün değil. gerçi her şeyi çok iyi.

başka şeylerden de bahsetmek isterim ama bu doktora yüzünden pek bir şey yaptığım söylenemez. 

müzelerle ilgili bir ders aldığım için birkaç tane sergi ve müze gezme fırsatı buldum. tahmin edilebileceği üzere bu dönemki en güzel dersim buydu. amerikalı müthiş bir kadın olan prof da dünyanın en kuul en anlayışlı insanı olabilir. son bir sergim kaldı, onu da gezince beşinin de hakkında yazmak istiyorum buraya. iki de oyun izledim belki onlar hakkında, belki izlediğim iki anime. falan filan. ama şuan bu yazıyı yayınlayacağım yoksa ayları bulabilir diye korkuyorum. evet boş bir yazıydı farkındayım. but this is how i feel. so. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder